30 yıl sonra Gazi’den Suriye’ye... | "O gün katliamı teşvik edenler bugün meşrulaştırıyor"
Gazi Katliamı’nın bizzat tanıklarından Hüseyin Esen, “Bugün gördüğümüz tutumu, Gazi Katliamı sonrasından tanıyoruz. Bu, katliamları meşrulaştırmak, teşvik etmek ve suç ortağı olmaktır” diyor.

Fotoğraf: AA
Nisa Sude Demirel
nisasudedemirel3@gmail.com
İstanbul – Bundan 30 sene önce Gazi Mahallesi’nde, kimliği belirsiz kişiler bir Alevi mahallesinde üç kıraathane ve bir pastaneyi silahlarla taradı. Taranan bir kıraathanede Alevi Dedesi Halil Kaya yaşamı yitirdi. Ardından Gazi’de yaşayan binlerce yurttaş sokağa çıkarak durumu protesto etti, polisin cevabı ise binlerce kişinin üzerine ateş açmak oldu. Bir haftanın sonunda 22 kişi hayatını kaybetmişti.
Ardından Halil Kaya’nın ve hayatını kaybeden 21 kişinin katilleri değil, protestolara katılan Gazi Mahallesi yargılandı. O gün ateş açan polislerden yalnızca Ahmet Albayrak ve Mehmet Gündoğan 3 yıl 24 ay ve 1 yıl 8 ay hapis cezası aldı. 2018’de zaman aşımına günler kala yeniden açılan davada da sanık polisler beraat etti. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ise 2005’te 17 yurttaşın ailelerine tazminat ödenmesine karar verdi.
1996’da Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire başkan yardımcılığı yapan Hanefi Avcı, katliama ilişkin JİTEM’le anılan ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ı işaret ederken katliam halen aydınlatılmadı. Bugün katliamın yıl dönümü, başka katliamlar sürerken karşılanıyor. Günler önce Madımak Katliamı’nın 17 faili tahliye edildi. Bugün ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “gururla” takip ettiklerini söylediği HTŞ iktidarı altında, Suriye’de Alevilere dönük katliam sürüyor. Bu atmosferde Gazi Katliamı’nın 30. yılında katliama bizzat tanık olmuş Hüseyin Esen’le katliamı, cezasızlığı ve Suriye’de süren katliamı konuştuk.
Kendi deyimiyle Gazi Katliamı’nın ‘Şans eseri hayatta kalanlarından’ Hüseyin Esen, bize 30 sene önce katliama giden yolu anlatıyor: “1990’larda yoksulların, emekçilerin yaşadığı mahallelerde insanların emekçilerin aleyhine politikalara tepki göstermemesi ve toplumda korkunun yaygınlaşması için bu tür katliamlara başvuruldu.”
"Katilleri değil bizi yargıladılar"
Hüseyin Esen o gün Gazi’de yaşayan binlerce yurttaş gibi protestolara katılmak için sokaktaydı. Esen, olayların başlangıcını, “Daha sonra Özel Kuvvet Komutanlığında görevli bir polisin de itiraf ettiği gibi planlanmış bir eylemdi bu. Halil amcanın (Halil Kaya) vurulduğunu duyan Gazi halkı sokağa döküldü, ben de eylemlerdeydim. Halkın üzerine ateş açıldı; hayatını kaybedenler oldu. Bir öfke patlaması yarattı bu. Oradan sağ kurtulmamız şanstı. Pazarlıklar sonucu polis çekilse de gözaltılar başladı. Halbuki gözaltına aldıkları, o gün orada yaşamlarını zor kurtaranlar, insan yaşamına kıyılmasına karşı koyanlar, en insani duygularla toplananlardı” diye anlatıyor.
"Suriye’de de katliamları meşrulaştırıyorlar"
12 Mart’ı takip eden günlerde başta Ümraniye olmak pek çok mahallede protestolar olduğunu anlatan Esen, “30 yıldır, bu katliamlar tekrar yaşanmasın diye Gazi Mahallesi, Ümraniye halkı, Suruç aileleri, Ankara Gar Katliamı aileleri, Cumartesi Anneleri tepki gösteriyor” diyor.
Esen’le bu sene Gazi Katliamı’nın yıl dönümünde Suriye’de süren Alevi katliamını konuşuyoruz. Esen, “Belli basın kanalları bunu Esad taraftarlarıyla HTŞ arasındaki çatışmalar gibi yansıtıyor. Bu, katliamları meşrulaştırmak, teşvik etmek ve suç ortağı olmaktır. Biz aynı tutumu Gazi Katliamı’ndan sonra da gördük. Sanki insanlar hiçbir şey yokken sokağa dökülmüşler gibi; sanki saldıran bizmişiz gibi anlattılar” ifadelerini kullanıyor.
"Bugün mahallemizde çeteler fink atıyor"
Gazi Mahallesi, katliamın ardından büyük bir dönüşüm geçirdi. İstanbul’da çeteleşmenin, uyuşturucunun en yoğun olarak görüldüğü kentlerden biri. Esen, Gazi’nin mevcut durumunu şöyle anlatıyor: “Gazi Mahallesi’nde içkili mekanların açılması çok kolay örneğin. Sokaklarımızda çeteler fink atıyor. Silahlarla dolaşıyorlar, uyuşturucu satılıyor. Biz bir basın açıklaması yapsak mahalleye gelen yüzlerce polis, çetelerden habersiz mi?”
Esen’in katliama şahit olmuş bir yurttaş olarak başta süren Alevi katliamına ilişkin bir çağrısı var. Esen, “Başta bu katliama uğrayanlar olmak üzere güçlerimizi birleştirmemiz gerekiyor. Katliamlar korku yaratmayı amaçlıyorsa cesaretle çok daha fazla kişi karşı koyabiliriz. Katliamları engellemenin tek yolu örgütlü bir şekilde bu politikalara karşı durmamızdır” diyor.
Evrensel'i Takip Et