"Enerji işçilerinin sesine kulak verilmeli"

Enerji Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Muzaffer Kurtuluş, “Ülkemizde ekonomik kriz derinleştikçe, yoksulluk arttıkça sömürü katmerleşiyor. Şirketler, iktidarın korumasında krizin faturasını her fırsatta emekçilere çıkarmaya devam ediyor. Memleketin dört bir yanında insanca bir yaşam için işçiler mücadele veriyor,” dedi.

Trabzon Çoruh EDAŞ Arsin Bölge Müdürlüğü’nde çalışan, Enerji Çalışanları Sendikası’na üye işçilerin, sendika şube başkanının işten çıkarılmasını ve maaş ödemelerindeki düzensizlikleri protesto etmek için Bölge Müdürlüğü önünde başlattığı direniş 17’nci gününde devam ediyor. İşçiler, bugün Arsin Çoruh EDAŞ İşletme Şefliği önünden direniş çadırına yürüyüş düzenledi.

Yürüyüş sonrası açıklama yapan Enerji Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Muzaffer Kurtuluş şunları söyledi:

“Ülkemizde ekonomik kriz derinleştikçe, yoksulluk arttıkça sömürü katmerleşiyor. Şirketler, iktidarın korumasında krizin faturasını her fırsatta emekçilere çıkarmaya devam ediyor. Memleketin dört bir yanında insanca bir yaşam için işçiler mücadele veriyor. Ankara Çayırhan’da maden işçileri özelleştirmeye karşı direniyor. Buradan, ülkenin dört bir yanında direnen işçi kardeşlerimizi selamlıyoruz.

Bir ülkede rejimin karakterini anlamak açısından bakılacak temel parametre, işçilerin ve emekçilerin yaşam standardıdır. Türkiye, holdingler, şirketler ve sermaye sahipleri açısından cennet; emekçiler için ise hayatta kalmanın her geçen gün zorlaştığı bir cehenneme dönüştürülmüş bulunmaktadır. Memleketin bir türlü çözülemeyen temel çelişkisi, emek-sermaye çelişkisi ve egemenlerin yarattığı emek sömürüsüdür. Bu sömürünün panzehiri mücadele etmek, sınıf dayanışmasını büyütmektir. O nedenle başka yolu yok; bir araya gelecek, omuz omuza verecek, kurtuluşun tek başına değil hep beraber gerçekleştirilebileceğini unutmadan hareket edeceğiz ve mutlaka başaracağız.”

"Örgütlenmenin önüne engeller çıkarılıyor"

Kazancı Holding'in sahibi olduğu Çoruh Elektrik Dağıtım Şirketi'ne bağlı işletmelerde, son bir yılda 17 işçi yaşamını kaybetti, son bir ayda ise 2 işçi yaralandı. Peki, bu ölümler ve yaralanmalar neden yaşanıyor? Çünkü işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatına uygun davranılmıyor, gerekli önlemler alınmıyor. İş gücü maliyetini azaltarak daha fazla kâr elde etmek için dört kişinin yapması gereken iş, sadece iki kişiye yaptırılıyor.

Örgütlenmenin önüne engeller çıkarılıyor; disiplin yönetmeliği bir baskı aracına dönüştürülerek hak aramanın önüne geçilmek isteniyor. İşten çıkarmalarla işçilere gözdağı veriliyor. Enerji iş kolundaki özelleştirmeler sonrasında ücretler düşürülüyor. Burada, tam 17 gündür bir hak arama mücadelesi, bir emek mücadelesi veriliyor. İşçi arkadaşlarımız, insanca çalışma ve yaşama koşulları talep ediyor.

Bu talepler bir an önce karşılanmalı, Uğur Ertürk arkadaşımız işe iade edilmelidir.” (İşçi-Sendika Servisi)