Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu: Mücadelemiz bir gün değil her gün sürecek
Aliağa'da Emek ve Demokrasi Platformu çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, 8 Mart yürüyüşü gerçekleştirdi, " Mücadelemiz bir gün değil her gün sürecek" dedi.

Fotoğraf: Evrensel
İzmir — Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde eylem düzenledi. Aliağa'da Aliağa Emek ve Demokrasi Platformu çağrısı ile bir araya gelen kadınlar, Petrol-İş önünden Demokrasi Meydanı’na yürüdü. Basın metnini platform adına Başak Gürer Karadayı okudu.
2025 yılının ekonomik krizlerin, hayat pahalılığının, yoksulluğun ve sosyal adaletsizliğin derinleştiği bir yıl olduğunu söyleyen Karadayı, “Özellikle kadınlar, bu ekonomik darboğazda en fazla zarar gören kesimlerden biri oluyor. Bizler yoksullukla, şiddetle, işsizlikle, güvencesizlikle boğuşurken AKP iktidarı bu yılı aile yılı ilan ederek kadınlara yine üç çocuk, çocuk işçilik, erken yaşta evlilik demeye devam ediyor. ‘Senin tek sığınağın ailen' diyor. Ama o ailelerin içinde de şiddetin arttığını, geçim derdi arttıkça kavgaların büyüdüğünü göstermiyorlar. Ailenin de altını boşaltıyorlar” dedi.
“Türkiye’de dört çocuktan biri okula aç gidiyor”
Kadınların alım gücünün hızla eridiğini belirten Karadayı, “Çalışan kadınlar bile genellikle düşük ücretli ve güvencesiz işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Ülkenin çeşitli yerlerinde kadınlar çalışma koşullarına, düşük ücrete ve sendikal hakları için direnişler de en ön saflarda yerini alıyor. İzmir’de Digel Tekstil işçisi kadınlar, Temel Conta Fabrikası’nda çalışan kadınlar, sermayenin hak gasplarına, çalışırken uğradıkları baskılara karşı iki ayı geçkin süredir direniyor” ifadelerini kullandı. Bir diğer büyük sorun ise, çocukların beslenme yetersizliği ve artan bodurluk oranları olduğunu vurgulayan Karadayı, “Türkiye'de her dört çocuktan biri okula aç gidiyor. Kadınlar kendi ihtiyaçlarından kısarak, çocukları arasında tercih yapmak zorunda bırakılarak açlıkla ve yoksullukla sınanıyor. Ekonomik eşitsizlik, çocukların sağlıklı bir şekilde gelişmelerini engelliyor. Bu sebeple çocuklarımıza okullarda bir öğün ücretsiz yemek talebimizi buradan bir kez daha yineliyoruz. Türkiye’deki bu sorunlar yalnızca ekonomik eşitsizlikle değil, aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle de doğrudan ilişkilidir. Kadınların, çocukların ve diğer dezavantajlı grupların hakları, genellikle göz ardı edilmektedir” diye konuştu.
Fotoğraf: Evrensel
“Kadın mücadelesi herkes tarafından sahiplenilmeli”
Kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmasının toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin ortadan kaldırılması için kritik bir adım olduğunu söyleyen Karadayı, kadınların iş gücüne katılım oranlarının artırılması, erkeklerle eşit maaş alabilmesi ve şiddetten arınmış bir toplumda yaşamalarının ancak toplumsal dönüşümle mümkün olduğunu ekledi. Toplumsal cinsiyet eşitliği sağlandığında, sadece kadınların değil, tüm toplumun daha güçlü, daha sağlıklı ve daha adil bir yapıya kavuşacağını belirten Karadayı, “Kadınların eşit haklarla var olabilmesi, sadece kadınların değil, tüm toplumun daha adil, eşitlikçi ve özgür bir yaşam sürebilmesi anlamına gelir. Kadın hareketinin, sadece kadınlar tarafından değil, tüm toplumsal sınıflar, ırklar, etnik kökenler ve inançlar tarafından sahiplenilmesi gerekmektedir. Cinsiyet eşitliği, yalnızca kadınların değil, tüm insanlığın eşit ve özgür bir dünyada yaşama hakkıdır” dedi.
Kadın mücadelesinin sadece bir gün değil her gün sürdürülmesi gerektiğini söyleyen Karadayı, kadınların toplumsal hayatta daha fazla söz sahibi olması, şiddetin ve ayrımcılığın son bulması için mücadelelerini her alanda sürdüreceklerini vurgulayadı. Karadayı son olarak taleplerini sıraladı:
- Güvencesiz, esnek ve düşük ücretle çalıştırılmaya karşı insanca yaşam, güvenceli iş, insanca bir ücret istiyoruz.
- İşyerlerinde mobbing ve tacize karşı ILO 190’nın uygulanmasını, kadınların sendikal hak özgürlükleri önündeki tüm engellerin kaldırılmasını istiyoruz.
- Her gün bir kızkardeşimizi aramızdan alan karanlığa karşı, kadın cinayetlerinin son bulması, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için caydırıcı cezalar, 6284’ün etkili bir şekilde uygulanmasını, sığınma evlerinin sayısının artırılmasını istiyoruz.
(Evrensel)
Evrensel'i Takip Et