13 Mart 2025 15:29

Aleyna Çakır'ın şüpheli ölümü | Sanık ilk kez 5 yıl sonra mahkemeye çıktı

Aleyna Çakır'ın ölümüne ilişkin "intihara teşvik etmek ve intihar kararını kuvvetlendirme" ve "eziyet etme" suçlarından yargılanan sanık Ümitcan Uygun, 5 yıl sonra ilk kez hakim karşısına çıktı.

Aleyna Çakır'ın şüpheli ölümü | Sanık ilk kez 5 yıl sonra mahkemeye çıktı

Aleyna Çakır & Ümit Can Çakır | Fotoğraflar: DHA

Ankara – Ankara'da 2020 yılında şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Aleyna Çakır olarak bilinen Sema Esen'in ölümüne ilişkin "intihara teşvik ve intihar kararını kuvvetlendirme" ve "eziyet" suçlarından yargılanan ve başka davadan hükümlü sanık Ümitcan Uygun, olayın üzerinden geçen 5 yılın ardından hakim karşısına çıktı. Mahkeme, müşteki avukatlarının yeni tanık dinlenmesi talebini kabul ederken, olay yerinde yapılması istenen keşif, HTS ve tanık ifadeleri arasındaki çelişkilerin giderilmesi için istenen bilirkişi raporu hazırlanması taleplerini reddetti.

2020 yılında şüpheli olarak evinde ölü bulunan Aleyna Çakır dosyasında sanık Ümitcan Uygun’un "intihara teşvik etme", "intihar kararını kuvvetlendirme" ile "eziyet etme" suçlamalarından 18 yıla kadar hapsinin istendiği davanın duruşması yapıldı.

Duruşmaya Sema Esen’in annesi, babası, abisi ve avukatları ile sanık Ümitcan Uygun’un yakınları ve avukatı katıldı. Duruşmayı izlemek için gelen kadın örgütü temsilcileri ise salona alınmadı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi davaya katılma talebinde bulundu.

Duruşma başka suçlardan tutuklu ve hükümlü olan Ümitcan Uygun’un savunmasıyla başladı. Uygun, olayın yaşandığı gece Aleyna Çakır'ın yanında olmadığını öne sürdü. Dosyadaki videonun olay gününden öncesine ait olduğunu ileri süren Uygun, "Ben zaten bu yaptıklarımı o gün de kabul etmiştim. Video bir anlık gelişen birşey" dedi. Ailesinin Sema’nın gece kulübünde çalıştığını öğrenmesinin ardından ayrılmaları yönünde kendisine baskı uyguladığını savunan Uygun, "Ben de tartışmalarımızın ardından ayrılmaya karar verdim. Sema hakkında video dışında başka bir şiddet olayı yaşanmamıştır" diyerek iddiaları reddetti.

Mahkeme başkanı bilirkişi raporunda Sema Esen’in vücudunda farklı tarihlerde morluklar ve kızarıklar tespit edildiğini hatırlatınca sanık Uygun "Benimle ilgisi yok" demekle yetindi.

Sema Esen’in alesinin avukatlarından Gizem Kozan ise Uygun’a "Mesaj geçmişini neden sildi? Mesajların okunma saati 01.51’de. Teslim ve okunma saati belli. Annesini de arıyor gece, abisini de. Neden telefonu kapattığını söylüyor" diye sordu. Uygun bunun üzerine "Telefon geçmişimi sildiğimi hatırlamıyorum. Ben telefonumu uçak moduna aldım. Abimi de ailevi sorunları vardı o yüzden aradım" iddiasında bulundu.

Ümitcan Uygun’un avukatı Hatem Özer ise "Reytingler üzerinden adalet ölçülüyor. Dosyayı başka yere dallandırıp budaklandırıp başka yerlere çekmesine hiç gerek yok" diyerek kadınların adalet talebini hedefe koydu.

Çakır'ın ailesi: Bizi de tehdit ediyorlar

Sema Esen'in annesi Hatun Esen ise "Ben yavrumu ellerimle yıkadım. Her tarafı mosmordu yavrumun, gözleri içine çökmüştü. Benim yavrum mezarda çürüyor bu da hapiste çürüsün” diye konuştu. Bu sırada Sema Esen’in babası Mehmet Esen, "Kızımdan bir parça getirdim” dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, “Televizyon programları ile adaletin sağlanmadığını bu dosya bize gösteriyor. Adalete ulaşmak için belli bir çerçeve içerisinde hareket etmeliyiz buna uyalım" diye uyarıda bulundu.

Mehmet Esen, "En üst hadden cezalandırılmasını istiyorum. Bizleri tehdit ediyorlar. Müge Anlı’yı da tehdit ettiler, bizi de ‘dişlerinizi tek tek sökeriz’ diye tehdit ediyorlar. Sonuna kadar gideceğim. Allah’a bir can borcum var'' diye konuştu.

"Aynı evde telefonla mı konuşuyorlar?"

Esen ailesinin avukatı Umur Yıldırım ise şunları söyledi:

“Maktül kendi canına mı kıydı, yoksa başkası mı onun canına kıydı, yoksa maktul kendi canına kıyarken cebir ve şiddet altında mıydı? Bu soruların aydınlatılması gerekiyor. Maktulün şiddete maruz kaldığı dosyada görüntülerle, fotoğraflarla hatta sanığın canlı yayınlar mevcut. Sanık saat 01.00’den sonrasını bir türlü açıklayamıyor. Ailenin aynı evde olduğuna yönelik tanıklıklar yapılıyor ancak HTS kayıtlarında ise aramalar var. Aynı evde telefonla mı konuşuyorlar? Ayrıca telefonu uçak moduna aldıysa nasıl arama yapabiliyor sanık? Ayrıca sanığın eve gelmediği söyleniyor ama kamera kayıtlarında 01.05’te bir kişinin binaya girişi tespit ediliyor. Ayrıca intihar, cebir ve tehdit altında gerçekleştiyse bu zaten ‘kasten öldürme’ suçudur. Sanığın olay yerinde olup olmadığı tespit edilmesi gerekli."

"Uygun ailesi ağız birliği ile kurgu yapıyorlar"

Esen ailesinin avukatlarından Gizem Kozan ise "Dosyaya ATK’dan Aleyna Çakır'da sperm sıvısının tespit edilmesi üzerine ‘evet biz bir gün önce cinsel ilişki yaşadık’ dedi. Ancak bundan önce hiç böyle bir beyanda bulunmadı. Bu yüzden cinsel saldırı suçlamasının da değerlendirilmesini istiyoruz. Ayrıca olay günü Ümitcan Uygun'un ailesi ağız birliği yaparak o gün evde olduğuna dair bir kurgu yapıyorlar. Ancak HTS kayıtları bunu doğrulamıyor. Ümitcan Uygun olay günü hiçbir şekilde evde değildi. Ailenin bunu örtbas etme çabası var'' dedi.

"Sanık, Aleyna’yı ölümle tehdit ediyor"

Esen ailesinin avukatlarından Gizem Koç da şunları söyledi: "Sanık sürekli kendilerinin bir evlilik hayatı yaşadıklarını söylüyor. Ayrıca sanıklar birbirlerini sinkaflı sözcükler ile kaydediyorlar. Ayrıca konuşmalardan Ümitcan Uygun’un Aleyna Çakır'ı fuhuşa yönlendirme konusu söz konusu ve bu işi birlikte yaptıkları çok net. Masanın altında cam parçaları kırıkları var bu da olay yerinin temizlendiğini ortaya kaydediyor. Sandalye Aleyna’nın bedenine paralel şekilde duruyor ancak intihar eden birisinin altındaki sandalyenin biraz da olsa hareket etmesini bekleriz. Bu da olay yerinin düzenlendiğini gösteriyor bize. Ertesi gün de Gaziantep’e gidiyor. Bunların hepsi birlikte değerlendirildiğinde öldürme olayı bizce sabittir. Ümitcan Uygun'un o gün telefonla görüştüğü kişilerin tanık olarak dinlenmesini istiyoruz. Keşif yapılmasını istiyoruz bir canlı ya da cansız mankenle. Bornoz ipiyle 10-15 saat orada asılı kalabilir mi bir beden bunu öğrenmek istiyoruz. Olaydan önce Nisan ayında Aleyna, Ümitcan’a mesaj atıyor 'Beni aldattın senden vazgeçtim' diye. Bunun üzerine sanık, Aleyna’yı ölümle tehdit ediyor 'seni evin içinde yakarım, beni bırakamazsın ayağına sıkarım' diye. Annesi Aleyna ile görüşmediğini söylüyor ama ancak mesajlaşmalarda annesinin Aleyna’ya mesaj atıp yalvardığı ve kendi oğlu için 'bu çocuktan korkuyorum' şeklinde mesajı var."

Tanık komşu: Her gün dayak, bağırma oluyordu

Avukatların beyanlarının ardından tanıkların dinlenmesine geçildi. Tanıklardan Sema Esen ve Ümitcan Uygun’un komşuları L.K. ''Ben taşındıktan sonra çok fazla bağırma sesleri duydum. Aleyna’nın ‘beni öldürüyorlar, eziyet ediyorlar’ diye sesler geliyordu. Bana anlatıyordu, Aleyna. Ben üç defa karakola gittim şikayet etmek için. Ama ‘aile durumudur’ denilerek geri çevrildi karakoldan. Her gün dayak, bağırma oluyordu. ‘İçki masası, paralar, tabancalar atıyordu bana. Bak gör işte seni sustururum’ diye mesaj atıyordu Ümitcan Uygun. Hatta bir defa Aleyna bana ‘Abla bak sakın Ümitcan geldiğinde merdivenlere çıkma bana ‘merdivenden iterim ölür gider ameliyatlı zaten’ diyordu. Ben de çıkmıyordum. Sonra da taşındım zaten. Bir defa benden halı yıkamacının numarasını istemişti. Eve gittiğimde halıda anormal derecede kan gördüm. Aleyna ‘beni dövdü bebeğimi düşürdüm abla’ dedi. Bunu bana zaten Ümitcan da bana ‘anneanne oluyorsun gözünaydın’ demişti. Kollarında, boğazında, bacaklarında morluklar görüyordum. Aleyna bana ‘Kıskançlığından dolayı eziyet ediyor bana’ derdi'' diye konuştu. Ümitcan Uygun, tanık ifadesinin ardından “Huzurdaki şahsı tanımıyorum” dedi.

Tanık: Kez taksiden indirip dövdüğünü biliyorum

Tanıklardan Sema Esen’in iş arkadaşı M.G. de Ümitcan Uygun’un Sema Esen’e şiddet uyguladığına defalarca şahit olduğunu belirterek, ''Aleyna ile aynı mekanda çalışıyorduk oradan tanıyorum. Ümitcan’ın kaç kez dövdüğünü biliyorum taksiden indirip. Ayrıca ölümle tehdit ettiğine de şahitim. Aleyna gelmek istemiyordu ve ‘benimle geleceksin, asarım, keserim’ diye konuşuyordu. Mekana geldiğinde Aleyna’ya ‘bu kadınların parasını sen ödeyeceksin’ derdi. Aleyna ayrılmak istediğini söylüyordu. Ayrılıyorlardı birkaç gün sonra Ümitcan onu döverdi, barışırlardı. Mekana silahla da girdiğini biliyorum” dedi.

'Seviyorum ama eziyet ediyor'

Tanıklardan F. O. ise "Ben hep temizliğine gittim Selim'in. Aleyna ile ev tutmuşlar. Ümitcan, Selin, Aleyna beni evden aldılar. Ümitcan’ın kıyafetleri kesikti hep. Aleyna bana ‘abla bunları ayırıp atalım’ dedi. Temizliği yaparken Aleyna bana Ümitcan ile yaşadıklarını anlattı ve ‘Seviyorum ama bana eziyet ediyor abla’ dedi. Aleyna abisinin gönderdiği parayı ve kendi kazandığı parayında Ümitcan’ın aldığını söyledi. ‘Ben de kaç kurtul o zaman tehlikeli biriyse’ dedim bana ‘Çok seviyorum. Abla bir gün olur bu beni öldürürse sen de duyarsın’ dedi. Onun üstünden kısa süre geçince ben Selin'i aradım ‘aklım sizde kaldı naptınız’ deyince. Selin bana ‘abla cenazedeyiz Aleyna öldü’ dedi. Ben de ‘kız bana söylemişti’ dedim. Bunun üzerine abisi bana geldi tanıklık yapmam için. Ben de vicdan sahibiyim geldim ve ifademi verdim” ifadelerini kullandı.

Ümitcan Uygun'un ağabeyi Birol Uygun ise “Evleneceklerini söylüyordu. Ben evlerine gittim çok mutlulardı. Evleneceğini söyleyen kişi neden intihara zorlasın. Olay günü ağabeyimin sorunları vardı onu konuştuk. Sonra aynı odada yattık sabah da birlikte kalktık'' diye konuştu.

Ümitcan Uygun'un arkadaşı B.G. ise "Evlenmeyi düşünüyorlardı. Bu kadar mutluluk içinde Aleyna’nın intihar etmesine çok şaşırdık. Ailesinin payı var bence intiharda" diyerek aileyi suçladı.

Tanık İsa Bülbül ise "Ümitcan’ın yakın arkadaşıyım. Çok mutlulardı. Ben kavgalarına şahit olmadım. Sema’nın vücudunda da morluklara rastlamadım, görmedim hiç” ifadelerini kullandı.

"İki tartışmadan eziyet kanısına çıkılmaz"

Tanık beyanlarının ardından söz alan sanık Uygun’un avukatı Hatem Özer, Esen ailesi adına yapılan taleplerin yargılamayı uzatma amaçlı olduğunu öne sürerek "Zaten müvekkilim Sema Esen ile pavyonda tanışmış. Zorla Sema Esen’i çalıştırması gibi bir durum söz konusu değildir. Bir darp iddiasından, iki tartışmadan eziyetin olacağı kanısına çıkılmaz" savunmasında bulundu.

Tanık beyanlarına karşı konuşan Avukat Umur Yıldırım da, "Bir keşif yaptıramadık soruşturma aşamasında. Bu kişi nasıl asmış kendini bornoz ipiyle. Bunların hiçbiri açıklık kazanmadı" dedi.

Katılma ve keşif talepleri reddedildi

Beyanların ardından ara kararı açıklayan mahkeme heyeti, Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun katılma taleplerini reddetti. Müşteki avukatlarının tanık olarak dinlenmesini istedikleri isimlerin sonraki duruşmada dinlenmesi talebini kabul etti. Mahkeme Heyeti, olay yerinde keşif yapılması, HTS ve tanık ifadeleri arasındaki çelişkilerin giderilmesi için istenen bilirkişi raporu hazırlanması ve olayım yaşandığı mesken yakınındaki binaların kamera kayıtlarının talebini reddetti. Mahkeme heyeti, ayrıca Ümitcan Uygun’un 17. Asliye Ceza Mahkemesinde bulunan dosyasını da dava dosyasına eklenmesini istedi. Duruşma 23 Mayıs saat 10.00’a ertelendi.

"Soruşturma gerektiği gibi yürütülse Esra Hankulu hayatta olacaktı"

Duruşmanın ardından Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, adliye önünde basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: "Platform üyesi arkadaşlarımız duruşma salonuna alınmadı. Sanığın 20’ye yakın yakını salonda yer alırken, salon yeterince büyükken ve gizlilik kararı yokken alınmadılar. Kadın cinayetlerini durdurmak isteyenleri salonlara almıyorlar. Kapalı kapılar ardında kadın düşmanı kararlar verilebilir zannediyorlar ama biz asla bu davanın peşini bırakmayacağız. Aleyna’nın ölümü üzerinden neredeyse 5 yıl geçti ve davanın ilk duruşması 5 yıl sonra görülüyor. Neden bu kadar yıl beklendi, delillerin karartılması için mş? Bir şüpheli ölüm davası neden 5 yıl sonra görülür? Karşı taraf davanın sürüncemede bırakıldığına yönelik savunma yapıyor. Sürecin uzaması yine onlara yapıyor." denildi.

"2024 verilerine göre 259 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Bu şüpheli kadın ölümlerinin kaçı hakkında gerekli soruşturma yürütüldü. Kaç kadının şüpheli ölümü aydınlatılıyor?" sorularının sorulduğu açıklamada; "Eğer Aleyna’nın davasında soruşturma gerektiği gibi yürütülseydi Ümitcan Uygun dışarda olmayacağı için Esra Hankulu’nun ölümüne de sebep olamayacaktı. İyi hallerle, uygulanmayan cezalarla, yürütülmeyen soruşturmalarla kadınların canlarını almaya, zarar vermeye devam ediyorlar. Daha dün Konya’da 24 suç kaydı olan 3 ay önce cezaevinden çıkmış biri boşanma aşamasındaki eşini öldürdü. 24 suç kaydı olan biri neden dışardaydı? Suçlular neden sokaklarda dolaşıyor? Komşusu Aleyna’yı dövdüğü için şiddet uyguladığı için Ümitcan Uygun’u şikayet etmeye gidiyor, üç kere şikayet ettiğini söylüyor. Polisler ‘aile içindedir’ diyerek şikayeti ciddiye almayıp gönderiyorlar. Polisler bu şiaketleri ciddiye alsaydı, gerekli işlemleri başlatıp önlemleri alsaydı belki Aleyna şu an hayatta olacaktı. Kadınlar kutsadığınız ailelerde, evlerde, evliliklerde öldürülüyor. İki günde 5 kadın cinayeti işlendi, 4’ü aile içinde. Kutsadığınız ailenin içinde öldürülüyor kadınlar. Aileleri kutsayacağınıza kadın cinayetlerinin önüne geçin, şüpheli şekilde ölü bulunan kadınların soruşturmalarını yürütün. Biz Aleyna’nın davasının takipçisi olmaya devam edeceğiz" denildi. (ANKA)

Evrensel'i Takip Et