10 Mart 2025 13:40
/
Güncelleme: 14:16

MEB’e "cinsiyet eşitlik projesini" hatırlatmalı yanıt: Toplumsal cinsiyet eşitliği kriminalize edilmeye çalışılıyor

MEB’in, 2014-2016 yılları arasında yürüttüğü cinsiyet eşitliği projesini hatırlatan Eğitim Sen, MEB’in asılsız suçlamalarla, cinsiyet eşitliği dersi vermeyi suçmuş gibi gösterdiğini belirtti.

MEB’e "cinsiyet eşitlik projesini" hatırlatmalı yanıt: Toplumsal cinsiyet eşitliği kriminalize edilmeye çalışılıyor

Fotoğraf: Evrensel

Ankara – MEB’in, 2014-2016 yılları arasında yürüttüğü Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesini hatırlatan Eğitim Sen, MEB’in bilimsel gerçeklikten uzak, asılsız suçlamalarla, cinsiyet eşitliği konusunda ders göstemeyi suç olarak gösterdiğini belirtti.

Millî Eğitim Bakanlığının (MEB), Eğitim Sen’in 10 Mart günü toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ders yapılması ile ilgili kararına karşı çarpıtmalarla dolu ve suçlayıcı ifadeler kullanarak kamuoyuna dönük bir açıklama yayınladığı belirtilen açıklamada; “Eğitim Sen olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini, yalnızca akademik bir kavram olarak değil, uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve demokratik eğitim anlayışının ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüzü belirtmek isteriz. UNESCO, Avrupa Konseyi ve birçok uluslararası eğitim kurumu, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını temel bir gereklilik olarak kabul etmektedir. Ancak MEB, bugünkü açıklaması ile toplumsal cinsiyet eşitliğini “zararlı” veya “tehdit” olarak göstermeye çalışarak, bilimsel bilgiye dayanmayan bir yaklaşım sergilemektedir. MEB’in, Eğitim Sen’in önerdiği toplumsal cinsiyet eşitliği derslerine karşı geliştirdiği tehdit ve çarpıtma dolu ifadeler, kadın-erkek eşitliğini hedef alan ve geleneksel cinsiyet rollerini mutlaklaştıran bir bakış açısına dayanmaktadır. Öyle ki yandaş sendikalarıyla, ittifak içerisinde oldukları dini tarikat ve cemaatlerle önce çocuklarımız, sonrasında da toplumsal yaşamın her alanı gericileştirme politikalarının hedefindedir” denildi.

MEB’in toplumsal cinsiyet eşitliği projesini hatırlattı

MEB’e 2014-2016 yılları arasında yürüttüğü “Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi”ni (ETCEP) hatırlatan Eğitim Sen “Porojede var olan ‘Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkekler ile kız ve erkek çocukların haklar ve fırsatlardan tam ve eşit bir biçimde yararlanmaları ve sorumlulukları eşit olarak bölüşmeleri olarak tanımlanabilir. Toplumsal cinsiyet eşitliği kadın ve erkeğin aynılaştırılması anlamına gelmez; haklar, fırsatlar ve sorumlulukların cinsiyet temelinde farklı bir biçimde tanımlanmamasını öngörür. Toplumsal cinsiyet eşitliği, herhangi bir konuda plan, program ve politika hazırlama ve uygulama süreçlerinde kadın ve erkeklerin ihtiyaçlarının, beklentilerinin ve önceliklerinin farklı olabileceğini kabul eder. Bu ihtiyaç, beklenti ve önceliklerin dikkate alınması gerektiğine işaret eder. Bu nedenle de, toplumsal cinsiyet eşitliği hem bir insan hakları meselesidir, hem de insan merkezli kalkınmanın ön koşulu ve göstergesidir’ tanımlaması bize değil, 2014-2016 yılları arasında ETCEP projesini yürüten MEB’e aittir” ifadelerini kullandı.

Açıklamada aynı metinde eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliği ise “kız ve erkek çocukların her türlü toplumsal kalıplardan, ön yargılardan uzak olarak eğitime erişebilmelerini, eğitimleri sırasında ve sonrasında elde edecekleri kazanımlarda da kendilerine eşit fırsatlar yaratılmasını ve her koşulda eşit muamele görmelerini öngörmektedir” denildiği de belirtildi.

“MEB’in asılsız suçlamaları yasal-ideolojik çizgisini yansıtıyor”

MEB’in, Eğitim Sen’in toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesindeki yaklaşımına yönelik asılsız suçlamalarının, bilimsel gerçeklerden uzak olup, tamamen iktidarın siyasal-ideolojik çizgisini yansıttığının altı çizilen açıklamada şöyle denildi; “Eğitimi bir bütün olarak laik, bilimsel ve demokratik değerlerden uzaklaştırmaya, kadınların ve kız çocuklarının eğitimde ve toplumsal yaşamda eşit haklara sahip olma mücadelesini baltalamaya, eğitimde özgür bireyler yerine, ataerkil normlara boyun eğen bireyler yetiştirmeye yönelik bir amaca hizmet etmektedir. Oysa toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi, öğrencilerin adalet, insan hakları ve eşit yurttaşlık bilinciyle yetişmesini sağlayan temel bir unsurdur”

"MEB, tarikatlarla imzaladığı protokollerle eğitimi ideolojik görüşü doğrultusunda değiştiriyor"

Eğitimi, cinsiyetçi kalıplar içinde dar bir çerçeveye hapsetmenin, çocukların gelişimine zarar verecek ve onları iktidarın baskıcı ve otoriter içerikte oluşturmaya çalıştığı toplumsal normlara mahkûm edeceğine işaret edilen açıklamada; “İktidarın artan kadın cinayetleri, çocuk istismarı, çocuk yaşta zorla evlilikler sorununu, kız çocuklarına ve kadınlara yönelik ayrımcılığı, şiddeti derinleştiren politikalarına her gün şahit oluyoruz. İktidarın bu uygulamalarına paralel olarak, MEB de “Maarif Yüzyılı” eğitim müfredatı başta olmak üzere, dinci, gerici, ırkçı dernek, vakıf, cemaat ve tarikatlarla imzaladığı protokollerle eğitimi kendi ideolojik görüşü doğrultusunda değiştirip dönüştürme çabalarını sürdürüyor” denildi.

“Kendini laikliğin savunucusu addeden sendikanın kimi unsurlarının şikayeti şaşırtıcı”

“İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, kadınların eşitlik özgürlük mücadelesini yok sayan, kadınları “kutsallaştırdığı ailenin” içine hapsetmeye çalışan iktidarın, Eğitim Sen’in yıllardır yürüttüğü toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini kriminalize ederek hedef alması oldukça manidardır. İktidarın ve MEB’e bağlı bir müdürlük gibi çalışan yandaş sendikanın da MEB ile aynı dili kullanarak EĞİTİM SEN’e saldırması bizleri şaşırtmamıştır” denilen açıklamada asıl şaşırtıcı olanın kendisini laik ve bilimsel eğitimin, seküler yaşamın savunucusu olarak addeden sendikanın kimi unsurlarının bu konuda iktidar ve MEB’le aynı dili kullanarak Eğitim Sen’i MEB’e şikâyet etmesi olduğu ifade edildi.

“Bilimsel ve pedagojik bir gerekliliktir”

Eğitim Sen’in toplumsal cinsiyet eşitliği dersine sahip çıkmasının, MEB’in iddia ettiği gibi “ideolojik” değil, tam tersine bilimsel ve pedagojik bir gereklilik olduğu vurgulanan açıklamada; “Çünkü demokratik ve çağdaş bir toplum, bireylerin cinsiyetlerinden bağımsız olarak eşit haklara sahip olduğu bir eğitim sistemini zorunlu kılmaktadır. Eğitim Sen, her koşulda bilimsel, laik ve demokratik eğitimi savunmaya devam edecektir. MEB’in suçlayıcı dili ve toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan politikaları, toplum tarafından asla kabul edilmeyecektir” diye belirtildi.

“Mücadele etmeye devam edeceğiz”

MEB’in bu gerici ve baskıcı tutumuna karşı durmak, tüm eğitim emekçilerinin ve demokratik kitle örgütlerinin sorumluluğu olduğu belirtilen açıklamada; “Eğitim hakkı, cinsiyet eşitliği ile güçlenir; özgür ve adil bir toplumun temelini ancak eşitlikçi bir eğitim anlayışı oluşturur. Eğitim Sen, bütün çarpıtma, suçlama ve tehditlere karşı toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini sürdürmeye devam edecektir. Laik, bilimsel eğitimi, demokrasiyi, toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan, haklarımızı yok sayan, eşitsizliği derinleştirmek isteyenlerin karşısında bulunduğumuz her alanda direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz” denildi. (Evrensel)

Evrensel'i Takip Et