‘MEDYA SAVAŞ DİLİNE YATKIN’
Erkman’dan sonra konuşan Basın Enstitüsü Derneği (BED) Başkanı ve Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Kadri Gürsel, “Barış gazeteciliği” tanımının birçok gazeteci için yeni olabileceğini; ancak enstitü olarak bildikleri bir tanım olduğunu söyledi. Bugün küçük de olsa bazı gazeteciler tarafından barış dilinin kullanılıyor olmasının sevindirici olduğunu sözlerine ekleyen Gürsel, “Ama bunun ne olduğunu öğrenememiş, içselleştirememiş gazetecilerin ağırlıklı olduğu ülkede bir çıkmazda medya yine savaş diline dönüş yapabilir” uyarısı yaptı.
‘ÖZGÜRLÜĞÜN SINIRLI ÜLKESİ’
Washington Devlet Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Susan Dente Ross ise, “Barış gazeteciliği mümkün mü?” başlıklı sunumunda, gazetecilerin bu süreçlerde önemli aktörler olduğunu ve bu yüzden objektif olmaları gerektiğini söyledi.
‘HER GAZETECİ KATKI SUNMALI’
Her gazetecinin “Barış için bir şeye katkıda bulunmak” gibi bir algısının olması gerektiğini ifade eden Ross, “Adalete katkıda bulunmak, barışı inşa etmektir.” dedi. Barış gazeteciliği için “İnsanlığımızı hatırlatıyor” tanımı yapan Ross, “Barış gazetecisi gerçeğin sadece olduğu gibi bulunduğu ve aktarıldığı değil, bunların seçim yoluyla kaynağın seçimi, neyi nasıl haberleştireceğini seçme yoluyla olduğunu bilir. Barış gazeteciliği bir alternatiftir” dedi. Barış gazeteciliğinin belirli dönemlerde bedellerinin olduğunu dile getiren Ross, “Türkiye’de eğer barış gazeteciliği yaparsanız belki işinizi kaybedeceksiniz, belki de özgürlüğünüzü. Siz gazetecinin hapsedildiği, basın özgürlüğünün engellendiği bir ülkede konuşuyorsunuz” diye konuştu.
Sempozyum “Barış gazeteciliği açısından Türkiye’de durum. Türkiye’de barış gazeteciliği mümkün mü?” başlıklı oturumla devam etti. (MEDYA SERVİSİ)
Evrensel'i Takip Et