13 Mart 2025 10:38

Cezaevi raporu: Kürtçeye ve tedaviye erişime engel, çıplak arama dayatması

Diyarbakır Barosu, TUAY-DER, ÖHD ve İHD, 16 cezaevi ile ilgili raporda Kürtçenin ve tedaviye erişimin engellenmesi, çıplak arama dayatması gibi hak ihlalinin sistematik olarak yaşandığını belirtti.

Cezaevi raporu: Kürtçeye ve tedaviye erişime engel, çıplak arama dayatması

Fotoğraf: MA

Diyarbakır – Diyarbakır Barosu, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır şubeleri ve Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER), Diyarbakır, Elazığ ve Erzincan'daki 16 cezaevine yaptıkları ziyaretler sonucu hazırladıkları hak ihlalleri raporunu açıkladı. 

Diyarbakır Barosu'nda düzenlenen basın toplantısında, raporu açıklayan Diyarbakır Barosu Hapishane Komisyonu Sekreteri Ahmet Güler, cezaevlerindeki tüm ihlallerin sonlandırılmasını istedi. Güler, Abdullah Öcalan, Ömer Hayri Konar, Hamili Yıldırım ve Veysi Aktaş üzerinde, uzun zamandır sürdürülen tecridin sonlandırılmasını istedi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Abdullah Öcalan hakkında verdiği “umut hakkı” ihlali kararının sonuçlarının ortadan kaldırılmasını isteyen Güler, "Yakın süreçte Kürt meselenin çözümü noktasında Sayın Abdullah Öcalan tarafından yapılan 'Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı'ndan sonra, iktidarın başta hukuki ve siyasi haklar olmak üzere demokratik toplumun inşası için adım atması elzem hale gelmiştir. Bu bağlamda öncelikle yıllardır süregelen tecrit anlayışının derhal son bulması, umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve işler hale getirilmesi gerekmektedir" dedi.

Güler'in açıkladığı raporda, revirde ve hastane sevklerinde yaşanan ihlallere yer verilerek, hastane sevklerinde çift kelepçe uygulamasının devam ettiği belirtildi. Raporda, doktor muayenesinde jandarma personelinin dışarı çıkarılmadığı, ayrıca hastaneye veya adliyeye giriş çıkışlarda bazı t mahpusların işlemlerinin bitmesine rağmen saatlerce cezaevine götürülmediği; mahpusların ring araçlarında kafes içindeki koltukta saatlerce bekletildikleri ve personelin keyfine göre cezaevine götürüldükleri vurgulandı. 

Kötü muameleye maruz kalanlara disiplin cezası

Mahpusların ailelerinden uzak cezaevlerine sevk edildiklerinin belirtildiği raporda, mahpusların aynı zamanda infaz koruma memurlarının işkence ve kötü muamelesine maruz kaldığı, kötü muameleye maruz kalan mahpuslara disiplin cezası açıldığı aktarıldı. Raporda, haberleşmenin engellendiği, dilekçelere cevap verilmediği, sosyal etkinliklerin yasaklandığı, cezaevine giriş çıkışlarda hukuka aykırı aramalara maruz kalındığı, çıplak aramaya varacak uygulamaların devam ettiği, mektupların sansürlendiği veya el konulduğu, hukuksuz ve orantısız bir şekilde hücre cezaları verildiği belirtildi. Raporda, kadın mahpuslara hijyen paketinin verilmediği, sadece kalitesiz bir ped verildiği, bu pedleri kullanan mahpusların hastalandığı kaydedildi.  

Kürtçeye engel

Raporda, talep edilen Yeni Yaşam ve Evrensel gibi gazetelerin mahpuslara verilmediği, dışarıdan dergi alma taleplerinin reddedildiği, Kürtçe kitapların verilmediği, Kürtçe kitaplarla ilgili tercüman parası istendiği kaydedildi. Yine kitap sınırlamasının genel olarak 5-7 olarak belirlendiği ve 2 ayda bir değişim hakkının olduğu, Kürtçe mektup gönderilmek istendiğinde bunun engellendiğini bilgileri de rapor da yer aldı. Raporda, kadın cezaevlerinde çok sayıda erkek tutukluların bulunduğu ve havalandırmaların mazgallarla kapalı olduğu, kelepçeli muayenenin dayatıldığı da kaydedildi.

 Hasta mahpusların yaşadığı ihlaller

Raporda, ağır hasta mahpusların banyo ve kişisel temizliklerini yapamadıkları, kantinde çeşit azlığı ve payalılık bulunduğu, hasta mahpusların diyet listesine uyulmadığı, diğer mahpuslarla aynı yemeğin kendilerine verildiği, hastaneye sevklerinin yapıldığı ancak sonuçlarının mahpuslara bildirilmediği belirtildi. Raporda, infaz koruma memurlarının ve idarenin hasta mahpuslara karşı tavırlarının kötü olduğu, mahpuslara verilmesi gereken ilaç yerine farklı ilaçların verildiği kaydedildi.

Öneri ve tespitler

Raporda, öneriler şöyle sıralandı:

  • "Yasal ve uluslararası mevzuat, evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.
  • Hapishanelerde mahpuslara yönelik hukuka aykırı tutum ve davranışta bulunan görevliler hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Hapishanelerde yaşanan sorunlar hakkında ilgili ulusal ve uluslararası kurumlara bilgilendirilme ve gerekli başvuruların yapılması gerekmektedir.
  • Ağır hasta mahpusların yaşamlarını tek başına idame ettirememelerinden kaynaklı olarak serbest bırakılarak infazları ertelenmeli, tutuklu olanlar serbest bırakılmalıdır.
  • Hasta mahpusların değerlendirmeleri her koşulda sadece klinik yaklaşım ile değerlendirilmeli, alıkonulmasının uygun olmadığına dair tıbbi raporları olan mahpuslar ivedilikle salıverilmelidir.
  • İnfaz Kanunun 16. Maddesi hasta mahpusların ihtiyacı doğrultusunda değiştirilmelidir.
  • Hastane sevklerinde ağız içi araması uygulaması gibi tacize varan aramaların yapılması ve mahpusların bu uygulamaları kabul etmemesi sebebiyle hapishane idarelerince aylardan beri onlarca hasta mahpusun hastane sevkleri engellenmektedir.
  • İnsanlık onuru ile bağdaşmayan ağız içi arama uygulamasına ve diğer yasaklı arama usullerine derhal son verilmeli, hasta mahpusların hastaneye sevkleri sağlanmalıdır.
  • Mahpusların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesi sağlanmalı, vitamin takviyesi yapılmalıdır. Bunun yanı sıra gerek hasta mahpusların gerekse de vejeteryan olan mahpusların yemek düzenlerine dikkat edilmeli, yememeleri gereken yemekleri, gıdaları tüketmeleri noktasında baskı ve zorlama yapılmamalı, buna dair yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekmektedir.
  • Hapishanelerde düzenli ve yeterli sayıda sağlık personelinin bulunması (sayının artırılması) sağlanmalıdır. Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere ring araçlarıyla değil daha hijyenik ve sağlığa uygun araçlarla taşınması sağlanmalıdır.
  • Birçok hapishanede en temel ihtiyaçlardan olan su ihtiyacının uzun süredir çözümlenememesi sağlığa erişim hakkının ihlali boyutuna varmıştır. Mahpusların kişisel temizliği için acilen hijyen malzemelerine ücretsiz olarak erişimi sağlanmalı ve öncelikli olarak su sorununun çözülmesi gerekmektedir. Hapishanelerde kalan mahpusların sağlıklı bir ortamda kalmaları için gerekli temizlik araçları kendilerine verilmeli; olası hastalıkları ve salgınları önlemek amacıyla temizlik ve sağlık konularında titiz davranılması gerekmektedir.
  • Mahpusların iletişim ve yazılı başvuruları konusunda yaşadıkları sorunların çözümü sağlanmalı, hapishanelerde yaşanan olağanüstü durumlarda (son süreçte cezaevlerinde yapılan sevk/sürgünler ve bulaşıcı hastalıklar vb.) mahpusların, aileleri ve avukatları ile sağlıklı iletişim kurabilmelerinin koşulları oluşturulmalıdır.
  • Mahpuslara ve ziyaretçilerine ulusal ve uluslararası mevzuatın gereği olarak insan onuruna yaraşır bir muamele gösterilmeli; güvenlik gerekçesiyle dahi olsa hapishane girişlerinde yapılan aramalar onur kırıcı olmamalıdır. Söz konusu uygulamayı gerçekleştiren personeller hakkında yasal işlemler ilgili hapishane savcılığıyla gerçekleştirilmelidir.
  • Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmeleri, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Mahpusların beden ve ruh sağlıklarının korunabilmesi için mahpusların uzun süre veya süresiz sosyal yalıtılmışlığa ve yalnızlığa maruz bırakılmamaları gerekmektedir.
  • Pandemi ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmuştur.
  • Hapishanelerde mahpuslara yönelik işkence ve kötü muamele uygulamalarından derhal vazgeçilmeli; hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir.
  • İnceleme yapan kurum üyeleri ve yetkilileri; İşkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ya da onur kırıcı muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolüne uygun şekilde ‘bağımsız’ ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için hükümeti derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmektedir." (MA)

Evrensel'i Takip Et