24 Mart 2025 04:25

‘Yorulmak bilmeyen bileklerimiz bu düzeni de değiştirebilir’

"İnsani çalışma koşulları, insani yaşam koşulları. Bu, biz işçilerin hakkı. Yorulmak bilmeyen bileklerimizle, hakkımızı alacağımız günler mümkün. Yeter ki işçi inansın, güvensin."

‘Yorulmak bilmeyen bileklerimiz bu düzeni de değiştirebilir’

Görsel: Midjourney/Fırat Turgut/Evrensel

Bir Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Oradaydık, eylemde. Elbette biraz korku, biraz endişe de vardı içimde. İnsanım. Sonra gençleri gördüm. Pırlanta gibi genç çocuklar, hayatlarının baharında, eğlenmesi gereken yaşlarda ülkesinin içinde bulunduğu ve gittikçe derinleşen karanlığa karşı eyleme geçen o gençler ruhuma umut doldurdu. Umut. Umutsuz direnilmezdi, umutsuz yaşanmazdı.

O meydanda, polis barikatının yakınında kendisi de benim gibi işçi olan bir arkadaşımla kol kolayken üstümüze TOMA’dan sıkılan suları hayatımın sonuna kadar unutamayacağım. Polis üstümüze baskı yaparak çevremizdeki halkı püskürtmeye çalışıyor, bir yandan da TOMA’dan su sıkmayı ve elbette biber gazını ihmal etmiyordu. Direniyorduk, ayakta duruyor, geri adım atmamaya çalışıyorduk. Sanki zaman durmuştu. Tüm o hengamenin ortasında, sanki bir film sahnesine benzeyen ama hayatın ta kendisi olan o anda aklımdan geçenlerin haddi hesabı yoktu. Bizi bu kadar inatçı yapan neydi? Kimdik bizler? Herhangi iki işçi. Nasıl durabiliyoruz ve nasıl kararlıyız? Nereden geliyordu bu? Cevap belliydi; haklıydık. Haklı olmanın verdiği güçtü bizi bu kadar inatçı yapan. Çevremizdeki binlerce insanla beraber, bu yüzden buradaydık, hakkımız için! Bize reva görülen karanlığa karşı koyuyordu yere sıkıca basan ayaklarımız. Keyfi kararlar alan, kendi koltuk sevdasından başka hiçbir kaygısı olmayanlara karşı biz halk olarak o meydanı dolduruyor, her müdahaleye direniyorduk.

Geçmek bilmeyen saatlerde fabrikaların, atölyelerin duvarlarından yayılır biz işçilere umutsuzluk. Bitmez zannederiz, bu karanlık bizimle mezara kadar gelecek gibi düşünürüz. Makinelerin sesleri de epeyce çalışkandır, bastırır bizim bir gün her şeyin güzel olacağına dair hayallerimizi. Kendimizi derin bir yalnızlığa mahkum görürüz. Oysa bu bir yanılgıdır. Çünkü hepimiz yalnız hissediyorsak, hiçbirimiz yalnız değilizdir. Tarih sayfaları, değişmez zannedilen düzenlerin yıkılmalarıyla doludur. Her şey değişir, her şey güzelleşir. Karanlıklardan ve umutsuzluklardan, kol kola mutlu olduğumuz zamanlara geçeriz. Ancak, kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz! Birbirimize güvenmeyi, birbirimizden güç almayı unutmayalım, gerisi muhakkak hallolur. İnsani çalışma koşulları, insani yaşam koşulları. Bu, biz işçilerin hakkı. Yorulmak bilmeyen bileklerimizle, hakkımızı alacağımız günler mümkün. Yeter ki işçi inansın, güvensin. En çok da haklı olduğumuzu, tarihin de eninde sonunda haklıların yanında saf tuttuğunu unutmayalım.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Dersler iptal, herkes dışarı

Dersler iptal, herkes dışarı

Gençler geri adım atmıyor. Yargı darbesine karşı halk hareketinin en etkin ve sürükleyici güçlerinden olan üniversite öğrencileri, geçen hafta sonu aldıkları boykot kararını dün uygulamaya başladı. Ülkenin belli başlı tüm üniversitelerinde yüksek katılımlı boykotlar gerçekleştirildi. Öğrenciler sadece derse girmemekle kalmadı, kampüslerde eylem için bir araya geldi. Talepler şunlar:

Üniversiteleri iktidarın siyasal ajandasına alet eden karar ve uygulamalar derhal son bulsun.

İstanbul Üniversitesi yönetiminin “diploma iptali” kararı geri çekilsin.

İBB Başkanı İmamoğlu ve hukuksuzca gözaltına alınan herkes serbest bırakılsın.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İmamoğlu'nun tutuklanma gerekçesi ortaya çıktı: "Kaçma şüphesi"

Evrensel'i Takip Et