Vakıfbank emeklilerinin mağduriyeti sürüyor

Bizler 506 sayılı Yasa’nın geçici 20/b maddesi hükmüne göre kurulmuş T.Vakıflar Bankası T.A.O. Memur Ve Hizmetlileri Emekli Ve Yardım Sandığı’ndan yaşlılık aylığı alan 8 bin 500 civarında Vakıfbank emeklisiyiz. Emekli Sandığımızca 2001’e kadar maaşlarımızdan 657 sayılı en yüksek devlet memuru maaşı tavanı matrahından emeklilik primlerimiz kesilmişti. 2000’li yılların başında bankanın ve sandığın siyasi amaçlar doğrultusunda kullanılması sonucu aktüer yapısında oluşan olumsuzluk nedeniyle bizler 2001 yılından itibaren “Yüksek Emekli Aylığı” alma yerine düşük maaş almaya mahkum edildik. Banka ve Sandık yönetiminin talebiyle aylık bağlama tavanının SSK tavanı olması bunun sonucunda gerçekleştirilmiştir. Statüde yapılan değişikliklerle 2002-2004 yılları arasında 2 yıl süreyle emekli sandığı tarafından maaşlarımız dondurulmuş olup, 2004 yılına kadar yılda 4 defa ikramiye alan emeklilerimizin bu hakları da ellerinden alınmıştır.
Emeklilere uğratılan bu hak kayıpları ve alınan diğer tedbirlerle sonraki yıllarda hem Sandığın hem de Bankanın mali yapısı güçlenmiştir. Bu gelişmelerden sonra emekliler banka ve sandık yönetimlerinden, değişik platformlarda verilmeyen TEFE-TÜFE farklarımızın ödenmesini talep ettik, ancak yöneticilerden olumlu yanıt alamadık. Ankara İş Mahkemelerinde 2006 yılında davalar açmaya başladık. Davalar sonucunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 24.03.2010 tarihli kararı ve Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 26/10/2010 tarihli kararı ile TEFE-TÜFE farklarını almamız kesinleşmiştir. Bankanın yeni genel müdürü olan Vakıfbank Emeklisi, Halil AYDOĞAN o dönem AKP milletvekili olarak, banka ve emekli sandığının isteğiyle 6111 sayılı Torba Yasanın 53.maddesinin çıkarılması için girişimde bulunmuş, hükümeti oluşturan AKP’de gereğini yaparak, Meclisteki çoğunluklarıyla yasalaşmasını sağlamışlardır. 6111 sayılı Torba Yasa’nın 53. maddesinin iptali konusu Ana Muhalefet Partisi CHP tarafından Anayasa Mahkemesine taşınmıştır. Vakıfbank emeklileri 2 yıla yakın zamandır Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği kararı beklemekte olup, Vakıfbank emeklileri derneği, Türkiye’de iç hukukun önünün 6111 sayılı Torba Yasa’nın 53. maddesiyle kesilmesinden dolayı ağustos 2012 ayından itibaren eylül 2012 ayı ortalarına kadar şartları uyan 622 dernek üyesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine bireysel başvurularını yapmalarını sağlamıştır.
Diğer yandan bugünlerde sık sık Vakıfbank’ın satışı ve Hazineye devri konusu gündeme getirilmekte olup, emekli sandığımızın, Bankadaki yüzde 16.10 hissesinin akıbetinden endişe duymaktayız. Vakıfbank ve onun bünyesindeki emekli sandığının geleceği ile ilgili verilecek kararların EMEKLİLER, ÇALIŞANLAR, kamuoyu ve ilgili taraflarla şeffafça paylaşılmasını, EMEKLİ ve ÇALIŞANLARIN gerçek temsilcilerinin genel kurullarda SÖZ ve KARAR sahibi olmalarını talep ediyoruz.
SONUÇ OLARAK; Vakıfbank emeklileri emekli sandıklarının 2015 yılında SGK’ye devrinden önce ellerinden alınmış olan haklarının kendilerine iadesiyle bu devrin gerçekleşmesini, SGK’ye devir için ödenecek peşin değerin bir defada defaten ödenmesini, bu işlemden sonra emekli sandığının uhdesinde kalan nakdi ve gayrinakdi değerlerin, hak sahiplerine hisseleri oranında dağıtılarak emekli sandığının tasfiyesinin gerçekleştirilmesini istemektedirler. 8 bin 500 Vakıfbank emeklisi, 13 bin 500 çalışanı ve aileleri ile birlikte yaklaşık 85 bin kişiyi mağdur eden, 6111 sayılı Torba Yasa’nın 53. maddesinin Anayasanın Hukuk Devleti ilkesine, Kazanılmış Hak ilkesine ve Kanunların geriye yürümezliği ilkesine aykırı olan bu maddenin iptalini Anayasa Mahkemesinden ivedilikle beklemekteyiz. Keza birçok emeklimizin yaşları itibari ile geciken adalet yüzünden hak ve hukuklarına kavuşamadan vefat ettiğini görmekteyiz.
Biz bugün burada bir kez daha Vakıfbank emeklilerinin ellerinden alınan haklarının acilen iadesini Banka ve Emekli sandığı yöneticilerinden DİYALOG, UZLAŞMA yoluyla ÇÖZÜMLENMESİNİ Vakıfbank’ın 59. kuruluş yıl dönümünde bir kez daha talep ediyor, onları bankayı bu günlere taşıyan, EMEKLİLERİNE karşı VEFALI ve VİCDANLI olmaya, ÇALIŞANLARIN DA GELECEĞİNİ VE HAKLARINI GARANTİ ALTINA ALMAYA çağırıyoruz.