Hukukçu Orhan Gazi Ertekin: AKP'nin yargı tarihi, yargılayarak savaşma tarihidir
Hukukçu Orhan Gazi Ertekin, iktidarın muhalefete karşı silah gibi kullanmasını “Geldiğimiz noktada, AKP'nin yargı tarihi de yargılayarak savaşma şeklinde ifade edilebiliriz" diye değerlendirdi.

Fotoğraf: TCCB
Dilan Temiz
dtemiz@evrensel.net
Araştırmacı Yazar ve Hukukçu Orhan Gazi Ertekin, iktidarın son dönemde yargıyı muhalefete karşı tamamen bir silah gibi kullanmasını “Geldiğimiz noktada, AKP'nin yargı tarihi de yargılayarak savaşma şeklinde ifade edilebilir” diye değerlendirdi.
AKP'nin yargıyla ilişkisinin 4 döneme ayrılabileceğini kaydeden “İlki 2002’den 2007’ye kadarki süreç, ikincisi 2007- 2013, 2013’ten 2016’ya ve 2016 sonrası süreç. Bunların genel özelliklerine bakarsak, son 22 yılın aslında politik savaşın yargı yoluyla yürütüldüğü bir hatta ilerliyor. Normalde yargıyı yaratan şey ilk şey güçler savaşıydı. Şimdi savaşarak yargılamanın yerini yargılayarak savaşma aldı. Geldiğimiz noktada, AKP'nin yargı tarihi de yargılayarak savaşma şeklinde ifade edilebilir” diye konuştu.
"Ergenekon’la başladı"
Bunun esas olarak 2007’den itibaren tam da Ergenekon davaları üzerinden başladığını anlatan Ertekin, ittifaklarla ayakta durabilen AKP’nin devleti yönetme ve yargı alanında da ittifaklardan yararlandığını söyledi. Ertekin, “İlk dönem yani cemaatin hakim olduğu süreç açısından bütün operasyonların kutsallaştırılmasına özel bir önem gösterildiğini söyleyebiliriz. 15 Temmuz sonraki süreçte hukuki teknik ve hukuki işçilik artık tamamen dışlanmış durumda. Onun yerine sadece devlet merkezine yakınlık, uzaklık, devlet merkezinin politik çıkarlarına uygunluk ve uygunsuzluk ceza hukukunun temel ölçeğine dönüşmüş durumda. Cemaat döneminde ceza hukuku, kendi tekniği, mantığı içerisinde siyasi çıkarlar örgütlüyordu ve teknik anlamlı, hukuk disiplini anlamlı bir alandı. Ama son geldiğimiz süreçler açısından hukuki teknik, hukuki düzey, hukukun özel diline dair hassasiyet artık tamamen yok olmuş durumda.”
"Kitlesel linç alanına dönüştü"
Siyasi yargılama süreçlerinde sosyal medya ve birçok aracın kullanıldığına dikkat çeken Ertekin, “Kitlesel linç alanına dönüşmüş durumda ve kitlesel seslerle sosyal medya sesleriyle iş yapar hale gelmiş durumda. Geçmişte örneğin kitlenin bu derece bir karşılığı yoktu. Anayasa Mahkemesi, Milli Güvenlik Kurulu ve ilk derece mahkemeler arasındaki ilişkiden doğan bir yargı faaliyeti vardı. Son derece anti demokratikti, onda bir sorun yok. Şimdiki de aynı derecede anti demokratik ama bizim bunu anlaşılmaz bulmamızı sağlayan şey geçmişten farklı olması. Geçmişteki süreçten farklı biçimde inşa edilmesi” dedi.
Fotoğraf: Orhan Gazi Ertekin
"Saraya uzanan üç ayaklı yargı faaliyeti"
“Bugün bir sosyal medyada başlatılan herhangi bir süreç doğrudan doğruya yargı merkezlerinde karşılık bulur” diyen Ertekin şöyle özetledi: “Oradan saraya uzanan bir başka şeyle beraber üç ayaklı yeni bir yargı faaliyeti doğmuş durumdadır. Bunu anlamak gerekir, buna uygun bir biçimde de daha demokratik, farklı hukuki mücadele yollarını devreye sokmak gerekir.”
"İmamoğlu yargıyla yarışmak zorunda bırakılıyor"
Ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, İstanbul Üniversitesi'ne İstanbul Büyükkşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diploması için yazdığı yazıyı değerlendiren Ertekin, “Yargının seçimde bir aktör olduğunu gösteren, seçim sürecinde İmamoğlu'nun yargıyla yarışmak zorunda bırakılması anlamına geliyor. İmamoğlu’nun seçim süreci içerisinde politik varlığı, iddiası kaçınılmaz olarak yargıda karşılanıyor ve yargıda kendi muhatabını ve yaşam iddiasını buluyor” dedi.
Evrensel'i Takip Et