25 Mart 2025 04:46

‘Genel grev, genel direniş’ çağrısına konfederasyonlar sessiz

Öğrencilerin boykotlarına rağmen, sendikalar "genel grev" çağrılarına henüz bir yanıt vermedi. İşçiler, ekonomik haklarını korumak ve demokratik tepkinin güçlenmesi için sendikalara çağrı yapıyor.

‘Genel grev, genel direniş’ çağrısına konfederasyonlar sessiz

Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/ Evrensel

Andaç Aydın Arıduru
andacaydinariduru@gmail.com


İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanması sonrası yapılan eylemler, milyonların tek adam rejiminin baskılarına karşı tepkisine dönüştü. Son bir haftadır milyonlarca yurttaş sokakları eylem alanına çevirirken, üniversitelerde boykot başladı. İşçilerin yaşam koşullarının ağırlaştığı, ekonomik darboğazda olduğu bu süreçte “genel grev, genel direniş” çağrısı yapılan konfederasyonlardan ise çıt çıkmıyor. Bu sene imzalanacak kamu ve metal iş kolundaki sözleşmeleri hatırlatan işçiler, taleplerinin baskılanmaması için konfederasyonları eyleme çağırıyor.

Ya değerlendiriyorlar ya sessizler

İstanbul’da Saraçhane’den yapılan “genel grev, genel direniş” çağrısına ilişkin tutumlarını sormak için ulaşmaya çalıştığımız Hak-İş Genel Merkezi aramalara cevap vermezken, Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, Genel Başkan Ergün Atalay’la eylemler ve süreci değerlendirmek için toplantı yapacaklarını belirtti. KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, “genel grev, genel direniş” çağrısının sendikalar düzeyinde bugün (dün) değerlendirilmesinin ardından KESK Genel Meclisinde tartışılacağını aktardı. Memur-Sen ve Birleşik Kamu-İş ise telefonlarımıza yanıt vermedi.

"Bugün normalleşirse yarın nasıl greve çıkarız?"

Bu yıl imzalanacak kamudaki toplu iş sözleşmesi sürecine dahil olduklarını belirten Öz Sağlık-İş üyesi bir işçi, “Hak-İş ve Türk-İş, hazırladıkları taslaktaki talepleri savunmak için grev yolunun açık olduğundan bahsediyordu. Bugün Saraçhane’de toplanan insanlar dağılırken polisler vahşice saldırılar yapıyor. Bu normal hale gelirse nasıl greve çıkacağız? Bu yüzden meydanlara işçiler de sahip çıkmalı. Demokrasiye yapılan her darbe bugünden başladığı gibi bizim cebimize de darbe olacak” dedi.

İşçilerin kendi aralarında yapılan eylemlere katılmayı da tartıştığını belirten işçi, “Sendikadan ne arayan ne mesaj atan var. Sendikacılar da meselenin nereye uzandığını biliyor. Gelecekte sefaleti yaşamamak için sendikacılara ‘Eyleme geç’ dememiz lazım” diye konuştu.

"İş yerinde tek gündem eylemler"

Harb-İş üyesi bir tersane işçisi de kayyım atamalarının ve belediye başkanlarının tutuklanmasının, iktidarın karşısındaki her güce karşı baskı yaratmak amacı taşıdığını belirtti. Tersane işçisi, “2025 yılında kamu TİS’ini doğrudan etkileyecek gelişmeler oldu. Her gün Merkez Bankası, Maliye Bakanlığı bir yerde toplantıda. Kamu işçilerine yeni krizi bahane edecekler ve ücret zamlarını mümkün olan en düşük seviyeye çekmek için diretecekler bence” dedi.

“Bugün sokakları yasaklıyorlar ve yan yana gelmeyi, hakkını kullanmayı suç sayarak kamu işçilerine de gözdağı veriyorlar” diyen işçi şöyle devam etti: “Bunun karşısına çıkmak için aynı dozda tepki vermeliyiz. Genel grev, genel genel direniş çağrısı yaptı öğrenciler. İş yerinde tek gündem eylemler ve bize nasıl yansıyacağıyken sendikacılar genel grev çağrısına kulak vermeli.”

"Sendikacılar görmezden gelmesin"

Türk Metal üyesi bir işçi de şöyle konuştu: “Eylemlere katılmak ve söz söylemek gerektiğini söyleyen işçiler hayli fazla. Sendikacılar işçilere kendi güçlerini anlatmalı ki işçiler bu sene MESS ile yapılacak sözleşmede sağlam durabilsinler. Sendikacılar yıllardır öyle bir hava estirdi ki ‘Siyaset konuşmayalım, yapmayalım, ayrışmayalım’ algısı yerleşti. Ama gelip bugün kapımıza dayandı artık. Henüz yapılmamış seçimde muhtemel rakibini içeri alıyor adam. Yarın sözleşmemiz yüksek hakem kuruluna gitti ve bize enflasyonun altında zam verdi diyelim, eylem yapamaz hale getirmek istiyor bizi. Sendikacılar burada geride durmasın. Eyleme çıkalım ki yarın ezilmeyelim.”

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Dersler iptal, herkes dışarı

Dersler iptal, herkes dışarı

Gençler geri adım atmıyor. Yargı darbesine karşı halk hareketinin en etkin ve sürükleyici güçlerinden olan üniversite öğrencileri, geçen hafta sonu aldıkları boykot kararını dün uygulamaya başladı. Ülkenin belli başlı tüm üniversitelerinde yüksek katılımlı boykotlar gerçekleştirildi. Öğrenciler sadece derse girmemekle kalmadı, kampüslerde eylem için bir araya geldi. Talepler şunlar:

Üniversiteleri iktidarın siyasal ajandasına alet eden karar ve uygulamalar derhal son bulsun.

İstanbul Üniversitesi yönetiminin “diploma iptali” kararı geri çekilsin.

İBB Başkanı İmamoğlu ve hukuksuzca gözaltına alınan herkes serbest bırakılsın.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Fahrettin Altun: Türkiye sokağa teslim olmayacak.

Evrensel'i Takip Et