8 Mart 2025 18:14

Prof. Dr. Hamit Bozarslan: Demokratikleşmeyen bir Türkiye'de Kürt sorunu çözülemez

Demokratikleşme adımları atılmadan ilerlenemeyeceğini söyleyen Prof. Dr. Hamit Bozarslan, "Bu nedenle demokratikleşmenin ve Kürt meselesinin çözülmesinin paralel ilerlemesi gerekiyor" dedi.

Prof. Dr. Hamit Bozarslan: Demokratikleşmeyen bir Türkiye'de Kürt sorunu çözülemez

Fotoğraf: MA

Ankara — Prof. Dr. Hamit Bozarslan, Ortadoğu'daki gelişmeleri, gelişmelerin Kürt sorununun çözümüne olası yansımalarını, Abdullah Öcalan'ın çağrısının sorunun çözümüne etkisine ilişkin Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 

"Kürt hareketi sorunun çözümü ve demokrasi arasında ilişki kuruyor"

PKK'nin feshi, silahların bırakılması ve örgütün farklı bir mücadele yöntemleri ile sürdürmesi gibi adımlar mümkün mü? Türkiye buna Abdullah Öcalan'ın istediği düzeyde cevap verebilir mi? 

Türkiye'de şu anda böyle bir hazırlık yok. Bu, çok açıktır. Öcalan'ın çağrısı aynı zamanda şu anlama gelmektedir: 40-50 yıl önceki silahlı mücadele stratejisi, ki bu stratejiyi reddetmedi kınamadı, bu stratejinin dönemi bitti. Yeni bir sayfaya giriyoruz, silahlı mücadele dönemi artık bitti. Türkiye koşullarında da bitti. Yeni dinamikler oluştu ve bu gerçekten sosyolojik olarak da görülebilen bir olgudur. 40 yıl öncesinde Türkiye Kürdistan'ında orta sınıflar yoktu, Kürt kimliğine sahip çıkan çok az kişi vardı. Diyarbakır'da belediye başkanı seçilebilmişti vs. Fakat yani şu anda, Kürt toplumu son derece ayakta olan ve kendi direniş kapasitesini geliştiren bir toplumdur. DEM Parti'nin bütün baskılara rağmen yüzde 10 oy alabilmesi son derece önemlidir. Kürtlerin kalkıp kayyımdan önce bir günlüğüne bile olsa belediyelere sahip çıkabilmesi, kendi başına çok önemli bir olaydır. Yine sembolik açıdan da çok önemli bir olgudur. Sanıyorum PKK ve Öcalan bunu rahatlıkla görebiliyor. Fakat şu an söz konusu olan devlet veya rejim sayesinde gerçekleşebilen bir sahne, ama bu sahnede sadece Kürtler var. Bu sahnenin aktörleri Kürtler, Öcalan, DEM Parti, Kürt toplumu bu meseleyi tartışıyor. Türk toplumunda belli bir tartışma yok. Ki Kürt meselesi ve demokrasi meselesi arasında bir ilişki kuran Kürt Hareketidir, Türkiye'de böyle bir söylem yok. Bahçeli de böyle bir söylem yok, en azından yine şimdilik. Erdoğan'da da böyle bir söylem yok ki zaten pratiğe baktığımızda Türkiye'de demokratikleşmeye yönelik en ufak bir sinyal yok. Ancak dediğim gibi Kürt Hareketi çok açık bir şekilde Kürt sorunu ve demokrasi arasında bir ilişki kurmuş durumda.

Hamit Bozarslan | Fotoğraf: MA

"Türkiye'de demokratikleşme adımı görmüyoruz"

Kürtlerin bu çağrıyı, adımı sahiplendiğini söyleyebilir miyiz?

Yani sahnenin şu andaki tek aktörleri Kürtlerdir. Hem Türkiye içerisindeki Kürtler hem Rojava Kürtleri çünkü Rojava Kürtleri bu gelişmeyi çok önemli bir gelişme olarak gördüler, Başur Kürtleri yine çok önemli bir mesele olarak gördüler. Yani Kürt sahasının tümü hem Türkiye'de hem de Türkiye dışında bu meseleyi sahiplenmektedir, bu meseleyi tartışmaktadır. Bu mesele ve Ortadoğu'daki Kürt meselesi arasında, bu mesele ile demokrasi arasında bir ilişki kurulmakta ve bu ilişki sadece Türkiye nezdinde kurulan bir ilişki de değil, aynı zamanda Suriye'nin, Irak'ın, ve İran'ın demokratikleşmesi açısından çok önemli bir meseledir. Fakat Türkiye cephesinde buna yönelik şu an en azından bir gelişme görmemekteyiz.

Erdoğan'ın açıklamaları sürece sahip çıkan bir safhadaydı ve yeni bir sürece geçildiğini söyledi. Bu yaklaşımı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şimdilik bir değerlendirmede bulunmayacağım. Bunu sanıyorum ki herkes söyledi. Ben de bunu hatırlattım: Öcalan'ın mesajında da var. Söylemlerin ötesinde pratik adımlara ihtiyaç vardır. Yani bu pratik adımlardan birisi bile atılmadığında, mesela Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Figen Yüksekdağ'ın bırakılması, kayyım sistemine artık başvurulmayacağının çok açık bir şekilde dile getirilmesi, Kürt basını ve diğer basınlar üzerindeki baskıların azaltılması gibi adımlar atılmalı. Fakat görüyorum ki Kürt Hareketi, bunu çok açık bir şekilde gördü, Öcalan'ın mesajında var, DEM Parti'nin konuşmalarında var ve yine Kürt meselesi ve demokrasi arasında bir ilişki var. Demokratikleşemeyen bir Türkiye'de sadece Kürt meselesini çözebilmek bence imkansızdır. Bu nedenle demokratikleşmenin ve Kürt meselesinin çözülmesinin paralel ilerlemesi gerekiyor ve şu andaki rejimin böyle bir adım atmaya niyetinin olduğunu pek görmüyorum. Yani "Başkomutan olarak ben size söylüyorum: ayağınızı denk alın" diyen bir cumhurbaşkanı ile karşı karşıyayız.

Evrensel'i Takip Et