Ordu 8 Mart eylemi: İktidar “Aile” diyor kadınlar mücadeleyi büyütüyor
8 Mart’ta, Ordu Kadın Platformu çağrısıyla yürüyen kadınlar; “Tüm gerici ve faşist kuşatmaya karşı AKP İktidarının “aile yılı” ilan ettiği bu yılı “kadın yılı” ilan ediyoruz" dedi.
Ordu – Ordu Kadın Platformu çağrısıyla kadınlar, 19 Eylül Ortaokulu'dan Sırrıpaşa Caddesi üzerinden Köprübaşı Ceren Özdemir Meydani'na yürüdü. Yürüyüş boyunca kadınlar, “Kadın yaşam özgürlük”, “Susma haykır şiddete hayır”, “Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz”. “Yaşasın 8 mart”, “Yaşasın Kadın dayanışması” sloganları attı.
Meydan’da yapılan açıklamayı platform adına Eğitim Sen Kadın Sekreteri Neşe Yüce okudu.
AKP İktidarının 2002 yılından itibaren kadın düşmanı politikaları ile kadınların mücadele ile elde ettiği kazanımlara saldırdığını belirten Yüce; “Her gün bir kadın cinayetinin gerçekleştiği ülkede İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuzca çekilmesi kadın cinayetlerinin politik olduğunun kanıtı niteliğindedir. Kadın cinayetlerinin önlenmesi için yeterli adımların atılmadığı, şiddet faillerinin cezasız kaldığı ve kadınların korunmasına yönelik yasaların etkili bir şekilde uygulanmadığı ülkemizde siyasi iktidar bu cinayetlerden birinci derecede sorumludur” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
"Aile yılı değil, kadın yılı"
Kadını birey olarak görmeyen, aile içinde toplumsal cinsiyet rollerine hapsedip ve kadını kamusal alandan uzaklaştırmaya çalışan iktidarın en son olarak da 2025 yılını “Aile Yılı” olarak ilan ettiğine vurgu yapan Yüceşöyle devam etti; “Aile söylemlerinin altında kadınlara biçilen rolün, dayatılanın ne olduğunu çok iyi biliyoruz. AKP'nin "Aile Yılı", kutsallaştırılmış aile politikaları, kadınları geleneksel aile yapısı içinde tutmayı ve onları ev içi rollerle sınırlandırmayı ve sosyal bir devletin yapması gereken bakım ve yeniden üretim emeğini kadınların omuzlarına yüklemeyi hedeflemektedir. Özellikle kadınların iş hayatı ile aile yaşamını uyumlaştırma adı altında sunulan esnek çalışma modelleri, kadınların istihdamdan tamamen çekilmesine yol açma riski taşımaktadır. Kadınların kendi yaşamları üzerinde karar verme haklarını gasp edilirken, aynı zamanda ekonomik ve sosyal yükleri de artırmaktadır. Aile Yılı kapsamında sunulan maddi teşvikler, kadınları borçlandırarak yeni bir esaret biçimi olan modern köleleri ortaya çıkarmaktadır.”
“ Kalkınma Planı kadınlara düşük ücret,güvencesizlik ve bakım emeği yükü getiriyor”
12. Kalkınma Planı'nda, kadınların iş ve aile yaşamını uyumlaştırılması için esnek çalışma modellerinin öne çıkarıldığıın vurgulayan Yüce. “Ancak bu modeller, kadınların güvencesiz ve düşük ücretli işlerde çalışmasına yol açmaktadır. Kadınların ev ve çocuk bakımı sorumlulukları nedeniyle tam zamanlı çalışamayacağı varsayımı, onları düşük ücretli, güvencesiz ve esnek işlere yönlendirecektir. Bu durum toplumsal cinsiyet eşitsizliğini, kadın yoksulluğunu daha da derinleştirecek hane içinde kadına yönelen şiddet ve baskının artışına neden olacaktır” ifadelerini kullandı.
“Sermayeye köle olmayacağız”
Bütün bu saldırıların, kadın düşmanı politikaların kapitalizmden ve neoliberal politikalardan azade olmadığının altını çizen Yüce: “Bütün kamusal alanların sermayenin ihtiyaçlarına dönük piyasalaştırılması, kadınları ucuz iş gücü ordusu görmesi ve LGBT+ lara nefret saldırıları sistemin devamlılığına esastır. Tam da bu koşullarda çalışma yasalarında annelik değil ebeveynlik vurgusunun, kamusal hizmetlerin, kreşlerin, emzirme izni, süt yardımı, toplu taşıma indirimleri, üreme sağlığı dahil olmak üzere sağlık hakları gibi yeniden üretimle ilişkili hakları da talep etmek, eşit ücret, eşitlik, özgürlük ve emek mücadelemiz için çok büyük önem taşımaktadır” diye belirtti.
“Tüm dünyada barış istiyoruz”
Emperyalist ülkelerin kendi ihtiyaçları çerçevesinde savaş ve çatışmalarla bütün dünyayı istedikleri şekilde biçimlendirmeye devam ettiğini söyleyen Yüce: “Emperyalist politikalar sonucu halklar, farklı mezhep ve inanç grupları birbirine düşman edilmekte, toplumsal barış imkânı yok edilmektedir. Emperyalist ülkelerin korumasında Ortadoğu’da iktidara taşınan cihatçı gruplar kadınlar için karanlıktan başka bir şey vaat etmektedir” dedi.
"Kayyım atamaları antidemokratiktir"
Akp-Mhp İktidar bloğunun halkın iradesini gasbederek muhalefetin belediyelerine kayyum atadığını ve baskı politikalarını arttırdığını dile getiren Yüce şöyel devam etti; “Gerek belediyelere gerek gazetecilere yönelik yapılan operasyonlarla muhalefet sindirilmeye çalışılmaktadır. Tüm bu antidemokratik uygulamalar kadınları derinden etkilemektedir. Kayyum atanan belediyelerde atanan kayyumlar varlıkları gereği ilk olarak toplumsal cinsiyet eşitliliğine olumlu etkileri olan uygulamalara son vermektedir.”
“Vardık, varız, var olacağız”
Tüm bu gerici ve faşist kuşatmaya karşı kadınlar olarak AKP İktidarının “aile yılı” ilan ettiği bu yılı “kadın yılı” ilan ettiklerini vurgulayan Yüce; “Bize evin yolunu gösteren politikalara karşı alanlarda, sokaklarda, iş yerlerinde kamusal alanda eşit yurttaşlık ve özgürlük mücadelemizi büyütüyoruz” diye konuştu. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et