Elazığ Kadın Platformu: Şiddete mahkum ettiğiniz düzeni kabul etmiyoruz

Elazığ- Elazığ Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Postane Meydanı’nda bir araya geldi. Sloganlar ve halaylar eşliğinde taleplerini dile getiren kadınlar, “Bizler de bu yıl 8 Mart’ı bugünün sağ, muhafazakâr ve gerici iktidarların yoksulluk, istikrarsızlık, şiddet; daha çok kriz getiren ırkçı ataerkil  kapitalizmine, savaşlarına ve nefret söylemlerine isyanımız ve öfkemizle; geçmişten aldığımız mirası yükselterek geleceğe taşımak için alanlardayız" dedi.

Elazığ Kadın Platformu adına açıklama yapan Dilan Gültekin, “Halkın geniş kesimlerini adeta ezip geçen Mehmet Şimşek programıyla geçtiğimiz 8 Mart’a göre bugün daha da yoksullaşmış haldeyiz. Geçtiğimiz yıldan bu yana işçi ve emekçi kadınlar, iktidarın orta vadeli program ve 12. kalkınma planında yer alan güvencesiz ve esnek çalışmanın hızla yaygınlaşmasıyla iyiden iyiye derinleşen bir yoksullukla yüz yüze kaldı. İktidar, ‘Kadınlara istihdam sağlıyoruz’ diye övünürken aslında bu; kadınları sosyal güvenceden yoksun, düşük ücretli, kıdem tazminatı ve emeklilik güvencesi olmayan işlere mahkum etmeyi ifade ediyor. Kısa dönemli ve güvencesiz işlere mahkum ediliyoruz” dedi. Gültekin, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin, cinsel suçların ve kadın cinayetlerinin yaşamların orta yerinde durmaya devam ettiğini ekledi.

“Tek dayanak örgütlü mücadele”

Gültekin, “2024’ün son aylarında 8 yaşındaki Narin Güran’ın ailesi tarafından katledilmesi, İzmir’in Selçuk ilçesinde geçimini sağlayabilmek için hurdacılık yapan bir kadının evde yalnız bırakmak zorunda kaldığı en büyükleri 5 yaşında olan 5 çocuğun hayatını kaybettiği yangının acısı, İstanbul Fatih'te Semih Çelik adlı şahsın iki genç kadını katletmesi ve katlettiği kadınlardan birinin bedenini parçalara ayıracak kadar canavarlaştığı haberleri bu ülkenin kadınlarının hafızalarından hiçbir zaman silinmeyecek.  Bu şiddetin ve yoksulluğun yarattığı dehşetin fotoğrafıdır. Bu Türkiye yüzyılı söylemleriyle gizlemeye çalıştıkları Türkiye gerçeğidir” diyerek, Kadınları yoksulluğa ve şiddete mahkum edilen düzeni ve yargı eliyle kadın katillerin aklanmasını kabul etmediklerini söyledi.

“LGBTİ+ değil kadın katillerini cezalandırın”

Açıklamasında Gültekin, geçtiğimiz günlerde basının gündemine düşen Türk Ceza Kanunu’nda ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi taslağını hatırlatarak, “Bu düzenlemeler ile LGBTİ olmak adeta suç olarak tanımlanarak cezalandırılmak isteniyor. Kadınları ve LGBTİ’leri değil kadın katillerini cezalandırın diyoruz. Kadınların aileleri içinde, evde, sokakta ve işyerlerinde güvende olması için İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalansın, kadını şiddet ve istismardan, ayrımcılıktan koruyacak uluslararası standartlar hayata geçirilsin, ulusal mevzuat buna göre düzenlensin istiyoruz. İş yerinde şiddet ve tacizin önlenmesini düzenleyen ILO’nun 190 Sayılı Sözleşmesi’ne taraf olunsun ve sözleşmeyle ilgili düzenlemeler yapılarak uygulamaya konulsun diyoruz” dedi.

Gültekin son olarak, “Barış içinde, eşit, özgür, şiddetsiz ve insanca yaşayacağımız bir yaşamı kazanıncaya dek mücadelemizi sürdüreceğimizin sözünü bir kere daha veriyoruz” vurgusu yaptı. (Evrensel)