‘Geleceğimiz için üretimden gelen gücümüzü kullanmalıyız’
Gebze’de işçiler, iktidarın baskıcı politikalarını tartışarak, “İşimizi ve ekmeğimizi kaybetmemek için sokaklara çıkamaz haldeyiz, ancak bekledikçe daha da eziliyoruz” diyorlar.

Fotoğraf: Andaç Aydın Arıduru/Evrensel
Hasret Gültekin Kozan
hasretgultekinkozanmail.com
Gebze – Gebze’de işçilerin gündemi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve sonraki gelişmeler. Bugün iktidarın bu hamlesinin İmamoğlu meselesini aştığını dile getiren işçiler, “İşimizi ve ekmeğimizi kaybetmemek için sokaklara çıkamaz haldeyiz. Biliyoruz ki en ufak bir ses çıkarırsak gözaltına alınacağız. Bizi bu hale getirdiler. Ama bekledikçe daha da eziliyoruz. Geleceğimiz için üretimden gelen gücümüzü kullanmalıyız” diyor.
Daha önce AKP’ye oy veren bir işçi, bu yapılanların sadece demokrasiye değil, kendi seçimlerine de müdahale olduğunu ifade ediyor. “Daha önce Erdoğan’a uğradığı haksızlıklar yüzünden oy verdim” diyen işçi şöyle devam ediyor: “O zamanlar sorunları baskıyla, şiddetle çözmüyorlardı. Şimdi memleketi başkası yönetemez gibi bir algı oluşturup hepimizi abluka altına almaya çalışıyorlar.”
İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını eleştiren işçi, “Bu 16 milyon insanı yok saymaktır. Bugün İmamoğlu’na yapılanlar yarın hepimize yapılabilir. Bugün işimizi ve ekmeğimizi kaybetmemek için sokaklara çıkamıyoruz. Biliyoruz ki en ufak bir ses çıkarırsak gözaltına alınacağız. Çoğu fabrikada ‘İşçi siyaset yapmaz’ algısını da yerleştirdiler. Toplu iş sözleşmeleri süreçlerinde tek gücümüz örgütlülüğümüzken şimdi o örgütlü gücümüzü de elimizden almak istiyorlar. Şu an sorunumuz birlik olamamak. Bizleri en ufak boşlukta yok etmelerine karşı birlik olmak zorundayız” diyor.
‘Mesele İmamoğlu değil’
“Mesele İmamoğlu değil” diyen bir işçi de şunları söylüyor: “İmamoğlu şahsında geniş bir kesime mesaj veriyorlar. Mesele bizim seçimlerimiz, taleplerimiz, fikirlerimiz. Bu mesajı iyi okumamız gerekiyor. Biz işçiler için sorun tek, eziliyoruz. O yüzden bütün ezilenler yan yana gelmeliyiz. Biz onlardan fazlayız. Birleşerek, mücadele ederek sorunlarımızı çözebiliriz.”
Çalıştığı fabrikada AKP’ye oy veren işçilerin bu konuda bölündüğünü dile getiren bir işçi de “Yapılanları yanlış görenler, eleştirenler var. Ama bir kesim hâlâ ‘Erdoğan ne yapıyorsa doğrudur’ diyor. Onlarla tartışmaya devam ediyoruz ama bir çizgi çekmiş durumdalar, ne olursa olsun savunuyorlar. İktidarın yalanlarına amasız, fakatsız inananlar var. Ama bizim her yerde doğruları söyleme gibi bir zorunluluğumuz var. Görüyorsunuz dolar nasıl fırladı, borsa nasıl çakıldı. Şimdi bu yaşanan ekonomik dalgalanma bize yansımayacak mı, yansıyacak. Olan yine garibana oldu. Bu gidişata artık yeter demeliyiz” diyor.
‘Yarın greve çıksak suçlanacağız’
İktidarın kendi dışındaki herkesi terörist ilan ettiğini belirten bir başka işçi de “Bu zamana kadar ‘PKK terör örgütüdür’ diye diye hepimize bunu ezberlettiler. Sonra Abdullah Öcalan’la görüşmeye başladılar. Şimdi CHP’yi terörle suçluyorlar. Madem partiler böyle, bu halkın oyları yok sayılacaksa neden seçime giriliyor?” diye soruyor.
“Bugüne kadar hepimizi açlıkla, yoksullukla sınırladılar” diyen bir başka işçi de şunları söylüyor: “Her gün hakkımızı yiyenler, sırtımıza vergileri yükleyenler, asgari ücretle bizi aç bırakanlar, ‘Fabrikalarda siyaset yapılmaz’ diyerek ses çıkarmamızı engelliyorlar. Yarın en demokratik hakkımız olan grev hakkını kullandığımızda ‘Siz suç işliyorsunuz’ denirse ne olacak? Çünkü bu memlekette bunlar oldu. Artık ekmeğimizin küçülmesine sebep olanlara karşı hep birlikte hareket etmeliyiz. Fabrikalardan meydanlara inmeliyiz, bir şey yapmamız lazım. O zaman hem iktidar hem patronlar bizden korkacak. Haklarımızı, geleceğimizi korumak için üretimden gelen gücümüzü göstermek zorundayız.”
Evrensel'i Takip Et