20 Nisan 2013 11:05

Bu sevince 53 yaşında bir çocuk olarak talibim

Çocuk  Bayramını kutlayan tek ülkeyiz.  yaklaşan bir 23 Nisan’da sadece çocuklar hatırlanacak.  Ertesi gün 24 Nisan...Dünyanın birçok ülkesinde savaşlar, katliamlar sonucu  yine  çocuklar yetim  kalacak.Bir zamanlar, Anadolu’da yaşayan Ermeniler vardı. İşte ben de o Ermeni ailelerinden

Bu sevince 53 yaşında bir çocuk olarak talibim
Paylaş
Garabet Orunöz

Dünyanın birçok ülkesinde savaşlar, katliamlar sonucu  yine  çocuklar yetim  kalacak.

Bir zamanlar, Anadolu’da yaşayan Ermeniler vardı. İşte ben de o Ermeni ailelerinden birinin çocuğuydum, ben de bir Nisan ayında yetim kaldım.  Malatya’da yaşardık, ne bir Ermeni okulu, ne de aktif  Ermeni Kilisesi kalmıştı.  Okuma çağına geldiğimde, komşumuz Sara kuyrik*  (* Ermenice “abla”), İstanbul’daki oğlu vasıtasıyla, benim için Gedikpaşa’da bir Yetimhane  ayarlamıştı.  Yıl 1967 Ağustos sonları,  İstanbul Gedikpaşa Ermeni Yetimhanesine gönderildim. Malatya’da Nedim, İstanbul’da Garabet olduğumu, kayıt sırasında öğrendim.

Çocukluğumun   sekiz yılını Ermeni Yetimhanesi’nde,  çok mutlu yaşadım. Toplamda bin beş yüz çocuğa ev sahipliği yapmış olan yetimhanemizin bir de Tuzla’da Yaz Kampı vardı.  1970 yılında Gedikpaşa’daki yetimhanemizin barınma bölümü  kapatıldı. Bizler de Tuzla’daki kampımıza nakledildik.  Kampımızda,  inek, koyun, keçi, at, eşek, hindi, kaz, ördek, tavuk besledik. 8 bin 552 metrekare tapulu  alanımız vardı.  Etraftaki bazı tarlaları da müdürümüz kiralardı, oraları da hayvanlarımızın kışlık yiyeceklerini yetiştirmek için, eker-biçerdik.  Kampımızın arazisinde , elma-armut, incir, ceviz, ayva, yeşil ve kırmızı erik bir tane de şeftali ağacımız vardı.  Hayvanlarımızın etinden, sütünden, yumurtasından, bahçemizin de her türlü meyva ağaçlarından faydalanırdık.  On tane de arı kovanımız vardı.  Ayrıca; kampımızda aynı  ağaçta “üç ayrı” cins meyvayı da aşılama yöntemiyle elde ediyorduk.  Düşünebiliyor musunuz? Kendi yetiştirdiğiniz meyva ağaçlarının meyvasıyla, bahçenizde  kendi yetiştirdiğiniz, her mevsimin kendi sebzesi, salatası ile, kendinizin otlattığı ve görevlilerinizin sağıp da, yoğurt, peynir yaptığı, gün aşırı sabah kahvaltısında taze içtiğiniz sütünüz,  taze ve günlük yumurtanızın olduğu bir ortam...  Nasıl mutlu olmazsınız? Niye mutlu olmayasınız?

Ben de mutluydum, ta ki; 1962 yılında, Vakıflardan izin alınarak ve çocuk emeklerimiz ile cennete çevirdiğimiz Atlantisimizin;  13 Ocak 1983’de, mahkeme kararı ile,  1974 yılında çıkarılmış  “Azınlık Vakıfları Mülk Edinemez”  yasası ile Vakfımızın elinden alınıncaya kadar. Şimdi; çocukluğunun en güzel 7-15 yaş arasını, bu kampta  yaşamış biri olarak, unutmam istenirse, unutabilir miyim? Tuzla’daki Kamp Armen’de yetişmiş, yaklaşık 1500 çocuk, günümüzde dünyanın altı kıtasına dağılmış durumdalar. Bunlardan, dede ve nine olanlarımız var.  Birbirimizi ararız, görüşürüz, dertleşir ve yardımlaşırız.  Bizlere kampta, etnik kimliğimizin yanında, dinimizin gerekleri de  öğretildi. Doğruluktan şaşmamamız, çalışarak, üreterek, yetiştirerek, elde edilen her şeyin kıymeti öğretildi. Bir dilim ekmeğin kıymeti, alın teri, emeğe saygı da öğretildi. Tarım ve  hayvancılık  ile birlikte insan sevgisi de öğretildi.

Otuz senedir, Yetimhanemizin yaz kampına “el koyulmuştur”. Çeşitli platformlarda, Yetimhanemizden ekmek yemiş kişiler olarak bunu dile getirmeye çalıştık,  bağırdık-çağırdık da duyan olmadı. Duyarlı kimse de olmadı. Biz yine de;

Günümüzde; toplumsal barış için, akil adamlar seçildi. Her bölgeye ayrı ayrı ekipler oluşturuldu.  Yörelerin kanaat önderleri ile temaslar kuruluyor, toplumsal barış için, akmış olan kanın bundan sonra akmaması için destek aranıyor, taşın altına elini sokanları canıgönülden kutluyoruz, destekliyoruz.

Yaklaşan 23 Nisan’da hükümet yetkililerimiz, eğer azınlık çocuklarını da sevindirmek isterlerse, bu sevince 53 yaşında bir çocuk olarak talibim. Tuzla’daki yetimhanemizin düzenlenmiş olan Yeni Vakıf Yasası kapsamı içine alınmasına gerek kalmaksızın, hükümette olan partinin adına yakışanı yapmasını ve ADALET’in yerine getirilerek bize iade edilmesini istiyorum. Yetimhanemizi bizzat gezmiş ve durumu hakkında bilgi sahibi, üstelik  Akil Adamlar listesinde isimleri olan, sayın milletvekili Sırrı Süreyya Önder, sayın Ahmet Faruk Ünsal ve sayın Baskın Oran’ın, toplumsal barış çabaları arasına Ermeni yetimhanemizin İADE edilme talebimizi de almaları, vakıflardan sorumlu devlet bakanımızın da yetimhanemizin ve çocukların emeği ile oluşturulmuş kampımızın iade edileceği müjdesi verdiği an, altı kıtaya dağılmış Tuzla Ermeni Yetimlerinin de 23 Nisan’ı Çocuk  Bayramı olarak  kutlayacağını  duyurmak isterim.

Unutmadan, Tuzla yetimhanemizde;  başkasının malına el koymak bir yana, yan bakmanın bile günah olduğu öğretildi.

Küçüklere sevgi ile büyüklere saygı ile yaklaşmak öğretildi.

Sevgi ve Saygılarımla…


KAYBOLMAYIN ÇOCUKLAR

“Bizim yetimhane, ayrılanlarla buluşanların, kaybolanlarla bulunanların merkeziydi sanki. Garabet’le, Flor mesela. Çocuk yaşta ana babalarını kaybeden bu iki genç, aradan 15 yıl gibi bir zaman geçtikten sonra ancak yaşamın tatlı bir rastlantısı sonucu kavuşabildiler birbirlerine.(...) Nasıl unuturum, onlara bu gerçeği söylediğimizde birbirlerine doğru koşuşlarını? Garabet’in “Kuyrik kuyrik” diye deniz kenarına, ablasına koşuşunu. Şimdi içinizden ‘tam da Türk filmi’ diye mırıldananlarınız olacak, ama ne yapalım ki olay ortadaydı ve yaşanıyordu.” Hrant Dink bu cümlelerle anlatıyor Tuzla Yetimhanesi’ni. “Kuyrik kuyrik” diye kız kardeşine koşan Garabet ise Kamp Armen’in filmini çeken yönetmen Garabet Orunöz. Garabet Orunöz 2008’de yetimhanenin çocuklarını buluşturmuş, hepsi orada yetiştirdikleri ağaçların, emek emek var ettikleri binanın önünde gözyaşları dökmüş. Bu buluşmanın ardından 21 yılını geçirdiği bu kampı bir filmle anlatmak istemiş. Ve “Kaybolmayın Çocuklar” ortaya çıkmış. Kaybolmayın Çocuklar filmini 24 Nisan Çarşamba günü saat  Hayat Televizyonu’nda izleyebilirsiniz.

ÖNCEKİ HABER

Diyanet çalışanlarından barış sürecine destek

SONRAKİ HABER

Emek verelim ki ‘Yaşasın Emek’!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa