Dev Turizm-İş: Sendikal örgütlenmenin önünde büyük engeller var
Türkiye'de sendikal faaliyetlerin önündeki engellere değinen Dev Turizm-İş Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu, "Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş" taleplerinin önemine dikkat çekti.

Fotoğraf: Evrensel
Mahir Doğan
Antalya — Türkiye'de işçi hakları ve sendikal örgütlenme konusunda önemli bir kampanya başlatıldı. "Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş" talepleriyle yola çıkan bu kampanyaya, Dev Turizm-İş Sendikası da tam destek verdi. Sendika Genel Başkanı Mustafa Yahyaoğlu, yaptığı açıklamada, Türkiye'deki sendikal örgütlenmenin önündeki engellere dikkat çekti ve mevcut yasaların uluslararası sözleşmelere rağmen uygulanmadığını vurguladı.
Yahyaoğlu, özellikle yüzde bir barajının sendikal örgütlenmenin önünde büyük bir engel teşkil ettiğini belirtti. Turizm sektöründe bir milyon üç yüz bin işçi çalıştığını, ancak yüzde bir barajı nedeniyle on üç bin işçiyi sendikaya üye yapmadan toplu iş sözleşmesi yapmanın mümkün olmadığını ifade etti. Bu durumun, işçilerin sendikalaşmasını engellediğini ve adaletsiz bir sistem yarattığını söyledi.
Yahyaoğlu, toplu sözleşme süreçlerinde yaşanan sorunlara da değindi. İşverenlerin yetki itirazları nedeniyle toplu sözleşme süreçlerinin yıllarca sürdüğünü ve bu süreçte işçilerin hak kaybına uğradığını belirtti. Örneğin, İbni Sina Hastanesi'nde 2020 yılında alınan yetki tespitinin, işverenin itirazı nedeniyle 2025 yılına kadar kesinleşmediğini ve bu süreçte işçilerin sendikadan ayrıldığını ifade etti. Sendikal örgütlenmenin önündeki bir diğer büyük engelin, işverenlerin sendikal nedenlerle işçi çıkarması olduğunu belirten Yahyaoğlu, bu durumun işçilerin sendikalaşma özgürlüğünü engellediğini söyledi.
“Grev yasaklarıyla işçilerin toplu iş sözleşmesi hakkı engelleniyor”
İşverenlerin, sendikal nedenle işten çıkardıkları işçilere tazminat ödeyerek toplu sözleşme yapmaktan kurtulduğunu ve bu durumun caydırıcı bir ceza olmadığını vurguladı. Yahyaoğlu, sendikal nedenle işten çıkarmanın hapis cezası ile cezalandırılması gerektiğini ifade etti. Yahyaoğlu, son dönemde grev yasaklarının arttığına dikkat çekti. Grevlerin "güvenlik gerekçesi" ile ertelendiğini, ancak bu ertelemelerin aslında grev yasağı anlamına geldiğini belirtti. Grev yasaklarının, işçilerin toplu sözleşme yapma hakkını engellediğini ve Yüksek Hakem Kurulu'na yönlendirilen sendikaların adil bir süreçle karşılaşmadığını ifade etti.
Yahyaoğlu, sendikaların işçi sınıfının birliğini sağlama görevi olduğunu vurguladı. Ancak Türkiye'de ücret sendikacılığının resmi sendikacılık olarak algılandığını ve yandaş sendikaların siyasi iktidar tarafından desteklendiğini belirtti. Taraf olmayan sendikaların ise baraj altında bırakılarak faaliyet yapamaz hale getirildiğini ifade etti.
“Sendikal faaliyet suç değildir”
Turizm sektöründe faaliyet gösteren uluslararası zincirlerin, Türkiye'deki grevlerden çok fazla etkilenmediğini belirten Yahyaoğlu, bu durumun işçilerin grev hakkını kullanmasını zorlaştırdığını söyledi. Ancak Antep'teki işçilerin mücadelesinin örnek bir direniş olduğunu ve bu mücadelenin desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Yahyaoğlu, son olarak BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen'in gözaltına alınmasına değindi. Sendikacılığın suç olmadığını ve işçilerin hak arama mücadelesinin engellenemeyeceğini belirtti. Türkmen'in mücadelesine destek veren Yahyaoğlu, tüm işçilere başarılar diledi.
Evrensel'i Takip Et