18 Mart 2025 15:57

İliç duruşmasında ikinci gün | "Ben günah keçisiyim, Anagold kendini kurtarmaya çalışıyor"

İliç maden katliamı davasının 2. gününde dinlenen sanık geoteknik mühendisi Ali Rıza Kalender “Benim olaya dair hiçbir yetkim yok. Ölçüm cihazları alınmadı, Anagold kendini kurtarmaya çalışıyor" dedi.

İliç duruşmasında ikinci gün | "Ben günah keçisiyim, Anagold kendini kurtarmaya çalışıyor"

Fotoğraf: AA

Erzincan – İliç’te Cumhuriyet tarihinin en büyük çevre felaketine neden olan ve 9 işçinin hayatını kaybettiği madendeki liç kayması ile ilgili davanın ilk duruşmasına 2. gününde de devam ediliyor. Erzincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada 5’i tutuklu 43 sanık, “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” ve “Çevreyi taksirle kirletmek” suçlarından yargılanıyor. Katliamın asıl sorumluları şirket sahipleri ya da madeni denetlemeyen, ÇED onayı veren bakanlık görevlileri yargılanmazken, sanıklar olaydan sorumlu olmadıklarını ve gerekli cihazların madende bulunmadığını ifade etti.

AA’nın haberine göre, duruşmaya ikinci gününde tutuklu sanık Iaın Ronald Guılle, bazı tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları ve müşteki yakınları katıldı. Tutuklu sanıklar Shaun Keady Swartz, Ali Rıza Kalender, Selçuk Çiftlik ve Ömer Ardıç ise duruşmaya bağlı bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemleri (SEGBİS) üzerinden katıldı. Firari sanıklar, John H, Kenan Ö, Luis Q, Vınh Luu D L, Kevin James G, Kevin Joseph R. ve Wıllıam Keıth M. ise katılmadı.

İkinci gün devam edilen duruşmada müşteki avukatının, davada bilirkişi uzmanının hazır bulunması talebini savcı kabul etmedi. Mahkeme heyeti de bilirkişilerinin hazır bulunması talebini reddederek, bilirkişilere sorulacak soruların hazır edilerek mahkeme aracılığıyla sorulmasına karar verdi.

"Zincirin son halkası olduğum halde suçlanıyorum"

Maden şirketinin kıdemli geoteknik mühendisi Ali Rıza Kalender, bilirkişi raporlarına göre asli kusurlu olduğu için tutuklu olduğunu ancak asli kusurlu olup da tutuksuz yargılananların olduğunu söyledi. Mahkemedeki ifadesinde olay gününden 12 gün önce izinli olduğunu söyleyen Kalender, “O gün yasal olarak olay yerine gitmeme hakkım vardı ama gittim. Yığın liçiyle ilgili görevim yoktu. Anagold’da zincirin son halkası olduğum için kim beni suçlayabilirdi. Adalete sığınıyorum” diye konuştu.

"Cihazlar olaydan sonra getirildi"

Kazanın, proje tasarımından ve uygulama hatalarından kaynaklı olduğunu, bunun da alanında uzman bilirkişiler tarafından son hazırlanan raporlarla belirlendiğini aktaran Kalender, “Yığın liçin tasarımlarında hiçbir alakası olmayan benim suçsuz olmam gerekiyordu. Bizim yığın liç proje tasarımda dahilimiz yoktur. Jeoradar cihazı asıl heyelan alanına yönelik olmadığı için tespitte bulunamadı. Olması gereken iki radar cihazı olaydan sonra getirtildi. Olay yerine cihazlar zamanında alınamadı. Olaydan sonra bazı cihazlar getirtildi. Mevcutta olan jeoradar cihazı yeterli değildi. Olay günü uyarı yapmasam, o gün sahada bulunan en az 50 kişi hayatını kaybedecekti. Tüm uyarılarım dikkate alınmasına rağmen suçlanıyorum. Bu insanlar benim hatalarım yüzünden hayatını kaybetmedi” ifadelerini kullandı. 

"Ölçüm cihazları alınsaydı kimse ölmezdi"

Kalender, sahayla ilgili sorumlu olan kişilerin bazı çalışanları bariyerleri açarak sahaya gönderdiğini iddia ederek, “Jeoradar cihazı 5 dakika geriden bilgileri vermektedir ve belli değerlerin altındaki değerli ölçmüyor. Bu yüzden olay anında anlık değer ölçümü yapılamadı. Jeoradar cihazları önceden alınsaydı, erken önlemler alınsaydı, bu kişiler hayatını kaybetmeyecekti. İki gün önce bu cihaz alınsaydı, cihazın lokasyonu iyi ayarlansaydı, Sabırlı Deresi’ndeki ölçüm değerleri tespit edilebilirdi. Yığın liçi için jeoradar ve cihaz alınmadıysa bunun sorumlusu ben değilim. Günah keçisi gösterilen benim. Anagold kendisini suçtan kurtarmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

"Gözlemlerde çatlakların olduğunu görmüştüm"

Cihazlarla liç alanındaki radarlardan ilk tespit edilen değerler ve sonra alınan aksiyonlardan bahseden Kalender, “Biz maili hazırlarken oradaki değer 90 milimetreydi ki o kritik milimetreydi. Maili yazdığımızda değer 140’a kadar çıkmıştı, sonrasında daha da yükseldi. Görevim olmadığı halde solüsyonun kesilmesini söyledim. Mail harici sözlü uyarı bile yapmıştım. Uyarım sonrası saha elemanlarının kendi acil eylemine göre hareket etmesi gerekirdi. Sahada gözlemlerde çatlakların olduğunu görmüştüm. Orada hızlıca önlem almak için çatlaklara çimento ile kapatılması fikrini söyledim. 10-15 dakikada yapılacak bir şeydi. Benim oraya aslında müdahale yetkim yoktu, sadece açık ocak sahalarında çalışırken bu öğrendiğim bir yöntem olduğu için söylemiştim” dedi. 

Kalender, yığın liçin ne mühendislik faaliyetinde ne de projelendirilmesinde dahili olmadığını ileri sürerek, “Benim yığın liçi için kritik seviye belirleme yetkimde yoktur. Bunu ilgili firma yapıyordu. Burada yığın liçte denetim hatası var. Aslında Anagold uzman kişilerle denetim yaptırmalıydı. Bildiğim kadarıyla liçte çatlaklar 10-15 gün önce oluşmaya başlamış. Son bir haftalık verileri kontrol ettiğimizde aslında bizim kritik dediğimiz ölçüm değerlerinde hareketlenme olmamış. Olay günü hızlı bir hareketlenme olmuş. Okuduğum raporlara göre de bunun sebebi kontrolsüz sulamayla ilgili” şeklinde konuştu. (Haber Merkezi)

Evrensel'i Takip Et