İstanbul’a bitmeyen ihanetler: Yenikapı kruvaziyer limanı projesi
İstanbul’a bir darbe daha vuracak olan projeye göre; deniz ve kara doldurulacak, yapılar için alana 2.6 milyon metreküp taş getirilecek, devasa gemiler limana yanaşacak…

Yenikapı kruvaziyer limanı projes
Osman Güdü
İstanbul’a ihanetler devam ediyor. Tarihi yarımadayı da etkileyecek korkunç bir proje gündemde. “Yenikapı kruvaziyer limanı projesi.” Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğünce sunulan projede, İstanbul’un tarihi kültürel mirasına bir darbe de Yenikapı’dan atılıyor.
Proje alanı, 5 Aralık 2025 tarihinde sunulan ÇED raporunda, 1:100 bin ölçekli çevre düzeni planında, “Kültür odaklı turizm” alanıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) 13 Şubat 2009 tarihli meclisinden oy çokluğu ile geçen bu planlarda, tarihi yarımadanın deniz tarafında yapılan dolgularla Boğaz tünel geçişine hizmet eden 8 şeritli yolları ve Yenikapı’da yapılan dolgular, İstanbul gibi bir kente karşı işlenen bu en büyük suçlar yetmezmiş gibi şimdi de Yenikapı dolgu alanına yapılacak ilave 129 bin metrekare dolgu ve 57 bin 200 metrekare kazıklı sistem ile yeni kruvaziyer limanı yapılacak.
2.6 milyon metreküp taş gerekecek
Bu devasa yapılar için alana 2.6 milyon metreküp taş gerekecek. Yine ÇED raporunda da belirtildiği gibi bu malzemenin temini için bölgeye yakın taş ocaklarının tespiti ve taşıma, yol güzergahı belirlenip 1. Bölge Trafik Müdürlüğünden görüş alınacak. Bölgedeki dolgu çalışmaları sürecinde, İstanbul trafiğinde ulaşımı son derece zor olan, sahil yolu ve bağlantı yollarında, ağır tonajlı hafriyat kamyonlarının yer aldığı bir trafiği, onun sebep olacağı çevresel kirliliği düşünmek bile istemiyorum.
Bu proje kapsamında ele alınan senaryolara göre, limanın yıllık yolcu kapasitesi 2 milyon 700 bin olarak hesaplanmış. 20 günlük bir süreçte 36 bin 800 kişi görülüyor. Toplam kruvaziyer liman alanı, 2 bin 490 metrelik 8 adet yanaşma yeri ile dünyanın en büyük kruvaziyer limanlarından biri olacak. Yine senaryo raporlamalarına göre proje 2030 yılında 548 gemiye hizmet sağlarken, 2040 yılında bu sayı 1314’e yükselecek. Tüm bu değerlerin yükseldiği İstanbul’da artan araç ve nüfusa da bu değerleri işlersek, çözümü mümkün olmayacak bir sorunla da karşı karşıya kalınacak.
Depremi bekleyen bir kent
Projeye ait 1:500 ve 1:1000 ölçekli uygulama imar planlarına ait çalışma süreçleri devam ediyor. Projenin tetiklediği alanlar içinde Haliç Yat Limanı Kompleksinde de 3 otel yapısı, 2 yat limanı ve iskeleler yer alırken, Galata Port projesi kapsamında da yeni oteller ve alışveriş alanları planlanıyor. Tüm bu projelerin ele alındığı alanların zemin yapılarına bakıldığında, depremi bekleyen bir kentte acil yapılması gereken birçok proje olmasına rağmen, dayatılan bu projede ÇED raporunda açıkça deprem riski oluşturduğunu da belirtiyor.
Tarihi kentin korunması adına ICOMOS’un (International Council on Monuments and Sites - Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi) yaptığı açıklama da koruyor “muş” gibi görünmekten öte değil. ICOMOS raporunda liman yapılarının yüksekliklerinin minimum seviyede tutulması, proje alan başkanlığına ve koruma kurulunun görüşüne sunulması, inşaat sırasında arkeolojik buluntular için müze müdürlüğü denetiminde çalışmaların yapılması, deniz tabanı kazılarında müze müdürlüğünün denetlemesi, olası bir bulgu ile karşılaşılması halinde çalışmaların durdurularak, rastlantı buluntu prosedürünün işletilmesi, yapılacak yapıların genel kültürel değere, siluüete, renklere uyumlu, şeffaflığı da öne çıkaracak biçimde yapılmasına yer veriyor. ICOMOS’un verdiği bu raporlara ilişkin olarak İstanbul’da daha önce yapılmış proje uygulamalarına bakıldığında kuralların uygulanmadığını da görmekteyiz.
Bu kenti korumak bir insanlık görevidir
ÇED raporunda oldukça uzun ve her türlü değerlendirmelere de yer verilmiş olmasına rağmen, bu proje İstanbul için bir felakettir. İstanbul kentinin tarihi, geçmişi ve kültürel kimliği bu tür projeleri kaldıramaz. Kentin olağanüstü artan yoğunluğuna çözüm üretmek amacı ile yapılan Boğaz köprüleri, tüp ve tünel geçişleri ve ona bağlı yollar, Kanal İstanbul projesi ve bazı kentsel dönüşüm projeleri kenti kimliğinden tamamen uzaklaştırmıştır.
Dünyada içinden deniz geçen, tabiat ve kültürel varlıkları ile var olan, bu kadar zengin olan bir başka kent yoktur. Binlerce yıllık tarihi yok sayılarak turizm yatırımları gibi gerekçelerle her alanında rant projeleri uygulanan bu kentten artık elinizi çekin. Bugün 21 milyon nüfusu ile azman bir kent olan İstanbul artık kendine yetemiyor. Yaşam kalitesi açısından yaşanılır kentler arasında çok kötü yerdedir. Bu kente yapılan ihanetler artık durmalıdır. Bir dünya mirası olan bu kadim kent; iktidarın, kazanç ve rant alanı olarak kullanılmamalıdır. Son 20 yılda yapılan ihanetler ile İstanbul yok edilmektedir. Tüm dünyanın kültürel mirası olan tarihi yarımada, bu ihanetlerden korunmalıdır. Bu kent yıllar sonra da var olacak ama, bu kente ihanet edenler, bıraktıkları kötü miras ile yok olup gidecekler. Bu kenti korumak bir insanlık görevidir…
Devasa gemiler, deniz ve kara dolguları, bağlantı yolları…
Bu proje kapsamında bakın neler var:
** 8 adet kruvaziyer geminin yanaşacağı 20 binlik (GT) 600 ile 800 yolcu kapasiteli gemilerden, 220 (GT) 5 bin 400 ile 7 bin 500 yolcu kapasiteli gemilere kadar, farklı büyüklükteki 8 gemilik liman.
** Proje içinde, 223 bin 100 metrekare terminal binası, 72 bin metrekarelik 2 dolgu alanı, 57 bin 200 metrekarelik kazıklı iskele alanı yer alırken, 1. dolgu alanında da 75 bin metrekare dolgu ve 1000 metrekare de kazıklı sistem yer alacak.
** Bu projenin ÇED dosyasında dolgu alanı olarak 129 bin 200 metrekare alan tanımı yapıldı. Liman bağlantı yolu 50 metre genişliğinde ve 345 metre uzunluğunda olacak. Toplam 17 bin 900 metrekare alanı kaplayacak olan bu yol mevcut sahil yoluna birleşecek. Boğaz tünel geçişinin de yer aldığı bu aksta şu andaki trafik yükü oldukça yoğun. Bu bağlantı ile sahil yolunda trafik tamamen kilitlenecek.
** Proje aşamalarındaki 1. bölgede yanaşma yeri, iki bölüm olacak. İlk yanaşma yerinde; 310 metre uzunluğundaki bağlantının genişliği 25 ile 45 metre arası. Bu bağlantı içinde 190 metre kazıklı yol ilavesi ile bağlantı uzunluğu toplam 500 metreyi bulacak. 2. yanaşma iskelesinde ise, kazıklı yolun boyu 310 metre olacak. Genişliği 25 ile 43 metre arasında yapılacak.
** İkinci bölgede yanaşma yeri, 3 ve 4. sırada olup 350 metre boyda, 25 ile 48 metre genişlikte iskelesi yer alacak. Üçüncü bölgede yanaşma yeri 5 ve 6 sırada, 384 metre boy, 25 ile 43 metre eninde 216 metrelik kazıklı yolu ile iskeleye toplamda 600 metrelik bir bağlantı yapılacak.
** Bu iskelelere yanaşacak olan gemilerin özelliklerine bakacak olursak, 266.60 metre boyu ve 31.39 metre eni ile başlayan gemilerin, son gelişmiş yapıları içinde boyu 360 metreye varan ve eni 47 metreyi bulan ölçüleri içinde devasa gemiler limanda olacak.
Tarihi yarımadadaki silüet
1970’li yıllardan günümüze gelişen kruvaziyer gemiler, artık 4 bin 200’den 6 bin kişilik yolcu kapasiteleri ile dünya limanlarında yer almakta. Bu devasa gemilerin tarihi yarımada önündeki duruşunda İstanbul silüetinde yer alan görüntüsünü siz düşünün.
** Liman alanı içinde yapılacak olan binalarda farklı fonksiyonlardaki yapılarda, gümrük ofisleri, dükkan alanları, ticari ofisler, dutty- free mağazaları, restoranlar, kafeler, araç kiralama ve turizm ofisleri, mescitler, depolar ve teknik hacimler yer alacak.
** Projenin kara tarafında ise; sosyal kültürel alanlar, restoran ve kafeler, mağazaların da yer aldığı 12 adet yapı bulunacak. Bu yapıların saçak seviyesi h:6.5 metre olarak belirlenmiş. Toplam da, sosyal, ticari ve kültürel alan 10 bin 196.70 metrekare olarak raporda yer almakta.
** Kara tarafında diğer yapı elemanları da açık otopark alanları ve servis yolları ile tamamlanacak. Terminal binasında 168 araçlık açık otopark, 24 tur otobüs parkı yer alırken, sosyal alanda da 290 araçlık otopark ile 24 otobüs park alanı yapılacak.
Trafik yükü içinden çıkılmaz olacak
Aynı anda 8 geminin yanaştığı limandaki yoğunluğun kentin bu noktasında yaratacağı ulaşım sorunları başta olmak üzere diğer konularda ne kadar olumsuz bir etki yapacağı da ortada.
** 35 bin 791.80 metrekarelik inşaat içinde sosyal kullanım ticari alanlar 10 bin 196.70 metrekare, kafe ve restoran alanları 1715 metrekare, ticari alanlar 1763 metrekare, dutty-free 813 metrekare, ofisler 3 bin 218 metrekare, gelen ve giden yolcu salonları 6 bin 496 metrekare, bağlantı köprüleri 8 bin 888 metrekare ve servis, WC, VİP ve teknik alanlar da yer alacak.
Bu devamlı oluşacak yoğunlukların ve sürekliliği, bölgede trafik yükünün İstanbul için içinden çıkılması mümkün olmayan sonuçlarını da yaratacaktır.
Evrensel'i Takip Et