İstanbul Üniversitesinde boykot nasıl örgütlendi?
İstanbul Üniversitesi, ODTÜ’nün boykot çağrısına hızlıca karşılık veren üniversitelerden biri. Öğrenciler tarihi sorumluluğunun farkında ve fakülte fakülte boykotu kuruyor.

Fotoğraf: Evrensel
Selin Yılmaz
Günlerdir İstanbul’da ve Türkiye’de üniversiteler teker teker boykot çağrısı yapıyor. Bu yazı, boykotun nasıl ilmek ilmek örüldüğünü İstanbul Üniversitesine bakarak aktarıyor.
İktidarın hukuksuz diploma kararı ve peşine İmamoğlu dahil 105 kişinin gözaltına alınmasına karşı ilk protesto İstanbul Üniversitesinde gerçekleşti. Yürüyüş bir hayli kalabalıktı ve öğrenciler barikatları yıkacak kadar birbirine güveniyordu.
İkinci gün ise ODTÜ’deki arkadaşlarımız direnişi ve kampüsteki polis şiddetiyle mücadeleyi bir adım ileri taşıdılar: Ders boykotu ilan ettiler. Tüm bu yaşananlardan sonra meydanlarda toplanan kalabalıklar katlanarak arttı.
İstanbul Üniversitesi, ODTÜ’nün boykot çağrısına hızlıca karşılık veren üniversitelerden biri. Öğrenciler tarihi sorumluluğunun farkında ve fakülte fakülte boykotu kuruyor. Öncelikle tüm bu süreçler için öncesinde bir eylem komitesi kurulmuştu. Bu eylem komitesinde farklı üniversitelerden kişiler vardı, her üniversite ile iletişim garanti altına alındı.
Eylem komitesi tüm eylem sürecinde boykot meselesini öne çıkardı. Boykotu ilk kez orada duyanlar bile vardı ancak önemli olan şuydu; artık boykot duyulmuştu. Aynı tutum sonrasında Saraçhane’de de sürdürüldü ve İstanbul Üniversitesi öğrencileri adına konuşma yapan Selinay, bu boykotu herkese duyurdu. Sonrasında bölümlerde tartışmalar başlatıldı. Boykotun tartışıldığı gruplar not edildi, bu sınıflarda bölüm boykot grupları kuruldu.
Öğrenciler boykota yoğun ilgi gösteriyor ve somut bir adım atmak istediklerini belirtiyordu. Bu hareketlilik sayesinde hızlıca çevrim içi forumlar aldık. Bu forumlarda 3 şey öne çıkıyordu. Birincisi boykot kararıydı. Toplantı alan her gruptan bu karar çıktı. Pazartesi gününe yüz yüze forumlar koyuldu. Diğer soru ise boykotun nasıl örgütleneceğiydi. Boykotu yaygınlaştırmak için görseller hazırlandı, hocalara e-postalar atıldı. Peki pazartesi ne yapılacaktı? İşte öne çıkan ikinci başlık buydu.
Öğrenciler pazartesi sabahtan fakültelerinde buluşma kararı aldı. Sınıflar dolaşıldı, sürekli foruma çağrı yapıldı, boykota dair bilgilendirme yapıldı, pankartlar hazırlandı, sosyal medya ekipleri kuruldu. Atlanmaması gereken bazı başlıklar da vardı. Bunlardan ilki fakültelerde boykot komitesi kurulmasıydı. İkinci öne çıkan başlık ise boykotu gün gün planlamanın gerekliliğiydi. Üçüncü konu ise akademisyenlerin sürece dahil edilmesiydi. Açık dersler, ders telafileri için hocalarla iletişimde olmak konuşuldu. Son olarak boykotu delmeye çalışanlara karşı açık bir tavır sergilemek gerektiğinin altı çizildi.
Şu anda Siyasal Bilgiler, İktisat, Hukuk, Edebiyat, Diş Hekimliği, İletişim, Su Bilimleri, Fen ve Tıp Fakültelerinde boykot çağrıları çıkıldı. Akademisyenlere göndermek için e-postalar hazırlandı. Boykot süreci, şenlik havasında geçsin istenildiği için forumlardan sonra müzik dinletileri konuldu.Şu anda İstanbul Üniversitesinde boykot, son derece örgütlü ilerliyor.
Bu sürecin böyle ilerlemesini sağlayan, son derece organize eden öğrencilerdir. Birbirlerine sorarak, birbirlerinden öğrenerek adım atıyorlar. İstanbul Üniversitesinin mirasına yaslanma arzusu, boykottaki ısrar son derece belirgin. Öğrenciler kendi sözlerini söyleyebildikleri bir alanı yaratmanın ve bunu en demokratik şekilde sürdürmenin tadını bir kere aldıktan sonra bundan kolay kolay vazgeçmeyeceklerdir. Öğrenciler kendilerini sarmalayan bu baskı ortamından kalıcı birlikler kurarak çıkacaklardır.
Evrensel'i Takip Et