Suç yok, delil yok, ama tutukluluk devam
Tanık olarak dinlenen işçiler ve patron temsilcisinin beyanları ortada ceza hukuku anlamında bir suç olmadığının açıkça görülmesine rağmen Türkmen’in rehin tutulduğunu göstermektedir.

Fotoğraf: Evrensel
Av. Tugay Bek
avtugaybek@hotmail.com
Bir aydır cezaevinde tutulan BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen’in tutukluluk halini gözden geçiren sulh ceza hakimi soruşturma savcısının talebi doğrultusunda esaretin devamına karar verdi.
Türkmen, Başpınar Organize Sanayi işçilerinin insanca yaşamaya yetecek bir ücret talebi ile yapmış olduğu eylemlere öncülük ettiği, işçilerin haklı mücadelesinde yanlarında olduğu için tutuklanmıştı.
Tanık olarak dinlenen işçiler Türkmen’i doğruladı
Soruşturma savcısı, iş bırakma eylemi yapılan Şireci ve Yalçın Kardeşler Tekstil iş yerlerinden beşer işçinin tanık sıfatı ile ifadesinin alınması için emniyete talimat vermişti. Emniyet, işverenin belirlemiş olduğu isimler arasından şu ana dek 8 işçinin ifadelerini aldı.
Şireci Tekstil iş yerinde çalışan işçilerden E.K. “07.02.2025 günü iş yerinin yatırmış olduğu maaşların yetersiz bulunmasından dolayı gece vardiyasına gelen işçiler iş bırakma eyleminde bulunmuşlar. Ertesi gün ben de iş yerine giderek eyleme katıldım. Eyleme katılma nedenim maaşımın az olmasıdır. Mehmet Türkmen bir kaç kez eylemimize destek vererek bize ekmek ve çorba dağıttı. Benim eyleme katılmamda herhangi bir kimsenin etkisi yoktur” dedi.
Şireci Tekstil’den M.F.K isimli işçi ise “07.02.2025 günü iş yerinde vardiyaya gelen işçiler maaşı beğenmedikleri için iş bırakma eyleminde bulundular. Ben de ertesi gün iş yerine giderek eyleme katıldım. Benim eyleme katılma sebebim maaşımı az bulmamdandır. Biz eyleme devam ederken bir kaç kez Mehmet Türkmen gelerek eylemimize destekte bulundu. Ben hiç bir sendikaya üye değilim. İş bırakma eylemini kimsenin etkisinde kalarak yapmadık. Daha sonra da valilik kararı ile yasaklama geldi. Bunun üzerine eylemi bıraktık ve işlerimize devam ettik” diye ifade verdi.
Yalçın Kardeşler Tekstil’de çalışırken iş bırakma eylemi nedeni ile işten çıkartılan Ü.K. ifadesinde “Ocak ayında yapılan asgari ücret zammı sonrası alınan ücreti az bulduğumuz için fabrikada çalışan vardiya arkadaşlarımız ile birlikte maaşımıza zam yapılmasını istedik. Ancak iş yeri yetkililerince bu kabul edilmedi. Diğer fabrikalarda çalışan arkadaşlarımız ile konuştuğumuzda daha az ücretle çalıştığımızı anladığımız için vardiya arkadaşlarımızla iş bırakmaya karar verdik. Biz her gün sabah saatlerinde servis ile fabrikamıza giderdik. Maaş zammını beğenmediğimiz için arkadaşlarımız ile iş yeri önünde bekliyorduk. Biz greve gittikten bir gün sonra Mehmet Türkmen gelerek bize hukuki süreçler ve haklarımız konusunda bilgilendirme yaptı. Ben grevden bir buçuk ay önce e-devlet üzerinden BİRTEK-SEN’e üye oldum. Valiliğin yasak kararı sonrası fabrika önüne hiç gitmedim. Demokrasi Meydanı’na da konuşmayı dinlemek için gittim ve daha sonra da oradan ayrıldım. Greve başlama sebebimiz daha iyi maaş ve hak ettiğimiz ücreti almaktı. Bu olaylardan sonra Yalçın Kardeşler isimli iş yeri bana iş feshi gönderdi” dedi.
Birbirine benzer şekilde ifade veren işçiler;
Ücret zammını az buldukları için ortaklaşa olarak vermiş olduğu kararlarla iş bıraktıklarını,İşçilerin iş bırakma kararı almasında sendikanın ve Mehmet Türkmen’in bir yönlendirmesi olmadığını,Mehmet Türkmen ve BİRTEK-SEN’in iş bırakan işçilere destek ziyaretinde bulunduklarını,Mehmet Türkmen’in, destek ziyaretlerinde konuşma yapmak dışında, işçileri eylemde bulunmaya ve iş bırakmaya teşvik etmediğiniMehmet Türkmen’in çalışma hürriyetini engelleme ve suç işlemeye teşvik olarak değerlendirebilecek bir eyleminin olmadığını belirtmişlerdir.
Şireci müdürü de Türkmen’i doğrulamaktadır
Müşteki olarak beyanı alınan Şireci Tekstil İnsan Kaynakları Müdürü N.K de ifadesinde BİRTEK-SEN’in iş yerinde yetkili bir sendika olmadığını, Mehmet Türkmen’in çağrısı ile işçilerin hukuka aykırı bir şekilde iş bırakması sonucu günlük yapılması gereken 120 ton pamuk ipliği üretiminin yapılamaması nedeni ile Şireci Tekstil patronunun 82 milyon lira zararı olduğunu söylemiş, iş bırakma eyleminden sonra iş yerinde şiddete bağlı bir maddi zararın olmadığını da belirtmiştir.
Şireci müdürünün anlatımları doğru kabul edilecek olsa dahi ortada ceza soruşturmasını gerektirir bir suçun olmadığı net bir şekilde görülmektedir. BİRTEK-SEN’in yetkili sendika olmaması, işçilerin hukuka aykırı bir şekilde iş bırakması, bunun neticesinde patronların zarara uğraması gibi iddialar, ceza hukukunu ilgilendirmeyen, sadece hukuki uyuşmazlık konusu olabilecek iddialardır.
Tanık olarak dinlenen işçilerin anlatımı ve patron temsilcisinin beyanları birlikte değerlendirildiğinde ortada ceza hukuku anlamında bir suç olmadığının açıkça görülmesine rağmen Türkmen’in tutukluluğunda ısrar edilmekte, işçilerin örgütlenme ve hak arama mücadelesinin önünde geçmek için temel hukuk kuralları dahi hiçe sayılarak BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen rehin tutulmaktadır.
Erdoğan-Şimşek programının gereği ve patronların talebi doğrultusunda ücretleri olabildiğince baskılamak amacı ile işçilerin birleşik mücadelesi ve sınıf sendikacılığının önü kesilmek istenmektedir.
Mehmet Türkmen’in şahsında işçi sınıfını hedefe alan tüm bu saldırı ve hukuksuzluklara bir cevap olarak “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyası etrafında birleşelim.
Evrensel'i Takip Et