Edip Akbayram’a veda: "Boyun eğmedi, hep dik durdu"

Şeyma Akcan
seyma_akcan@hotmail.com

İstanbul — Edip Akbayram, Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen törenle uğurlandı. Hayatını adadığı halkın gönlünde bıraktığı sevgi, törende bir araya gelen dostları, sanatçı arkadaşları ve sevenlerinin sözleriyle yankılandı.

Anma etkinliğine Akbayram'ın ailesinin yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel, Sanatçı Ferhat Göçer, Kubat, Suavi gibi pek çok sanatçı, dostları ve sevenleri katıldı.

Törende, Akbayram’ın yaşamını, politik ve sanatçı duruşunu anlatan Nebil Özgentürk'ün hazırladığı kısa belgesel izlendi. Belgeselde, yaşamı boyunca pek çok saldırı, tehdit ve baskıya maruz kalan Akbayram'ın, şarkılarla hayaller kurduğu ve özgürlük türküleriyle sahnelerde yer aldığı vurgulandı.

“Bu ülkede ne oluyorsa, ben kendim ne yapabiliyorsam onu yapmalı, tepkimi göstermeliyim” sözleriyle anılan Akbayram’ın sanatçı kimliği ve mücadelesi törende sıkça dile getirildi.

"Biz namuslu yaşadık"

Törende konuşan Zülfü Livaneli, “Çok hüzünlü bir törendeyiz. İnanamıyoruz. Akbayram gibi bir değerin, yıllardır Türkiye’nin hayatında olan, harcına, mayasına karışmış bir insanı kaybetmeyi kabul edemiyoruz. Ona olan sevgimizi, saygımızı göstermek için buradayız. Adı gibi bir insandı. Edip, güzel söz söyleyen demek. Çok uzun yıllar boyunca efendiliğinden, insana karşı yaklaşımındaki nezaketten, sevgiden mahrum kalacağız. Böyle insanlar namuslu yaşadılar ve namuslu gidiyorlar. Yaşar Kemal ile birlikte son görüşümüzde, 'Biz namuslu yaşadık' demişti. Edip Akbayram da namuslu yaşayanların en başında geliyordu” dedi.

Çok kıymetli bir sanatçımızı son yolculuğuna uğurlamak için burada olduklarını belirten Ekrem İmamoğlu, “Türkiye’nin güçlü seslerinden Akbayram, hepimize çok özel, tarifsiz duygular yaşattı. Bir haksızlığa karşı kendini güçlü hissetmek istediğinde, insanların hak mücadelesinde, onur mücadelesinde onunla cesaretlenmesi çok özel bir durumdu. Sesi gibi yüreği de güzel bir insandı. Sevgiden, eşitlikten yana onurlu duruşundan taviz vermedi. İsmini yaşatmak boynumuzun borcudur” şeklinde konuştu.

Edip Akbayram'ın kızı Türkü Akbayram ise, “Canıma can katan, yoluma ışık tutan babam… Ne söylesem bu ülkeye kattığı değerden daha anlamlı olmayacak. Mücadele ve direnişle geçen koca bir ömür… Birimizin memleket hasretinde, birimizin sevdasında, birimizin kavgasında, umudunda yaşayacak” ifadelerini kullandı.

"Sonuna kadar mücadeleciydi, yılmadı"

Gazetemize konuşan Oyuncu Menderes Samancılar “O güzel yürekli, devrimci bir abimizdi. Sonuna kadar mücadeleciydi, yılmadı. Hepimize de ışık oldu. Aramızda fazla yaş yoktu ama o bizim abimizdi. Her zaman sevgi ve saygıyla anacağız. Onun dik duruşuyla, o devrimci yüreğiyle hatırlayacağız” dedi.

Tiyatro Oyuncusu Orhan Aydın ise “Ben kırk beş yıllık bir yoldaşımı, ağabeyimi kaybettim” diyerek şöyle devam etti: “Ama ülkem ta Yunus Emrelerden, Karacaoğlanlardan, Pir Sultan Abdallardan, Şeyh Bedrettinlerden giderek Nâzım'dan, Sebahattin Ali'den eşitlik, özgürlük, aşk ve barışı bugüne taşıyan, onun türküleriyle, bu ülkenin işçilerine, emekçilerine, yoksullarına, adaletsizliğe uğramışlarıyla taşıyan ve bu ülkede yalnızca barışı ve kardeşliği isteyen bir yurtseveri, bir devrimciyi, bir sosyalisti kaybettik. Çok üzgünüm.”

Bu ülkede olup bitenleri herkesin gördüğünü söyleyen Aydın “Eğer kör ve sağır değillerse, işçi emekçilerin şartlarının, kadın cinayetlerinin, yalanın, talanın, adaletsizliğin nasıl büyüdüğünü görüyor. Vicdanı olan Edip Akbayram'ın sürdürdüğü hayata ve onun hayata savurduğu türkülere, şarkılara el sürer ve geleceğini öyle kurar” ifadelerini kullandı.

"Türkiye’nin en önemli değerlerindendi"

Edip Akbayram ile birlikte çalışan Müzisyen Metin Özülkü ise çocukluğunun Edip Akbayram ile geçtiğini belirterek “Ben 18 yaşındayken birlikte çalışmaya başladık. Bir sürü turneler, fuar çalışmaları, albüm çalışmaları ve son dönemde de yine meslek birliğinde aynı yönetim kurulunda uzun süre görev yaptık. O yüzden abi kardeşliğimiz 1980 yılından bugüne kadar kopmadan devam etti” dedi. Edip Akbayram’ın “halkın sanatçısı” olduğunu aktaran Özülkü şöyle devam etti: “Onun söylediği türküler hâlâ bugün piyasaya çıkmış gibi güncel ve herkes tarafından söylenen türküler. O yüzden o türkülerle zaten ölümsüz. Türkiye'nin en önemli değerlerinden bir tanesiydi ve başta gelenlerdendi. Hem sanatçı duruşuyla hem inanılmaz bir yorumcu olmasıyla. O bence o türkülerde hep yaşayacak zaten”

"Halkın sanatçısı, devrimci ve sosyalistti"

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel ise, Edip Akbayram’ın, halkın sanatçısı, devrimci ve sosyalist olduğunu belirterek “Ülkemiz tarihinin önemli dönemeçlerinde, kırılma noktalarında, direnişlerde, mücadele sahnelerinde hep onun izi vardı. Metin Göktepe'de, Cumartesi Annelerinde, Madımak'ta, işçi grevlerinde, gençlik eylemlerinde hep sesiyle, şarkılarıyla, varlığıyla, dirence can kattı. Söylendiği gibi, savrulmadı” dedi. Tüzel şöyle devam etti: “Önemli zamanlarda, özellikle bugün de herkesin vurguladığı iktidardan kaynaklı saldırı dalgaları karşısında ödün vermedi düşüncelerinden, duruşundan. Bunu bizim ile birlikte partimizin, çeşitli kuruluşlarımızın katıldığı gecelerdeki tutumundan sözlerinden çok iyi biliyoruz. Hep bir aradaydık. Edip Akbayram gerçekten unutulmayacak, yaşayacak ve bugünkü sermayenin, vahşi kapitalizmin, gericiliğin, emperyalizmin, savaşlardan medet umanların, hak tanımazların karşısında insanlık mücadelesinin, toplumcu bir ülke yaratma mücadelesinin unutulmaz isimleri içerisinde yer alacak. Partimiz de onun bütün sevenlerine, ailesine, mücadele arkadaşlarına başsağlığı diliyor.”

"Emekçilerin direnişinde yaşayacak"

Sol Parti Genel Başkanı Alper Taş: “Çok güzel bir ses, güzel bir duruş, güzel bir kişi kişilik, sosyalist, devrimci bir sanatçıyı kaybettik. Türküleriyle bütün direnişlere moral verdi. Hayatımıza renk kattı, direncimizi yüksek kıldı. Aslında kendisi fiziken elbette sonsuzluğa gitti ama türküleriyle, duruşuyla, kişiliğiyle, gülüşüyle bize emanet olarak, miras olarak kaldı. Türkülerle yaşayacak, yani ölmeyecek ve emekçilerin ezilenlerin bütün direnişlerinde onun ‘Güzel günler göreceğiz çocuklar’ şarkısı hepimizin şarkısı olmaya devam edecek” dedi.  

Sanatçının topluma karşı, halka karşı sorumluluk duyması gerektiğini belirten Taş “Majestelerinin önünde eğilmemek demek. Sanatın bağımsızlığını ve halkın ve emekçilerin çıkarlarını savunmak demek, haklının yanında durmak demek. O yüzden hiç boynunu eğmedi, hiç başını öne eğmedi, hep dik durdu, sanatından ilkelerinden ve düşüncelerinden vazgeçmedi. Sanatçı budur zaten” ifadelerini kullandı.