Evrensel'in manşeti | İşte sokaklardaki gençlere dayatılan düzen: Patrona kıyak gençlere kıyım

Yalova’da kurulu olan ve perşembe günü bir genç işçinin daha iş cinayetinde can verdiği Hat-San Tersanesi, sermaye iktidarının gençlere dayattığı geleceğin özeti: AKP’li Osman Pepe çevre bakanı olduğu dönemde imkansız denilen bölgeye ÇED izni verip tersane kurdurdu, sonra bu tersane bakanın oğullarına devredildi, firma kamu ihaleleriyle ihya edildi, milyonlarca lira teşvik aldı, 5 yıl tek kuruş vergi ödemedi, iki yılda işçi başına 5 milyon lira kâr elde etti. Ve bu tersanede, 11 ayda iki genç işçi çalışırken can verdi.

AKP kurucularından ve Eski Çevre Bakanı Osman Pepe’ye ait Hat-San Tersanesinde 25 yaşındaki Hasan Can Mert, iş cinayetinde yaşamını yitirdi. Tersanede 334 gün önce de 33 yaşındaki Mühendis Özkan Kara iş cinayetinde can verdi. 318 çalışanı olan şirket, 2023’te yıllık işçi başına 3.3 milyon TL, 2024’te ise 2 milyon TL net kâr elde etti. Buna karşılık işçilere düşük ücret, ağır çalışma koşulları ve ölüm düştü.

Şirketin büyüme hikayesi, AKP’li yılların sermaye birikim modeline de işaret ediyor. 1999 depreminde birinci derece riskli ilan edilen alana, Pepe’nin özel izniyle Hat-San kuruldu. Pepe’nin bakanlığı döneminin ardından şirket aileye devredildi. Yılda milyarlarca lira kâr eden tersaneye milyonlarca lira teşvik ve 49 yıllığına bedelsiz kiralanan varlıklar devlet eliyle sunuldu, son beş yılda kuruş vergi ödemedi.

3 günde 5 genç iş cinayetinde öldü

Türkiye’de gençlerin talepleri için alanlara çıktığı üç günde 1’i çocuk 5 genç işçi çalışırken öldü. Gaziantep, İstanbul, İzmir ve Yalova’da biri 17 yaşında olan genç işçiler, tersane ve inşaat gibi iş kollarında çalışıyordu.

Andaç Aydın Arıduru'nun haberi

Gençler geleceksizliğe karşı ayakta

Üniversite öğrencileri, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlattıkları eylemlere üçüncü günde de devam etti. Selçuk Üniversitesinden Gebze Teknik Üniversitesine kadar pek çok üniversitede öğrenciler yürüyüş düzenledi, ODTÜ’nün ardından Bilkent Üniversitesi de boykota başladı.

Gazetemize konuşan bir İstanbul Üniversitesi öğrencisi “Gençliğin iradesine sahip olmak için toplanıyoruz” derken Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi “Bugün gösterdiğimiz dayanışma, yarının güvencesidir” dedi. Hacettepe Üniversitesi öğrencisi ise “Aylık 3 bin lira KYK bursu ile geçinen, yurtlarında ısınamayan gençler direnişe söz verdi” diye konuştu.

‘Sessiz kalmak daha fazla yoksullaştırır’

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alındığı operasyon, bu dönem fabrikaların da ana gündemlerinden. Gebze ve Eskişehir’de görüştüğümüz işçiler arasında, özellikle daha önce AKP’ye oy veren kesimlerde, bu süreçte bir bölünme yaşandığı gözlemleniyor. Bir kısmı bu gelişmeleri “haksızlık” olarak değerlendirirken, bir kısmı ise iktidarı savunmaya devam ediyor.

Tepki gösteren işçilerin çoğunun buluştuğu nokta ise bu ‘darbe’nin yalnızca bir siyasi parti ya da lider meselesi olmadığı... İşçiler bu gelişmelerle yoksulluk ve yaşam koşulları arasında da bağ kuruyor. Yıllardır “Fabrikalarda siyaset yapılmaz” şeklinde bastırıldıklarını, hak arama mücadelesinden dahi çekildiklerini ifade eden işçiler, “Sokağa çıksak gözaltına alınırız. Bizi buna alıştırdılar” dedi.

Sözde kalan tepkilerin eylemlere dönüşmesi gerektiğini dile getiriyor işçiler; CHP’nin sandığı işaret eden tutumunu da eleştirerek… Gazetemize konuşan işçiler, İzmir’de eylem yapan İZSU işçileri gibi sessizliğin kendilerine daha fazla yoksulluk ve yasak getireceğini belirterek “Geleceğimiz için üretimden gelen gücümüzü kullanmalıyız” dedi, sendikalara genel grev genel direniş çağrısı yaptı.

CHP, olağanüstü kurultaya gidiyor

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 6 Nisan’da olağanüstü kurultaya gitme kararı aldıklarını duyurdu: “ Biz bu hafta başvurumuzu yapmasaydık, bu akşam saatlerinde kayyım ataması yapılacaktı. Olağanüstü kurultayla kayyım girişimlerinin önünü kestik.”

İBB’den iddialarla ilgili yeni açıklama

İBB Basın Danışmanlığı, İBB’ye yönelik başlatılan soruşturmaya ilişkin iddiaları yalanlayan yeni bir açıklama yaptı, yalan haberlere dair hukuki işlemlerin başladığını bildirdi.

‘Demokrasinin şalteri emekçilerin ellerinde’

Emek Partisi Merkez Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, İstanbul’daki gözaltı operasyonlarının “siyasi iktidarın genişleyerek artan baskılarının son halkası” olduğu belirtilerek şöyle denildi: “Bu baskıcı ve despotik düzene karşı demokratik hak ve özgürlüklerden yana tüm muhalefet örgütlerinin, sömürülen ve ezilen halk kesimlerinin birleşerek mücadele etmekten başka çaresi yoktur. İktidarın keyfi gelince koyacağı sandık, ondan kurtulmak için bir güvence olarak görülemez. Demokrasinin ve kurtuluşun şalteri, üretimden gelen güç, işçi sınıfı ve emekçilerin ellerindedir.”