Antakya Çevre Koruma Derneği: Şirketlerin çıkarı için çıkarılan, iklim adaletini gözetmeyen bir kanun

Hatay — “İklim Kanunu Teklifi”nin geçtiğimiz günlerde TBMM Çevre Komisyonunda görüşülen 20 maddesiyle kabul edildi. Teklifin önümüzdeki haftalarda Genel Kurul gündemine gelmesi beklenirken kanun teklifine ilişkin açıklama yapan Antakya Çevre Koruma Derneği, bu kanun taslağının kabul edilemez olduğunu kaydetti.

Açıklamada, “Çevre Komisyonunda alelacele kabul edilen İklim Kanunu taslağı aynı şekilde TBBM’de alelacele onaylanma ihtimali de çok yüksek! Doğayı sermayeye açacak ve şirketlerin çıkarı için, iklim adaletini gözetmeyen bir kanunundur. Bu kanun teklifi havayı, toprağı, suyu pazarlık konusu haline getirecektir. Ülkemizdeki iklim politikaları doğayı ve toplumu değil de ticareti korumak üzerine inşa edilmektedir. Derelerin kurutulmasına, tarım arazilerini yok olmasına, ormansızlaştırılmasına, soluduğumuz havanın kirletilmesine, yaban hayatın yok olmasına neden olacaktır” denildi.

“Teklifin esas amacı ticari kazanç”

Taslakta “İklim adaletine” dair hiçbir şeyin olmadığı ifade edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “İklim krizine neden olan tarım, enerji, sanayi ve madencilik politikalarında hiçbir değişiklik getirmemekle birlikte, seller, fırtınalar, yangınlar gibi afetler için hiçbir önlem almamaktadır. Bilinçsizce yapılan sulama, yarattığı tuzlanma ve  çoraklaşmaya ilişkin hiçbir önlem yok. Su kaynaklarının verimli kullanılması ve yönetilmesi ile ilgili herhangi bir çalışma bulunmamakta. Maden şirketlerinin, taş ocaklarının, beton santrallerinin yarattığı kirliliği azaltacak ve özellikle maden sahalarının rehabilite edilmemesini hakkında bir düzenleme bulunmamaktadır. Kanun teklifinin amacı, ekosistemin korunması ve iklim değişikliğine hazırlık değil de teklifinin esas amacı ticari kazançtır.”

“İklim adaletini gözetmeyen bir düzenleme meşru olamaz”

“İklim adaletini gözetmeyen bir kanun” düzenlemesinin meşru görmediklerini ifade edilen açıklamada son olarak şunlar kaydedildi: “Bizler, havasını soluyabildiğimiz, suyunu içebildiğimiz, verimli topraklarını ekebildiğimiz sağlıklı ve adil bir dünyanın sorumluluğu içerisindeyiz. Doğa satın alınamaz, yaşam bir ticaret konusu olamaz. Halkın katılımını içermeyen, tamamen şirketlerin çıkarı için hazırlanmış ve iklim adaletini gözetmeyen bir kanun düzenlemesi bizler için meşru olamaz.” (Evrensel)