4 Mart 2025 04:00

​​​​​​​Bir ’68’liden tarih dersi

Ragıp Zarakolu

Literatür Yayınlarını kutlarım, Faruk Pekin’in “Emekçilerle Yanyana Bir Yaşam (“Dedem Koruk Yemiş”) adlı otobiyografisini yayınladığı için; elbette Faruk Pekin’i de, yaşam deneyimini 700 küsür sayfaya döktüğü için...

Burada anlatılan sadece kişisel bir anlatı değil, aynı zamanda Türkiye’nin neredeyse her on yılda bir içine düştüğü kırılma noktalarına yapılan yaşam içinden bir tanıklık.

1968 olayı. Anlatılan bir yerde ’68 kuşağının öyküsü...

Faruk Pekin ile yolumuz hayli kesişti.

Birlikte düştük Hakkâri yollarına, Agatha Christie’nin Şark Ekspresi’ni hatırlatan vagonlarla.

Zap Suyu’na köprü yapmaya... Deli sularında yüzüp karşıya geçtik...

Robert Kolej Talebe Birliği Başkanıydı Faruk Pekin, ’68 Üniversite işgalleri sırasında ve ’68 sonbaharında TöS’ün Ankara’da düzenlediği Devrimci Eğitim Şûrasına katılacaktık. İşgal’den sonra oluşan öğrenci konseyini temsil edecektik orada.

1969 yılı sonlarında Doğan Abi (Özgüden) ANT dergisinin editörlüğünü bize verecekti. Haftalık dergiden aylık dergiye geçilmesi arasındaki 6 ay, Doğan Abi sadece köşe yazısını yazacak, editörlüğü biz üstlenecektik. Nasıl bir güven!(*)

Faruk Pekin “Orta Doğu devrimci çemberi” kavramını kullanacaktı bu dönem. ANT Latin Amerika deneyimlerini aktarırken, bir yandan da Filistin sorununu taşıyacaktı okurların gündemine. 

Bugün için de belki Orta Doğu karşı devrimci çemberi deyimini kullanabiliriz.

Aylık derginin ilk sayısı için Ho Şi Mihn üzerine bir yazı yazdıktan sonra, dergideki görevimden çekildim. Doktora çalışmasına yoğunlaşmaktı nedeni. Ama ne gezer?

***

İki sosyolog arkadaş ile Kürt illerine araştırma yapmaya gittim. Diyarbakır, Siverek, Urfa... Hâlâ var olan göçerleri ziyaret ettik konakladıkları yerlerde.

Ardından 1970 fabrika işgalleri, 15-16 Haziran işçi başkaldırısı patlak verdi.  Doktora yine rafa kalktı. Sungurlar Fabrikasında işçi konseyi kurulmuş fabrika işgal olunmuştu. Sonunda sıkıyönetim ilan olundu ve tanklar dayandı fabrika kapılarına.

Kartal’da Harun Karadeniz’in kurduğu işçi birliğinde yaptığı seminerler geliyor aklıma. Emekçilerle yürümeye devam etti Faruk Pekin bugüne değin. Bu deneyimlerin ürünü Faruk Pekin’in “Artı-Değer Nedir? İşçiler Neden ve Nasıl Sömürülüyor” adlı kitabı olacak, 1974 aAffından sonra kitabı iktisat fakültesinden arkadaşımız, Yücel Yaman yayımlayacaktı.

1968 yılında Robert Kolej Fikir Kulübünün (RKFK) kurucularından biri olmuştu. O sırada ben İÜ İktisat Fikir Kulübü Başkanıydım. Birçok diğer kurucu ile arkadaş olacaktım daha sonra. Ondan önceki Talebe Birliği Başkanı Engin Akarlı, Boğaziçi Üniversitesinden emekli olana kadar ve ondan sonra da Kolejle mekanla bağını sürdüren eşi Müfide Pekin (Aynibal), Nail Satlıgan, Barış Trak, Ali Eşref Turan, Garbis Altınoğlu...

RKFK tüzüğünün 2. maddesinde kulübün amaçları şöyle sıralanır:

“Kulübümüz toplumcu (sosyalist) dünya görüşü çerçevesinde düşünce ve davranma yetisine, okulumuz öğrenci mezunlarının arasındaki dayanışmaya, karşılıklı eğitime, iş ve eylem birliğine dayanan bir örgüttür. Kulübümüz gençlerin sorunlarının çözümünü, insanın kendisini sınırsızca geliştireceği olanakların var olduğu bir düzende görür. Bu ileri topluma varabilmek için gençliğin kendisine düşen görevleri yerine getirmesini amaçlar. Bütün üyeler İnsan Hakları Evrensel Demeci (Beyannamesi) ve Türkiye Anayasası sınırları içinde başkaca hiçbir kısıtlama tanımaksızın fikir özgürlüğüne inanmışlardır.”

Aynı zamanda Kolejde sürveyan olarak çalıştığı için bağımsız güzel bir odası vardı yurtta. Az konuk olarak gecelemedim orada.

Bir Robert Kolejliydi, dünya ve ülkede birçok kapı açıktı önünde. Ama o emekçilerle birlikte yürümeyi tercih etti. Kolejin Boğaziçi Üniversitesine dönüşmesinde öğrenci birliğinin çalışmalarının büyük katkısı oldu.

Boğaziçi Üniversitesi direnişi bugün de sürüyor.

12 Mart darbesinden sonra direnişin bir parçası oldu. Yaşanan vahşetin belgelerinin uluslararası alana ulaşmasına Özgüdenlerle birlikte katkı sundu. Uluslararası heyetlerin ülkedeki araştırmalarına katkı sundu. Bedeli işkenceyi bizzat yaşamak oldu.

***

Birlikte hapis yattık Maltepe 2. Zırhlı Tugayında ve bir yaz günü Anayasa Mahkemesinin TCK 141-142. madde sanıklarını Af Kanunu kapsamından yer almaması hükmünü iptali sonucu serbest bırakıldık.

Siyasal İslam’ın parlamento ayağı kendi militanlarının serbest kalmasını sağladıktan sonra solun af kapsamında yer almasına “hayır” demişti.

Anayasa Mahkemesi bunu ayrımcılık olarak gördü ve iptal etti.

Faruk Pekin iyi bir sporcuydu aynı zamanda. Zırhlı Tugayda zaman zaman futbol maçı yapardık. İyi bir kaptandı. Son maçımızı yaparken haber geldi: “Anayasa Mahkemesi Af Yasası’nı iptal etti!” Arkadaşlar bağırarak duyurdu. Faruk maçı sürdürdü sonuna kadar, ara vermeden.  “Af çıktı” bağırtılarına kulak asmadan. Devletin affına muhtaç değildik. Önce devlet kendini affettirsin!

Faruk Pekin DİSK’in bağımsızlığının taşıyıcılarından biri oldu, kapatılmasına karşı mücadele etti, sonunda 12 Eylül cuntasının kapatma kararı iptal oldu. Her şeyine el konan DİSK yeniden açıldı.

3 küsur yılı çalındı hayatından DİSK davası nedeniyle. ”Eski DİSK Genel Başkanı Abdullah Baştürk (1929-1991) ile yollarımız onun DİSK Başkanı olmasından sonra kesişti. O günden sonra ölümüne kadar en yakınındaki genç arkadaşı olmuştum, hem dışarıda hem içeride. DİSK Başkanı olur olmaz ilk önemli çıkışı 20 Mart faşizme ihtar eylemi ile olmuştu.”

Faruk Pekin’in yayıncısı oldum. Alan Yayınları Güncel sorunlar dizisinde Demokrasi, Sendika Özgürlüğü ve Sosyal Haklar (1985) adlı kitabını, 11. Tez’in Beşinci sayısında “DİSK’in 20 Yılı” (1987) başlıklı ve “Türkiye Sorunları”nın 7/3. sayısında “1980 Bahar Direnişi” başlıklı yazılarını yayımladım (1989). 

Ve Faruk Pekin hâlâ yollarda... Tarihsel öyküleri, yaşandıkları kendi mekanlarında anlatıyor.

Eğitim çalışmasını ise kurucusu olduğu Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı çatısı altında sürdürüyor.

Sadece sınıf bilinci değil “kültür bilinci”nin gelişmesi de önemli ülkede. Aşağıdaki kitapları buna katkı sunuyor: “Kapadokya: Kayalardaki Şiirsellik” (1996), “Efsanevi Başkent İstanbul ” (2004), “100 Kale” (2008), “Yüz Köprü” (2008), “Çözüm: Kültür Turizmi” (2011), “Gezilerimin Fıkraları” (2014), “Kapadokya Gezi Rehberi” (2014), “Gezmek Yaşamaktır” (2017), “İstanbul, Şehrin Sırları” (2018).

(*) Doğan Özgüden Faruk Pekin’in anılarına ilişkin iyi bir değerlendirme yazısı yayımladı: https://www.avrupa-postasi.com/gercek-bir-68liden-tarih-dersi

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Çayırhan’da çakal sofrası

Çayırhan’da çakal sofrası

AKP iktidarının özelleştirmek istediği Çayırhan Termik Santrali ve maden işletmesinin ‘adrese teslim’ ihalesi bugün gerçekleştirilecek. İşçiler ve kamuoyu özelleştirmeye karşı çıkarken, adrese teslim ihaleye sicili kabarık patronların katılması bekleniyor. Çayırhan’ı yutacak sofrada IC İçtaş, Cengiz, Kolin, Limak, Alagöz, Ciner, Yıldızlar SSS var. Ödenmeyen işçi ücretleri madenin satış fiyatından fazla!

317.36 milyon TL: Yunus Emre Termik Enerji Santralinin son 3 ayda ürettiği elektriğin değeri

204.9 milyon TL: Aynı dönemde 1000 işçinin ortalama ücretlerden patrona 'maliyeti'

0 TL: Şirket 2021, 2022 ve 2023 yıllarında hiç vergi ödemedi

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
2 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et