12 Mart 2025 07:19

Suriye'deki mutabakat iktidar gazetelerinde: 'Nesini beğenmiyorsunuz?'

Suriye'de HTŞ ile SDG arasında imzalanan mutabakat iktidar gazetelerinin yazarlarının da gündemindeydi. Türkiye gazetesi yazarı Cem Küzük, "Anlaşmanın nesini beğenmiyorsunuz" diye sordu.

Suriye'deki mutabakat iktidar gazetelerinde: 'Nesini beğenmiyorsunuz?'

Fotoğraf: SANA

Suriye’deki Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) iktidarı ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) arasında anlaşma imzalandı. Anlaşma, Suriye’de Kürtlerin yeni yönetime katılım biçim ve sürecinin çerçevesini belirleniyor. Anlaşma ve HTŞ’nin Alevilere saldırıları iktidar gazetelerinin yazılarına da yansıdı.

Hürriyet’ten Abdülkadir Selvi, “Suriye’deki anlaşmaya Ankara nasıl bakıyor?​” başlıklı yazısında Bahçeli ve Erdoğan’a övgüler sıralarken, “Türkiye artık büyük bir güç. Recep Tayyip Erdoğan bir dünya lideri” dedi.

Selvi, şöyle devam etti: “Trump’ın, 'Suriye’nin anahtarı Türkiye’nin elinde' dediği bir dönemde. Esed rejiminin yıkılıp, Türkiye’nin desteklediği Ahmed Şara yönetiminin olduğu, Öcalan’ın ‘silah bırakın’ çağrısı yaptığı bir konjonktürde mi bunu başaracaklar? Türkiye, gök kubbeyi başlarına yıkar. Türkiye’nin gücüne güvenin… Suriye’de PKK-YPG’nin silah bırakmasıyla birlikte Kandil’in de silah bırakması konusunda daha da umutlu olabiliriz.”

Küçük, "Türkiye’nin başarısı" dedi

Türkiye gazetesinden Cem Küçük ise “Anlaşmanın nesini beğenmiyorsunuz?​” dediği yazısında “Suriye’deki YPG ile Şam yönetimi arasında anlaşma imzalandı. İki gündür bu anlaşma çok konuşuluyor. Beğenen de var, beğenmeyen de” dedi.

Küçük şöyle devam etti: “…Öte yandan içerideki açılım süreci için de önemli. Bir şekilde YPG silah bırakmış olacak. Kuzey Suriye’de devlet hayali Öcalan’ın dediği gibi boşa düşmüş oldu. Onlar da Suriye’nin bir parçası durumundalar. YPG silah bıraktığında Kandil’in silah bırakmaması için sebep kalmıyor. Bahanesi de ortadan kalkmış oldu. Zaten Türkiye için önemli olan YPG’nin silah bırakmasıydı. Bir zamanlar devlet kuracağız diye yola çıkanların hayali bitmiş oldu. Bu da Türkiye’nin başarısıdır. Kandil de silah bıraktığında Türkiye için çok anlamlı bir süreç olacak. Bölgesel dinamikler değişecek. Muhalefet ya da her şeye muhalif olanlar umarım bu durumdan memnun kalırlar. İtirazları varsa söylesinler bilelim...”

Altınok DEM’i suçladı

Sabah’tan Melih Altınok ise “YPG, DEM’den önce silah bıraktı” diyerek DEM Parti’ye yüklendi. Altınok “Öcalan'ın koşulsuz olarak PKK'nın tüm unsurlarıyla silah bırakması çağrısında bulunduğu mektubuna eklemeler yapmakla meşgul olan DEM yönetimi, bir yandan da YPG'yi sürecin dışında tutmak için kırk dereden su getiriyor” ifadelerini kullandı.

Suriye’de HTŞ ve SDG arasındaki anlaşmaya dairse Altınok “Olumlu bir gelişme gibi görünse de temkinli olmalıyız. Bunlarda oyun bitmez” dedi ve şöyle devam etti: “Peki, ‘YPG Suriye'nin konusu, bizi ilgilendirmez' dedikleri hâlde, örgütün Suriye kolunun silah bırakma olasılığından bile huzursuz olan DEM, ne zaman parlamentosunda yer aldığı Türkiye'ye ve kurumlarına entegre olacak? Köprüden önce son çıkışı kaçırmak üzere olduklarını fark edemiyorlar mı?​” dedi.

Katliama dair "Esed artıkları" söylemi

Yeni Şafak’tan Hüseyin Likoğlu ise “Mazlumun mezhebi, terörün dini olmaz!” başlıklı yazısında “Yeni Suriye yönetiminin çağrısına uymayıp, muhtelif yerlerde gizlenen Esed artıklarıyla irtibata geçildi. El altından paralandırıldı ve silahlandırıldı. Ve geçen hafta Lazkiye’de bir kalkışma gerçekleştirildi. O kalkışmanın bastırılması birilerinin çok fena zoruna gitti” dedi. Likoğlu şöyle dedi: "'Alevi katliamı var' diyenler, dün Türkiye’nin harekatları sırasında da ‘Siviller katlediliyor’ yaygarası çıkaranlardır. TSK’ya ‘kimyasal’ iftirası atanlardır. 13 yıl boyunca katliama karşı sergilediğiniz alçaklıklar yetmiyormuş gibi, bugünlerde de mezhepçilik yaparak Esed artıklarını savunma alçaklığını sürdürüyorsunuz.”

Kaplan saldırı görüntülerine ‘yalan’ dedi

Sabah’ın bir diğer yazarı Hilal Kaplan ise “Suriye’de mezhep değil Esed gerilimi var” diyerek, Alevilere dönük saldırılara dair “Türkiye'deki bazı gruplar, mezhepsel bir kışkırtma amacıyla ‘Aleviler katlediliyor’ yalanına başvurdu. Meksika'dan Tayvan'a, Irak'tan Yemen'e kadar dünyanın farklı bölgelerinden alınan eski görüntüler, ‘Suriye'de Aleviler öldürülüyor’ şeklinde servis edildi” ifadelerini kullandı.

Kaplan şöyle devam etti: “Muhalefetin bir haftadır kopardığı gürültü de bu sebeple ‘dış komplonun bir parçası’ olarak okunuyor. İşin özü, İran ve İsrail, Suriye'de yaşanan gelişmelerden neden rahatsızsa bizdeki muhalefetin rahatsızlığının kaynağı da bu. Esed'in gitmesini, Suriye'de dikta rejiminin devrilerek iktidarın çoğunluğa geçmesini hazmedemiyorlar.” (Medya Servisi)

Evrensel'i Takip Et