Çocuklar okula aç gidip eve aç dönüyor
Milyonlarca çocuk yoksullukla karşı karşıya, kantinler cep yakıyor. Öğrenciler 'fiyatların marketlerden pahalı' diyor, kantinden bir şey alamıyor. Su alacak parası olmayan suyu lavabodan içiyor.

Fotoğraf: DHA
Eylem Nazlıer
nzlr.eylem@gmail.com
İstanbul - Artan gıda fiyatları ve büyüyen yoksulluk en çok çocukları vuruyor. OECD verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 7 milyon çocuk yetersiz besleniyor ve şiddetli yoksulluk yaşıyor. Öğrencilerin yüzde 31’i okula aç giderken, yüzde 19.2’si de parası olmadığı için haftanın en az bir günü aç kalıyor. Bu vahim tabloya rağmen AKP iktidarı ve Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) okullarda çocuklara 1 öğün ücretsiz yemek vermiyor. Gıdaya erişemeyen, yoksullukla boğuşan çocuklar okullarda ne yapıyor yerinde görmek için Sultangazi’ye bağlı Gazi Mahallesi’ndeki bir ilkokul, bir ortaokul ve bir lisenin kantinlerini gezdik. Suyun 10, ayranın 20 TL, sandviç ve tostun en az 70 TL’ye satıldığı okul kantinleri marketlerden daha pahalı. Teneffüs zili çaldığında dolan kantinlerde en genel manzara şu: “Öğrenciler karnını doyurmaya değil, açlığını bastırmaya çalışıyor. Parası olmadığı için geri dönen de çok.” AKP iktidarının 2025’te dar gelirli ailelerin çocuklarına şartlı eğitim yardımı (ŞEY) kapsamında verdiği aylık destek ise sadece 150 TL.
Göz gezdirip çıkıyorlar
Bir okulun kantinine öğretmen arkadaşım vasıtasıyla giriyorum. Teneffüs zili çalınca öğrenciler yavaş yavaş kantine gelmeye başlıyor. Fiyat listesi duvarda asılı. Sandviç 60 TL, ayran 20 TL, su ise 10 TL. Öğrencilerin çoğu bir şey alan arkadaşının yanında kantindeki ürünlere göz gezdirip geri çıkıyor. Az sayıda öğrenci kantinden bir şey alırken genelde alan kişi arkadaşlarıyla paylaşıyor. Öğrencilerden biri tost alınca diğerleri etrafına toplanıyor. “Bana da ver” diyenler, yarım kalan sandviçin kalanını bölüşenler oluyor.
‘Market daha ucuz’ tepkisi
Kantinde konuşma fırsatı bulduğum bir kız öğrenciye ‘Nasıl besleniyorsun, kantinden bir şey alabiliyor musun?” diye sorduğumda, her şeyin dışarıdan daha pahalı olduğunu söyleyerek ekliyor: “Canımız arada çikolata çekiyor, gelip alıyoruz ama burada 25-30 TL, BİM’de çikolata daha ucuz. Okula dışarıdan yiyecek getirmek de yasak. Ama biz getiriyoruz kantinle dışarı fiyatının farkı ortada. Niye daha fazla verelim?”
"Kantine pek uğramıyorum"
Gittiğim başka bir okulun kantininde konuştuğum bir öğrenci de kantin fiyatlarının çok yüksek olmasından şikayetçi. “Gerçekten çok aç değilsem kantine uğramıyorum” diyen öğrenci, acıktıklarında yemek yiyebilmeleri için bu kadar para vermelerinin kendileri için çok büyük bir sıkıntı olduğunu söyleyerek “Ayrıca yiyecekler pek sağlıklı da değil. Çok aç kalırsam sadece simit ve açma alıyorum” dedi. Başka bir öğrenci de kantin fiyatlarının sürekli artmasından yakınarak “Ben zaten pek kantinden alışveriş yapmıyorum. Ama yanımdaki biri bir şey alınca benim de canım çekiyor” diye konuştu.
"Ucundan bana da ver"
Gezdiğim okullarda öğretmenlerin kantine gelen öğrencilere dair izlenimleri de benzer. Bir öğrenci bir şey aldığında diğerlerinin de onun peşine takıldığını anlatan bir öğretmen kantinde en çok duyduğu cümleyi aktarıyor: “Bana da ucundan ver.” Bu sırada çikolata alan bir öğrencinin bunu birkaç arkadaşıyla bölüştüğünü gösteren öğretmen “Bak işte Kuzey bir şey aldı, diğerleri bekliyor paylaşacaklar şimdi” ifadelerini kullanarak okul kantinlerinin çocukların sağlıklı beslenmesi yerine ticari bir işletme olarak kullanılmasını eleştiriyor. Kantinden su alacak parası olmayan öğrenciler olduğunu dile getiren öğretmen “Bazı öğrencilerimizin susuzluklarını gidermek için okul tuvaletlerindeki musluklardan su içmek zorunda kaldığını biliyoruz” dedi. Bazı kantinciler de çocukların fiyatlara bakıp alamadan geri dönmesi nedeniyle üzgün: “Fiyatlar çocuklara pahalı geliyor. Paraları yetmediğinde alamadan gidiyorlar.
Eğitim Sen: Bir öğün ücretsiz yemek şart
Çocukların sağlıklı beslenme hakkının güvence altına alınması gerekirken bazı okullarda dışarıdan yemek getirilmesi yasaklanarak öğrenciler fahiş fiyatlı kantinlere mahkum ediliyor. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 4 No’lu Şube Başkanı Doğuş Ayber, bu durumun öğrencilerin beslenmesini daha da zorlaştırdığını söyledi. Ayber “Öğrencilerin sağlıklı ve dengeli beslenme hakkı güvence altına alınmalı. Bu da okullarda bir öğün ücretsiz yemek uygulamasının derhal hayata geçirilmesiyle olur” dedi. Birçok öğrencinin sağlıklı beslenmediğine dikkati çeken Ayber “Derse aç gelen veya okul saatleri içerisinde hiçbir şey yemeyen çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimleri de olumsuz etkileniyor. Bu çocukların dikkat süreleri kısalıyor, algıları zayıflıyor ve öğrenme güçlüğü yaşıyorlar” diye konuştu.
Temiz suya erişim de sıkıntılı
Okullarda temiz içme suyuna erişimin de ciddi bir sorun olduğunu belirten Ayber, “Birçok okulda su kalitesi sağlık standartlarının altında. Bu yüzden öğrenciler birçok sağlık sorunuyla karşı karşıya kalıyor. Her öğrenciye temiz su verilmesi ve okullardaki hijyen standartlarının yükseltilmesi, MEB’in öncelikli görevlerinden olmalı. Eğitim sadece akademik öğretiden ibaret değil. Öğrencilerin temel ihtiyaçlarının karşılanması, onların gelişimini olumlu etkileyecek” ifadelerini kullanarak okullarda bir öğün ücretsiz yemek ve temiz su verilmesini istedi.
Öğrenciyi düşünen yok
AKP iktidarı eğitime yeterli bütçe ayırmadığı için kantinleri işletenlerden alınan kiralar birçok okulun temel giderlerini karşılama aracına dönüşmüş durumda. Kantinci kâr, okul yönetimi para kazanma peşinde olunca öğrencilerin sağlıklı, ucuz beslenmesini düşünen olmuyor. Bu da fiyatlara yansıyor, okul kantinindeki gıda fiyatları hatta su, marketlerden daha pahalı fiyata satılıyor.
Evrensel'i Takip Et