Balcılar Barajı için bilirkişi keşfi yapıldı, köylüler tepkili: Baraj projesi iptal edilmeli
Balcılar Barajı Projesi için bilirkişi keşfi yapıldı. Balcılar halkı ve kitle örgütleri; “Köyceğiz gölü ve Dalyan Kanalı su rejimini etkileyecek baraj projesi iptal edilmelidir” diye tepki gösterdi.

Fotoğraf: Abidin Çınar/Evrensel
Abidin Çınar
dinocinar@gmail.com
90 nı aşkın yerel halktan kişilerin ve kitle örgütlerinin dava açtığı Balcılar Barajı projesi için, mahkeme bilirkişi keşfi 21 Mart 2025 tarihinde Balcılar köyünde Barajın yapılacağı sahada yapıldı. Balcılar Köyü halkı ve Kitle Örgütleri; “Balcılar Barajı Projesi, Köyümüzü, Köyceğiz Gölünü, Dalyan Kanalını, Sığla Ormanlarını yok etmeden suyumuza, arımıza balımıza, narenciyemize, doğamıza sahip çıkıyoruz” dedi.
“Baraj, önemli bir habitat değişimine neden olacaktır”
Balcalı Barajı Projesi ile ilgili mahkeme ve bilirkişi heyetine bilgi veren Sandrası Koruma Platformu sözcülerinden Neşe Yüzak; “Balcılar Barajı Projesi ile su barajda toplanarak, Köyceğiz gölü, Dalyan Kanalı ve havzadaki köyler, yeraltı suları, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın korumasında olması gereken Sandras önemli koruma alanı, Köyceğiz, Dalyan Özel Çevre koruma alanı, Marmaris milli parkı, yaban hayatı geliştirme sahaları önemli bir habitat değişimine neden olacaktır “ diye konuştu.
“Köyceğiz gölü ve Dalyan Kanalı su rejimine etkileri ile turizm için sakıncaları mevcuttur”
Yerel halkın sesine kulak veren iyi bir keşif olması ve kümülatif bir değerlendirme yapılması dileğinde olduklarını ifade eden Yüzak, ”Akköprü gibi yıllarca sürecek inşaat bölgenin geçim kaynağı arıcılık için, sığla popülasyonunun devamı, bölgedeki sulamanın geçiş döneminde oluşturacağı problemler ve en önemlisi de Köyceğiz gölü ve Dalyan Kanalı su rejimine etkileri ile turizm için sakıncalar üretecektir, halkın sesine kulak verin” dedi.
“Köyde yaşam yok olacak”
Sandras’ı Koruma Platformu sözcülerinden Murat Bey, köyde yaşamın eskisi olmayacağını belirterek, “baraj buraya yapıldığında Bağa Çayı ve Namnam Çayı birlikte yok olacak, köyü terk edin denecek. Turizmle ilgileniyorum, buralara bisiklet turları getiremeyeceğiz” dedi.
“Bölge 1. derecede deprem kuşağı içinde bulunuyor”
Konuyla ilgili köylülerin Avukatı Arzu Alper, korunacak sulama alanları ve yaşam alanlarının olduğunu belirterek Namnam Çayının Köyceğiz gölünü beslediğini ifade ederek, bölgenin 1. derecede deprem kuşağı içinde bulunduğunu hatırlattı.
Projede Dalyan kanalına dikkat edilmediğini belirten Alper, “Akköprü barajı var 10 yıldır bitirilmedi, hala devam ediyor. Aşağıda Kavakçalı proje uygulaması sonrası susuz kalmıştır” dedi.
“92 binden fazla ağaç kesilecek”
Fotoğraf: Abidin Çınar/Evrensel
Suyun hayat demek olduğunu hatırlatan Alper, proje alanları içinde köylüye ait zeytinlikler mevcut, zeytin yasası olmasına rağmen proje uygulanmak isteniyor, burası tarım alanı, 92 binden fazla ağaç kesilecek. Ulaşım açısından çevresel etki dikkate alınmamış, ağır tonajlı araçlardan canlılar ve bitkiler zarar görecek. Burası bir yörük köyü, köyün, mezarları evleri, yok olacak, projede kümülatif etkiler dikkate alınmamış. Beş yılda biteceği ve su tutulacağı söyleniyor, su olmayacak, yaban keçisi, porsuk,tavşan, sinek kuşu, yarasalar, kaya sansarı, susamurları, karetta karettalar var, yılan balığı, kızıl tilki, onlarca kuş türü yok olacak zarar görecek” dedi.
“Taze su gelmediğinde göl kirlenecek ve insan yaşamı tehlikeye girecek”
Taze su gelmediğinde gölün kirleneceği ve insan yaşamının tehlikeye girecek olmasına dikkat çeken Alper, “Gölde dünya su sporları yapılıyor. Ülkemizde susuzluktan etkilenecek ikinci yer burasıdır. Proje tanıtım dosyasında kamu yararı yok. Sulama deniyor buranın sulamaya ihtiyacı zaten yok. Burası 1988 yılında özel koruma bölgesi ilan edilmesine rağmen buralar korunmuyor ve maden şirketlerinin alanı yapılıyor, burası bizim geçmişimiz ve geleceğimiz, bu hususlar dikkate alınmalı” şeklinde konuşmasını tamamladı.
Av. Güngör Elçin ise bölgenin ÇED alanı olmadığını ifade ederek, “Sulama alanlarının koordinasyonları dosyada belirtilmemiş, sadece bu nedenle bile proje iptal edilmeli” ifadelerine yer verdi.
“Köyceğiz Gölü, Ayaklı Göl denize açılan göldür”
Av. Emine Kurnaz, Köyceğiz gölünün “ Ayaklı Göl” denize açılan göl kapsamında olduğunu hatırlatarak, taze su gelmediğinde göl, kirlenecek ve insan yaşamı tehlikeye girecek ve su tutulduğunda canlılar yok olacak” dedi.
Davaya müdahil köylülerden İsmail Durali ise konuşmasında, bölgede endemik bir tür olan Sığla (günlük) ağaçlarının dere boyu devam ettiğini belirterek, “Proje onaylanırsa ekolojik sistem bozulacak, inşaat süresince evlerimizde toz ve topraktan oturamaz duruma geleceğiz. Gerekli bir proje değil, yerlerimiz gidecek, evlerimiz yıkılacak, geçim kaynağımız balcılık yapamayacağız” diyerek projeye karşı olduğunu söyledi.
Köylülerden Ertekin Subaşı ise, bu barajın yapılması halinde Köyceğiz Gölüne zarar verdiği gibi, yok olmasına da neden olacağını belirterek, “Barajın yapılacağı yer özel bir yer, gölü besleyen kaynaklardan birinin olmaması anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.
“Baraja ihtiyacımız yok, deredeki suyla bahçemizi, zeytinlerimizi sulayabiliyoruz”
Balcılar Köyünde doğup büyüdüğünü belirten köyün gençlerinden Dilek Törus “Baraja ihtiyacımız yok, deredeki suyla bahçemizi, zeytinlerimizi sulayabiliyoruz, baraj olması halinde suya para verip almak istemiyoruz. Baraj projesi yapımının 5 yıl deniyor, 10 yılı bulur, inşaat çalışmaları, toz derenin kurutulması, tüm canlılara, zeytinleri, sığla ve çam ağaçlarını yok edecek.Geçim kaynaklarımızın yok olmasını, doğamızın bozulmasını istemiyoruz” diye belirtti.
Köylülerden Semiha Çobanoğlu ise, Sığla Ağaçlarının kurumasını istemediklerini, temiz bir çevre ve yeşillikler içinde yaşamak istediklerini belirtti.
“Benim oğlum olsanız baraja izin verir miydiniz”
Köylülerden Mehmet Törus,heyete bulunan hakime, “Siz benim oğlum olsanız Baraja izin verir miydiniz diye sordu? Hakim ise “ben sorunuza cevap veremem” diye karşılık verdi.
Evrensel'i Takip Et