14 Mart 2025 09:30

İran için çember daralıyor

Görünen o ki ABD ve İran İslam Cumhuriyeti beklenenden daha erken bir askeri çatışmaya doğru gidebilir. Öte yandan İran, beklediği desteği alamadığı Rusya ve Çin ile bugün görüşecek.

İran için çember daralıyor

AA//Fatemeh Bahrami

Ela Ava

ABD’de Trump’ın başkan olması ve Suriye’de ABD destekli cihatçı Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) yönetimi ele geçirmesinin ardından gelişen süreçte en çok merak edilen konulardan biri İran ve bölgedeki tutumu oldu.

ABD’nin İran rejimini nükleer anlaşma adı altında sıkıştırması, bir yandan da İran’ın Suriye’de kalesi olan “Esad”ı kaybetmesi, İran rejimi içindeki panik ve kutuplaşmayı da ortaya çıkardı. Çin ve Rusya’dan beklediği desteği alamayan İran, Çin ve Rusya ile nükleer tesisler dosyasını incelemek üzere cuma günü bir araya gelecek.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, geçtiğimiz çarşamba yaptığı toplantıda Donald Trump’ın ABD başkanlık seçimlerini kazanmasından bu yana İran’ın uranyum zenginleştirme hızını ve yoğunluğunu artırdığını duyurdu. Avrupa ülkeleri ise İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili endişelerini gidermemesi halinde BM Güvenlik Konseyinde İran’a karşı askıya alınan tüm yaptırımları geri getirmeye hazır olduklarını açıkladılar. ABD Başkanı Trump ise İran’ın nükleer silah elde edemeyeceğini, bu sorunun ya anlaşmayla ya da askeri harekatla çözüleceği tehdidini savundu.

Trump, ayrıca, İranlı yetkililere onları yeni bir anlaşma üzerine müzakere etmeye çağıran bir mektup gönderdiğini açıkladı. Açıklamanın ardından Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) özel temsilcisi Tahran’a giderek Trump’ın İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi’ye yazdığı mektubu teslim etti.

‘Müzakere etmiyoruz’

İran Rejiminin Dini Lideri Ali Hamaney ise bu meseleye dair “Biz müzakere etmiyoruz ve bize karşı yapılan her türlü eyleme karşılık vereceğiz” açıklaması yaptı.

Görünen o ki ABD ve İran İslam Cumhuriyeti beklenenden daha erken bir askeri çatışmaya doğru gidebilir.

En başından beri Hamaney ile Trump arasında bir anlaşmaya varma şansının çok yüksek olmadığı açıktı. Çünkü Trump, İran İslam Cumhuriyeti’nin nükleer programının tamamen ortadan kaldırılmasına yol açacak bir anlaşma arıyordu ki bu Hamaney’in kabul edebileceği bir anlaşma değildi.

Bu sürecin askeri bir çatışmaya döndüğü koşullarda, ABD ve İsrail’in saldırılarında en önemli hedef İran’ın nükleer tesisleri olacak. Bu hedeflerin başında Fardo, Natanz Nükleer Merkezleri ve Arak ilindeki ağır su reaktörü yer alıyor.

Bu tesisler, İran’ın nükleer programının kilit merkezleri olarak biliniyor. Öte yandan her ne kadar olası bir saldırının ana hedefinin bu üç merkez olması beklense de saldırının kapsamı daha geniş olabilir.

Petrol ihracının yüzde 24’ü orduya

İran rejimi ise bu sürece hazırlık yaptığını gösteriyor. İran’ın, ordu bütçesini 3 kat artırması “savaşa hazırlık” söylemlerini medya ve halk arasında yaygınlaştırdı. İran hükümetinin bütçe tasarısında günde 1 milyon 750 bin varil petrol ihraç edileceği öngörülüyor ve açıklamalara göre bunun 420 bin varili silahlı kuvvetlerin payına düşecek. Bu, günlük petrol ihracatının yaklaşık yüzde 24’ünün silahlı kuvvetlere gideceği anlamına geliyor.

Önümüzdeki dönem İran’da silahlı kuvvetlere ayrılacak tutarın 11 milyar avroya denk geleceği hesaplanıyor, bu rakam bir önceki bütçe döneminde yaklaşık 4 milyar avro civarındaydı.

Bu tablo 14. Hükümetin Çalışma Bakanı Ahmad Midari’ye göre, ülke nüfusunun yüzde 70’ine denk gelen 60 milyon İranlının, ihtiyaç duydukları 11 kalem temel ihtiyacı satın alabilmeleri için devlet yardımlarına ihtiyaç duydukları koşullarda oluşması İran’da işçiler ve emekçiler açısından büyük endişe ve korkuya neden olmuş vaziyette.

Çin ve Rusya hami olmayacak

Bir süredir Çin ve Rusya’dan da beklediği desteği alamayan İran saldırı tartışmaları sürerken Rusya ve Çin ile bugün buluşacak. Pekin’de yapılacağı açıklanan toplantı, Avrasya’da ekonomik güvenliğin sağlanması gerekçesiyle oluşturulan Şanghay İşbirliği Örgütünün üç üyesini bir araya getiriyor. Toplantı Trump’ın İran rejimi ile yapılan anlaşmanın kapsamının genişletilmesi yönündeki taleplerini de gündeme alacak.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise çarşamba günü yaptığı açıklamada, Moskova’nın Trump’ın 2018’de geri çektiği nükleer anlaşmanın çerçevesine dönmesi gerektiğini söyledi. Lavrov, ABD’nin anlaşmayı genişletme çabalarının “Endişe verici olduğunu ve gerçekçi olmadığını” ekledi.  Ancak bu süreçte Rusya ve Çin’in İran için tam anlamıyla hami ve “kurtarıcı” olamayacağı açık görünüyor.

İran ve Türkiye gerilimi sürecek

İran rejimi bir yandan diplomatik ilişkilerini geliştirmek üzere farklı yöntemler deniyor ancak özellikle Suriye’de yaşananların ardından elinin kolunun bağlandığını da gözlemlemek mümkün.

Bu arada İran’ın Türkiye ile de tansiyonu yükseliyor. Bu süreçte çıkarları uyuşmayan Türkiye ve İran yönetimleri arasındaki gerilim İran içerisinde, ABD’nin farklı unsurları kullanarak İran üzerindeki baskıyı arttırmasına yönelik hamleler olarak yorumlanıyor.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Tahran’ın Suriye ve diğer ülkelerdeki militan grupları destekleme politikasını durdurması gerektiğini sert bir dille söylemesinin ardından iki komşu arasında gerginlikler arttı. İran’ın Tasnim ve Mashregh gibi hükümete bağlı farklı gazetelerinde Suriye’deki Alevi katliamında doğrudan Türkiye’yi sorumlu göstermesi bu gerilimin artabileceğine de işaret eden dikkat çekici gelişmeler oldu. 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

OVP masada

OVP masada

Kamu, metal ve liman başta olmak üzere toplu sözleşme ve zam sürecindeki yüz binlerce işçiye orta vadeli programda yer alan düşük zam dayatılıyor. Patron, iktidar ve sendikal bürokrasi eliyle işçilere kabulettirilmek istenen bu zehirli programa karşı işçiler, birleşmek ve insanca yaşanacak ücret talebini kazanmak için yol arıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
BİSAM: Açlık sınırı 22 bin 886 TL, yoksulluk sınırı 79 bin 165 TL.

Evrensel'i Takip Et