TYS’nin 8 Mart bildirisini Green Transfo’dan kadın işçiler yazdı

Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS)’nın her sene yayımladığı 8 Mart bildirisini bu yıl çıktıkları grevle kazanımlar elde eden Green Transfo Fabrikası’nda çalışan kadın işçiler yazdı. Bildirinin tamamı şu şekilde:

“25 Aralık 2024 tarihinde Green Transfo Energy işçileri olarak haklı taleplerimiz için başlattığımız grev ve mücadelemiz 51 gün sürdü. Bu 51 günlük mücadeleyi bizler grev alanında sürdürdük; annelerimiz, eşlerimiz ve kızlarımız ise evde, okulda, sokakta ve aslında her yerde bizimle birlikte oldular. Haklı mücadelemizin sonuçlarını, Green Transfo Energy'de çalışan kadın işçilerimiz ve desteklerini bir an olsun bizden esirgemeyen, bizimle birlikte 51 gün boyunca yürekleri ağızlarında olan hayat arkadaşlarımız kadınlarımıza çok anlamlı bir günde hediye etmenin haklı gururunu yaşıyoruz.

Grev çadırı bizim için bir okul gibiydi. Birlik olmanın, sevginin ve dayanışmanın gücünü öğrendik. Mücadele süresince işverenin dayatmalarına ve tehditlerine boyun eğmedik; aksine daha da güçlendik. Mücadelemiz sadece Green Transfo Energy işçilerinin değil, tüm işçi sınıfının mücadelesi oldu. Annelerimiz, eşlerimiz, kızlarımız ve tüm kadınların yanımızda yer alarak dayanışmada olması bizlere umut oldu ve bizi güçlendirdi.

168 yıl önce kadının gücünü New York'tan duyurduğu bir grev süreci, 129 kadın işçinin, polisin fabrikayı kadınları da içeride bırakarak kilitlemesi sonucu can vermeleriyle anılması kıymetli bir tarih olan 8 Mart'tır. İnsanoğlunun kadının gücünden korkması, acıtmıyor mu yine kadının canını? Ama bilmiyorlar ki, Anka Kuşu misali küllerinden yeniden doğar kadın.

Bazen bir grev işçisi, 
Bazen bir anne, 
Bazen bir sevgili, 
Bazen bir kardeş, 
Bazen bir arkadaş, 
Bazen bir dost olarak insanoğlunun karşısına zaten hep çıkar kadın. 

Toparlayıcıdır; sen dağıtırsın, o hep toparlar. 

Sen yerle yeksan edersin, o yeniden inşa eder. 

Sen öldürürsün, o yeniden doğar. 

Çünkü o, insanoğlunu doğurandır. 

Gücünden, kudretinden sual olunmaz. 

Böylesi bir gücün yok olmayacağını, yok edilemeyeceğini herkesin bilmesi gerekiyor.

Kadınların ölmediği, öldürülmediği, dayak yemediği, tacize, tecavüze uğramadığı, istismar edilmediği, hep değer gördüğü ve hep kıymet verildiği bir dünya hayal ediyoruz. 51 günlük mücadelemizde arkamızda dağ gibi duran, bizi yalnız bırakmayan kadınlarımıza da teşekkür etmeyi borç biliriz.

Memleketler içinde güzel bir memleket olan Türkiye'mizde kadın olmak zor iştir, biliyoruz.

Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!”

(Haber Merkezi)