Kadın mücadelesi bir güne sığmaz
Yan yana yürüdüğümüz kadınlarla birlikte hissettiğim dayanışma duygusu, kadın dayanışmasının bir gün değil her gün daha güçlü bir şekilde var olduğunu bir kez daha hatırlattı.

Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel
Ege Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu Üyesi
Her yıl olduğu gibi bu yıl da 8 Mart’ta İzmir’de kadınlar sokaklarda hak arayışındaydı. Emekçi Kadınlar Günü’nün yalnızca bir kutlama değil, aynı zamanda haklarımızı ve taleplerimizi dile getirdiğimiz bir mücadele günü olduğunu göstermek için yüzlerce kişi olarak Konak’ta bir araya geldik. Coşkulu, kararlı ve güçlü bir kalabalık, eşitlik ve özgürlük taleplerini yüksek sesle dile getirdi.
Alana girdiğim ilk anda bile hissedilen dayanışma ve direniş atmosferi duygulandırıcıydı diyebilirim. Ellerinde pankartlar taşıyan, birbirine destek olan, şarkılar söyleyen ve sloganlar atan kadınlar, hep birlikte güçlü bir ses oluşturuyordu. “Dünya yerinden oynar kadınlar özgür olsa” sloganı sıkça duyuluyor, dayanışmanın en somut hali gözlemleniyordu. Pankartlardaki kadınların hakkı olanları talep ettiği yaratıcı mesajlar, kadınların yaşadığı sorunlara dikkat çekerken aynı zamanda umudu ve mücadele azmini de yansıtıyordu.
Bu yılın en çok öne çıkan taleplerinden biri, kadın cinayetlerine ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı daha güçlü politikaların uygulanmasıydı. İstanbul Sözleşmesi’ne yapılan vurgu, kadınların haklarını koruma konusunda geri adım atılmaması gerektiğini hatırlatıyordu. Ayrıca, ekonomik kriz nedeniyle kadınların daha fazla güvencesiz çalışmaya zorlanmasına karşı tepkiler de büyüktü. Kadınlar hem çalışma hayatında hem de sosyal yaşamda eşit haklar ve güvence istediklerini bir kez daha dile getirdi.
Kadın ve LGBTİ’ler mücadelede ortak
Yürüyüşte dikkat çeken bir diğer önemli konu ise LGBTİ haklarına yönelik yeni yasa tasarısına karşı yükselen tepkilerdi. Son dönemde hükümet tarafından gündeme getirilen LGBTİ karşıtı yasa tasarısı, yürüyüşe katılan birçok kişi tarafından protesto edildi. “LGBTİ hakları insan haklarıdır” gibi sloganlar sıkça görülürken, bu yasa tasarısının ayrımcılığı artıracağı ve temel insan haklarını tehdit ettiği vurgulandı. Kadın mücadelesinin LGBTİ haklarıyla ayrılmaz bir bütün olduğu mesajı güçlü bir şekilde verildi.
Bu yürüyüş benim için büyük bir anlam taşıyor. Sokaklarda yan yana yürüdüğümüz farklı ırklardan, dinlerden, dillerden, yaşlardan kadınlarla birlikte hissettiğimiz dayanışma duygusu, mücadelemizin yalnızca bir günle sınırlı olmadığını; kadın dayanışmasının her gün daha güçlü bir şekilde var olduğunu bir kez daha hatırlattı. Kadın hakları mücadelesi, her gün süren bir süreç ve bizler sesimizi yükselttikçe daha da güçleneceğiz. 8 Mart’ta bir kez daha gördük ki kadınlar yalnız değil ve birlikte çok daha güçlüyüz. Gelecek 8 Mart'ta daha özgür, eşit ve güvenli bir dünyada yürümek dileğiyle.
Evrensel'i Takip Et