3 Mart 2025 16:17
/
Güncelleme: 17:42

ABD’siz Ukrayna barış planı tutar mı? 

Beyaz Saray’da yaşananlar Avrupa’nın elini Trump’a karşı güçlendirdi. Gelişmeler, savaş sonrası dönemde geriye kalacak Ukrayna üzerinde emperyalist rekabetin kızıştığını gösteriyor.

ABD’siz Ukrayna barış planı tutar mı? 

Fotoğraf: No 10 Downing Street

Yücel Özdemir
yozdemir@evrensel.net


Köln – Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin 28 Şubat Cuma günü Washington’a yaptığı ziyaretin uluslararası ilişkiler tarihi açısından büyük önemde olacağı, yeni bir yol ayrımı özelliği taşıyacağı az çok belli idi. Zira, Donald Trump ve ekibinin dikte ettirdiği nadir elementler anlaşması bir yanıyla “Ukrayna pastası”nın tümüne ABD’nin tek sahip olacağı anlamına gelirken, diğer yanıyla savaşın faturası da Ukrayna’ya çok ağır kesiliyordu. Savaşın başladığı günden bu yana Ukrayna’ya tam destek veren Avrupa ülkelerinin Rusya ile başlatılan “müzakere süreci”nin dışında tutulması da bu sürecin diğer önemli tartışmalı konularından biriydi.

Zelenskiy’nin anlaşmayı imzalamaya çok gönüllü olmadığı ziyaret öncesinde de basına yansımıştı. Ancak yapılan tehditlerin ardından Beyaz Saray’a gidip anlaşmayı imzalamayı kabul etmişti. Ziyaret sırasında kameralar önünde yapılan tartışma nedeniyle hazırlanan anlaşma henüz imzalanmış değil. En son ABD Ekonomi Bakanlığı, anlaşmanın masadan kaldırıldığını açıkladı. Bu da daha ağır bir anlaşmanın hazırlanmakta olduğu şeklinde değerlendirilebilir.

Alman basınında yer alan yorumların çoğunda Trump ve yardımcısı JD Vance’in Zelenskiy’i provokasyona getirerek aşağılamayı önceden planladığı ve bunu kameralar önünde uyguladığı yazılıyor. Zelenskiy’nin anlaşmayı imzalamadan Beyaz Saray’dan ayrılmasıyla, Trump ve ekibi tarafından paylaşımın dışında tutulan Avrupalı emperyalist devletler için adeta gün doğdu. Beyaz Saray’da yaşananlar Avrupa’nın elini Trump’a karşı güçlendirmiş görünüyor.

Tartışmanın hemen ardından Zelenskiy ile telefon bağlantısı kurarak Londra’ya davet eden İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u da yanına alarak bir “barış planı” hazırladı. Ayrıca İngiltere ile Ukrayna arasında 2,7 milyar avroluk maddi destek anlaşması imzalandı.

Pazar akşamı Londra’da Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya liderlerinin yanı sıra AB ve NATO temsilcilerinin de katılımıyla acil bir toplantı yapıldı. 

Avrupa ülkelerinin önemli bir bölümü Trump-Vance ikilisiyle Zelenskiy arasında yaşanan tartışmaları fırsata dönüştürecek şekilde Zelenskiy’e tam destek verdiler. Denilebilir ki; 28 Şubat’a kadar Ukrayna sürecinde diğer müttefikleri devre dışı bırakarak tek başına götürme hesabı yapan ABD şimdilik tek başına kalmış görünüyor.

Bugüne kadar savaşın sürmesini isteyen Avrupa ülkeleri, Rusya ile doğrudan temasa geçmeden tek taraflı bir “barış planı” hazırladı, planda ilk etapta bir aylık ateşkes ilan ediliyor. Daha önce gündeme gelen Ukrayna'ya Avrupa askerlerinin yerleştirilmesi ise müzakereye bağlı olarak “gönüllüler koalisyonu” şeklinde gündeme getirilecek.

6 Mart’ta yeni zirve yapılacak 

İngiliz-Fransız “barış planı” her ne kadar Avrupa’nın bir planı olarak görülse de diğer ülkeler halen sürecin dışında. Bu konunda 6 Mart’ta yine Londra’da yapılması planlanan “Ukrayna zirvesi” önemli olacak.

Bu zirveden bir gün önce ise AB zirvesi olağanüstü toplanacak. Asıl olarak Ukrayna’ya yapılması öngörülen maddi yardım ele alınacak.

Yeniden inşa ve askeri yardımlar konusundaki bütçenin bütün ülkeler tarafından aynı şekilde desteklenip desteklenmeyeceği ise belirsiz. ABD yönetimiyle yakın ilişki içinde olan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, buna destek vermeyeceğini şimdiden açıklamış görünüyor.

Rusya, Avrupa’yı muhatap alacak mı?

Avrupa’nın Beyaz Saray’da yaşananlar üzerinden başlattığı “barış hamlesi”nin ne kadar karşılık bulacağı ise belirsiz. Zira, bu ülkelerin çoğu savaşın sürmesi için ABD ile birlikte Ukrayna’ya her türlü askeri ve siyasi desteği verdiler, vermeye de devam ediyorlar. Trump’ın seçimleri kazanmaması durumunda ise tablonun kısa sürede değişmesi öngörülmüyordu. Joe Biden yönetimi ve Avrupa ülkelerinin çoğu savaşın uzamasından yana tutum almıştı.

Bu nedenle Rusya Lideri Putin’in ABD’yi bir yana bırakarak Avrupa’yı müzakere için muhatap kabul etmesinin maddi koşulları bulunmuyor. Ayrıca, ABD’nin ekonomik ve askeri olarak destek vermediği Ukrayna’nın, savaşı Avrupa’nın desteğiyle sürdürmesi de mümkün görünmüyor. Bu nedenle, Rusya mümkün oldukça ABD ve Lideri Trump ile süreci ilerletmeye çalışacak. Nitekim; Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Londra’da Ukrayna'ya verilen mali yardım sözlerinin savaşı uzatacağını ifade ederek, Beyaz Saray'da Trump ile Zelenskiy arasında yaşanan tartışmanın Batı’nın birliğini kırılgan hale getirdiğine dikkat çekti.

Zelenskiy, ABD’siz müzakere olmayacağının farkında 

Ukrayna yönetimi de ABD’nin içinde olmadığı “müzakere süreci”nin başarıya uğraması şansının olmadığının farkında. Bu nedenle Zelenskiy, Londra’dan ayrılırken nadir elementler anlaşmasının bakanlar düzeyinde imzalanmasına hazır olduğunu açıkladı. Dolayısıyla ülkesinin yer altı kaynaklarına ABD tarafından tek başına el konulmasına karşı çıkmıyor. Ama Trump’ın şart koştuğu “özür dileme”ye yanaşmadığı, kendisinin imzasının anlaşmanın altında olmayacağının mesajını veriyor.

Son birkaç haftadır ABD cephesinden Zelenskiy’e karşı esen havaya bakılırsa siyasi kredisi tükenmiş görünüyor. Bunun farkında olan Zelenskiy, Avrupalı müttefiklerine dayanarak en azından Ukrayna içindeki siyasi gücünü artırmanın hesaplarını yapıyor. Alman televizyonlarının Ukrayna’dan aktardığı haberlere bakılırsa ülke, siyaseten Zelenskiy’i haklı bulanlar ve bulmayanlar olarak ikiyi bölünmüş durumda. 

Gelişmeler, savaş sonrası dönemde geriye kalacak Ukrayna üzerinde emperyalist rekabetin kızıştığını gösteriyor. Pastanın büyük bir bölümünü almak isteyen ABD’nin planlarının tutup tutmayacağını zaman gösterecek. Uzun süredir uyumlu görünen transatlantik ilişkilerin Trump’ın seçilmesiyle gerilim dönemine gireceği ilk mesajlarda görülebiliyordu. Ukrayna üzerinden Batı cephesinde başlayan bölünme de bunu gösteriyor.

Evrensel'i Takip Et