24 Mart 2025 04:15

Sırbistan: Hareketin en büyük başarısı yeni nesli siyasallaştırması

Elif Görgü

Sırbistan’ın Novi Sad kentindeki tren istasyonunda 1 Kasım 2024 günü tavan çökmesi sonucu 15 kişi yaşamını yitirdi. Birkaç gün önce bir yaralı daha hayatını kaybetti ve bu sayı 16’ya çıktı. Tren istasyonu iktidarın seçim kampanyası için alelacele bitirilmiş ve Cumhurbaşkanı Aleksandr Vucic tarafından görkemli bir açılış yapılması için yetiştirilmişti.

Kazanın ardından hükümetten hesap soran ancak yanıt alamayan halk, 13 yıllık Vucic yönetimine karşı kitlesel eylemlere başladı. Eylemler bir süre sonra sönebilirdi, ancak bir öğrenci eylemine yönelik iktidar yandaşı bir grubun saldırısı yeni bir gençlik hareketinin kıvılcımı oldu. Üniversite öğrencileri ayaklandı, örgütlendi, ölenler için 15 (artık 16) dakikalık saygı duruşlarından kampüs işgallerine ve ülke tarihinin en kitlesel protestolarına öncülük etmeye varan bir süreci de birlikte örgütlediler. Öğrencilere eğitimciler, çiftçiler, sanatçılar ve hatta sporcular da katıldı. Dört ay sonra hükümeti istifa ettirdiler. 18 Nisan’a kadar yeni bir hükümet kurulamazsa erken seçime gidilecek.

Kızıl İnisiyatif’ten (Crvena Inicijativa) Gazeteci ve Yazar Nenad Glisic, Sırbistan’daki gelişmelerle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Geniş bir direniş cephesi oluştu

Sırbistan’da aylardır öğrencilerin öncülüğünde bir adalet mücadelesi veriliyor. Sanırım doruk noktası 15 Mart Cumartesi günkü büyük yürüyüş oldu. Bu süreç Vucic ve hükümetine karşı bir harekete dönüşmüş görünüyor. Son durum nedir? Bundan sonra ne olacak?

Hareketin karakteri konusunda haklısınız. Bu, rejime karşı geniş bir halk direniş cephesi ve ilk aşamada hareket hükümetin krize girmesine neden oldu ve siyasi durumun yeniden şekillendirilmesinde büyük bir adım atıldı.

En yakın geleceği tahmin etmek bile kolay değil, çünkü hükümetin krize verdiği yanıtın terörist estirme aşamasına girdik. Geçtiğimiz 15 Mart günü hükümet, tanımlanamayan bir silah (Sonik silah olarak adlandırılıyor) kullandı. Şu anda ne kullanıldığını bulmaya çalışıyoruz, çünkü bu tür tüm silahlar devlet tarafından resmi olarak yasaklanmıştı. İlk başta her şeyi inkar etmelerine rağmen şimdi 16 adet LRAD (Uzun menzilli akustik cihaz) sistemine sahip olduklarını biliyoruz.

Mesele şu ki, devletin tepkisine bağlı olarak farklı senaryolar var. Başbakan ocak ayında istifa etti, ancak bu istifa parlamento tarafından birkaç gün önce kabul edildi. Olası sonuçlardan biri hükümetin yeniden yapılandırılması ya da yeni seçimler olabilir. Ancak, krizin sonu bu şekilde gelmeyecek. Büyük olasılıkla, 10 yıllık “istikrarcılık”* terörünün ardından yeni bir çalkantılı döneme giriyoruz.

Hükümet istifa etmiş durumda. Bir bakan ve ofisinden bazı yetkililer tutuklandı ancak onlar bu trajedinin en büyük oyuncuları için sadece günah keçisi oldular. Kamuoyu trajediyle ilgili gerçeklerin ortaya çıkmasını bekliyor ve bu konuda oldukça ısrarlı.

Yetkililerin birkaç günah keçisini daha feda edeceğine şüphe yok ama bu yeterli olmayacak. Kriz derinleşiyor.

Fotoğraf: Nenad Glisic'in kişisel arşivinden

Gençlik içinde örgütsel sıçrama yaşandı

Bir hareketi bu kadar uzun süre devam ettirmek kolay değil. Bu örgütlenme nasıl sağlanıyor? Öğrenciler nasıl örgütleniyor? Toplumun diğer kesimleri, özellikle işçiler, farklı emekçi grupları tüm bu sürece nasıl katılıyor? Ya da katılıyorlar mı?

En büyük başarı aslında bu hareketin yaptığı örgütsel sıçrama. Bu süreçte öncü olarak görünen öğrenciler, kararların alınmasında ademi merkeziyetçi, plenum denilen modeli tercih ettiler. Bu şekilde, farklı türden aristokrat örgütlerin pek çok girişimini engellediler. Ayrıca, liderleri ya da liderliği yozlaştırmak ya da şantaj yapmak çok çok zor.

İlk elden kamu sektöründen, halihazırda kendi mücadeleleri olan öğretmenler, toplumun yoksul kesimleri, tarım işçileri ve aktivist gruplar büyük ölçekte destek veriyorlar. Özel sektör çalışanları şu ana kadar bunun dışında kaldılar çünkü bu bir kurum sorunu olarak görülüyor.

Büyük toplantılar ve protestolar yapıldı ve en büyüğü 15 Mart’ta Belgrad’da gerçekleştirildi. Toplumun büyük bir kısmının bu hareketin içinde olduğu oldukça açık.

Cumhurbaşkanı Vucic ulusa sesleniş konuşmasında öğrencilerin taleplerinin karşılandığını söyledi. Nedir bu talepler? Ne kadarı karşılandı? Hareketin talepleri süreç içerisinde dönüşüyor mu?

Elbette hükümet konuyu saptırmaya çalışıyor. Vucic’in konuşmaları şaka malzemesi haline geldi. Temelde talepler sabit, şu ana kadar hiçbiri değişmedi, ancak ilginç olan kısım, basit gibi görünse de, devletten ve otoritelerden dürüstçe çalışmalarını bekliyorlar, ki bu periferik kapitalizmde her koşulda temelde imkansızdır ve belki de kapitalist sistem ve onun ihtiyaçları ve politikaları ile ilgili genel durum nedeniyle şimdi her zamankinden daha fazla.

Liberaller hareketi ele geçiremedi

Bu hareketin genel olarak Sırbistan’ın egemen sınıfları ve özel olarak da iktidardaki siyasi parti üzerinde nasıl bir etkisi oldu? Bu etkinin yansımaları neler oldu ve oluyor?

Söylediğimiz gibi, hükümetin krize girmesi iktidar partisinin türbülansa girmesine neden oldu. Öte yandan, muhalefet olarak adlandırılan geleneksel partilerin, özellikle de AB yanlısı olarak adlandırılanların (çoğunlukla liberaller) tüm girişimleri bu kitleyi ya da en azından bir kısmını ele geçirmeye çalışmaktı, ancak başarılı olamıyorlar.

Tüm siyaset sahnesi kargaşa içinde. Hükümet baskıcı ve hatta terörist önlemlerin kombinasyonlarını deniyor. Öğrencilere saldıranlara işlem yapmıyorlar ve ayrıca sonik silah hakkında konuşursak tutuklamakla tehdit ediyorlar ve bunu dezenformasyon olarak görüyorlar.

Şimdiye kadar rejimin tüm taktikleri başarısız oldu.

Batı’nın hizmetkarı olan rejimin kendisi

Hükümet bu hareketi Batı destekli bir “renkli devrim” girişimi olarak nitelendiriyor. Bunda doğruluk payı var mı?

Bu güçlerin ele geçirmeye çalıştığı girişimler oldu, ancak bunlar hareketin büyük çoğunluğu tarafından reddedildi. Protestolar sırasında bir tane bile AB bayrağı görülmedi.

Bu rejimin her zamanki mantrası ama aslında onların kendileri Batı’nın hizmetkarları ve protestocuların çoğu bunu biliyor. Sadece Rusya’ya yaptırım uygulamamayı başardılar ve bu konuda tüm güvenilirlikleri bu. Rejim, protestoları değil NATO’yu destekliyor.

Önümüzde uzun bir yol var

Hareket içindeki siyasi grupların siyasi hedefleri birbirleriyle ne ölçüde örtüşüyor? Nerede ayrışıyorlar?

Hareketin geniş karakteri bir yandan onun gücü, diğer yandan da zayıflığı. İnsanların çoğu hareketin sisteme ve hatta rejime karşı gerçek bir alternatifin doğduğu yer olması gerektiğini biliyor.

Hareketin gelecek günler için umut veren belki de en büyük başarısının, yeni neslin siyasallaşması olduğunu görmek önemli. Önümüzde uzun bir yol var, ancak şu ana kadar önceki girişimlerden çok daha fazlasını başardık. Mücadele devam ediyor

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Dersler iptal, herkes dışarı

Dersler iptal, herkes dışarı

Gençler geri adım atmıyor. Yargı darbesine karşı halk hareketinin en etkin ve sürükleyici güçlerinden olan üniversite öğrencileri, geçen hafta sonu aldıkları boykot kararını dün uygulamaya başladı. Ülkenin belli başlı tüm üniversitelerinde yüksek katılımlı boykotlar gerçekleştirildi. Öğrenciler sadece derse girmemekle kalmadı, kampüslerde eylem için bir araya geldi. Talepler şunlar:

Üniversiteleri iktidarın siyasal ajandasına alet eden karar ve uygulamalar derhal son bulsun.

İstanbul Üniversitesi yönetiminin “diploma iptali” kararı geri çekilsin.

İBB Başkanı İmamoğlu ve hukuksuzca gözaltına alınan herkes serbest bırakılsın.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu'nun tutuklanma gerekçesi ortaya çıktı: "Kaçma şüphesi"

Evrensel'i Takip Et