CHP'li Çakırözer: Şubat ayında en az 45 gazeteci gözaltına alındı
CHP'li Utku Çakırözer'in şubat ayı Basın Özgürlüğü Raporu’na göre en az 45 gazeteci gözaltına alındı, 8 gazeteci tutuklandı.

Fotoğraf: Görkem Kınacı/Evrensel
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, şubat ayı Basın Özgürlüğü Raporu’nu açıkladı. Gazetecilerin şubat ayında da soruşturmalara, gözaltılara, tutuklamalara maruz kaldığını belirterek, "Sansür-tehdit-zindan kıskacı gazetecilere bitmiyor. En az 45 kez hakim karşısına çıktı gazeteciler. 18 gazeteci gözaltına alınırken 8 gazeteci tutuklandı" dedi. Çakıözer, son dönemdeki gözaltılara ilişkin ise "Bir taraftan demokrasi gelecek, barış, kardeşlik olacak diyoruz, bir taraftan ise tam tersine demokrasiye aykırı, temel hak ve özgürlüklere aykırı operasyonlar sürdürülmekte" ifadelerini kullandı.
CHP Eskişehir Milletvekili Çakırözer, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında şubat ayı Basın Özgürlüğü Raporu'nu açıkladı. Çakırözer, özetle şöyle konuştu:
"Suat Toktaş'ın yaşamından 34 gün çalındı"
"Dün İstanbul’da Çağlayan Adliyesi'nde ayıplı demokrasimizin içler acısı haline tanıklık etmenin utancını yaşadık. Adliyenin bir katında, gazetecilik yaptığı için gazeteciler yargılanıyordu, bir başka katta hak savunucuları yargılanıyordu. Bir diğer katta da İstanbul Barosu yargılanıyordu. Tek bir gün bile tutuklu kalmaması gereken Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın yaşamından sadece gazetecilik yaptığı için 34 gün çalındı.
Gazeteciler Barış Pehlivan, Serhan Asker, Kürşad Oğuz ve Seda Selek de yine 34 gün boyunca bazı haklarından kısıtlama yaşadılar. Yurt dışı çıkış yasağı, adli kontrol, her gün gidip polise imza vermek gibi. Dün akşam gördük ki yargılanan tüm meslektaşlarımız ilk duruşmada beraat ettiler. Beraat eden tüm meslektaşlarıma geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Şubat ayı yılın en kısa ayı ama en kısa ayda bile gazetecilerin hakları ihlal edildi, gazeteciler soruşturmalara, gözaltılara, tutuklamalara maruz bırakıldı. Sansür-tehdit-zindan kıskacı gazetecilere bitmiyor. En az 45 kez hakim karşısına çıktı gazeteciler. 18 gazeteci gözaltına alınırken 8 gazeteci tutuklandı. İlke TV'den Ercüment Akdeniz ve Elif Akgül, gazeteci Yıldız Tar İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında tutuklanırken, Bursa Muhalif gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ozan Kaplanoğlu 2013 yılında dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a hakaret suçlamasıyla açılan davada 12 yıl sonra cezaevine kondu. Gazeteciler Orhan Bursalı, Nevşin Mengü hakkında yazdıkları yazılar, yaptıkları paylaşımlar gerekçe gösterilerek yine hapis ceza verildi.
Sabah muhabirinin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'na ziyaret haberini yeniden haberleştiren BirGün'ün internet sitesinde çalışanları Uğur Koç, Berkant Gültekin ve Yaşar Gökdemir gözaltına alındı. Van'da kayyım protestolarını takip eden 6 gazeteci ile Mersin’de Sami Yılmaz soruşturmalar kapsamında gözaltına alındı. Gazeteci Murat Ağırel ve ailesi ölümle tehdit edildi.
"Sansür yasası gazeteciler aleyhine işletildi"
Dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle Meclis'ten geçen halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçunu da içeren sansür yasası, bu ay da gazeteciler aleyhine işletildi. Birçok gazeteci hakkında yaptıkları haber ve paylaşımlar nedeniyle soruşturma ve suç duyuruları yapıldı.
RTÜK Başkanı, ülkede olumlu olaylar yaşanmadığı algısı yaratıldığını öne sürerek kanallara en üst sınırdan yaptırım tehdidinde bulundu şubat ayında. Tehditler şubat ayında, yani marta bile kalmadan gerçeğe dönüştü. RTÜK, karamsar tablo çizmek, yorum yapmak, toplumu yanlış yönlendirmek gibi gerekçelerle kanallara ceza yağdırdı. Tele1, Halk TV, NOW TV ve Sözcü TV’ye eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş davası dosyasındaki görüntüleri haberleştirdikleri için yargılama sürecini etkileme suçlamasıyla yüzde 100 para cezası verildi.
Erişim engellerine şubat ayında da devam edildi. Çok sayıda haber sitesinin yanı sıra Fehim Işık, Hayko Bağdat ve Metin Cihan'ın X hesaplarına erişim engeli getirildi.
"Bir taraftan demokrasi gelecek diyoruz, bir taraftan demokrasiye aykırı operasyonlar sürdürülmekte"
İnsan haklarına, temel hak ve hürriyetlere aykırı şekilde gözaltına alınan ve tutuklanan hak savunucularının, gazetecilerin, sanatçıların bir an önce serbest bırakılmasını dile getirmek isterim. Şöyle bir süreç yaşıyoruz, bir taraftan Türkiye'de barışı getireceğiz, kardeşliği getireceğiz, Türkiye'de demokrasi olsun diyoruz. Ama aynı şeyleri söylediğimiz günlerde konserler veren bir sanatçı, Türkiye'nin tanıdığı bir sanatçı, haber yapan gazeteciler, bir partinin resmi İstanbul İl Başkanı gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, haksız hukuksuz bir şekilde yapılan ev baskınlarıyla. Öte taraftan CHP'ye yönelik, kendi il başkanımız da aynı şekilde soruşturmalara tabi tutuluyor. Belediye başkanlarımız gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, kayyum atanıyor. Bir taraftan demokrasi gelecek, barış, kardeşlik olacak diyoruz, bir taraftan ise tam tersine demokrasiye aykırı, temel hak ve özgürlüklere aykırı operasyonlar sürdürülmekte.
Biz yüzlerce, binlerce aydınımızı, sanatçımızı, gazetecimizi böyle rahat cezaevine göndermemeliyiz. Bu noktada AİHM'in verdiği kararlar bağlamında da Türkiye en fazla temel hak ve özgürlükleri ihlal eden ülke konumunda. Bu noktada yargıçlarımızın da tabii ki siyasi baskı altında hareket etmekteler ama yargıçlarımızın da verdikleri ve sonrasında yanlış olduğu, eksik olduğu, hatalı olduğu ortaya çıkan kararlar noktasında da sorumlu tutulması gerektiğine inanıyorum." (ANKA)
Evrensel'i Takip Et