25 Mart 2025 10:55

Silivri’de bulunan Marmara Cezaevi: AKP’nin ‘hesaplaşma’ merkezi

Ekrem İmamoğlu ve beraberindekilerin Silivri'deki Marmara Cezaevi'ne götürülmesi, cezaevinin geçmişini hatırlattı. Silivri "Ergenekon"dan "FETÖ"ye hesaplaşmaların merkezi haline geldi.

Silivri’de bulunan Marmara Cezaevi: AKP’nin ‘hesaplaşma’ merkezi

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel

Eski adı Silivri Cezaevi olan daha sonra Marmara Cezaevi olarak ismi değiştirilen cezaevi, AKP iktidarı boyunca hesaplaşmak istediklerini gönderdiği bir merkez haline geldi. “FETÖ” ile kol kola olduğunda kendi tabirleri ile “Ergenekoncu” dediği isimlerin kaldığı cezaevine, 15 Temmuz’dan sonra yine kendi ifadeleriyle “FETÖ’cülerin” gönderildiği bir yer oldu. Tüm bunlar yaşanırken Kürtler “KCK operasyonları” Silivri’deydi. İktidara muhalif gazeteciler ise maalesef cezaevinin “gediklisi” halindeydi.

Son olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ve Şişli Belediye Başkanı Resul Şahan ile birlikte 51 kişinin götürüldüğü cezaevinde şu anda Gezi davasından tutuklanan Osman Kavala, Nisan 2022'de tutuklanan Türkiye İşçi Partisi Milletvekili Can Atalay, Tayfun Kahraman, Esenyurt belediye başkanı Ahmet Özer, Zafer Partisi genel başkanı Ümit Özdağ, menajer Ayşe Barım, Beşiktaş belediye başkanı Rıza Akpolat gibi isimler yer alıyor.

Son olarak “HDK operasyonları” kapsamı tutuklanan siyasiler ile Yıldız Tar ve Ercüment Akdeniz gibi gazeteciler de Silivri’de. Cezaevinde sadece bu isimler yok.

Organize suç örgütü lideri Adnan Oktar, yüksek kârlı fon vaadiyle dolandırıcılık davasında tutuklu yargılanan Seçil Erzan da Silivri’deki “ünlüler” arasında. Kimler kimler yoktu ki şimdiye kadar Silivri’de…

Cezaevinin yapımı 2008’de tamamlanırken, “Türkiye'nin en modern ve yüksek teknolojili” ve “Avrupa'nın en büyük hapishanesi” tanımlandı. Resmi rakamlara göre cezaevinin kapasitesi 11 bin kişi. Bu süreçte binlerce kişi de Silivri’den geçti. En bilinen örneği ise Ergenekon Davası oldu.

Kol kola olunan dönem: Ergenekon

AKP ve cemaatin kol kola dolaştığı Temmuz 2007’de İstanbul Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan silahlar “Ergenekon operasyonunun” başlamasına sebep oldu. Operasyonun gerekçesi “hükümete karşı darbe girişimi hazırlığı yapmak” idi.

Cezaevi açıldıktan sonra ilk “yüksek profilli” tutuklular Ergenekon davası kapsamında buraya gönderildi. Bunlar arasında eski Genelkurmay başkanı İlker Başbuğ, gazeteciler Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan, emekli albay Dursun Çiçek, emekli albay Hasan Atilla Uğur ve siyasetçi Doğu Perinçek de vardı. Eski Milli İstihbarat Teşkilatı çalışanı Kaşif Kozanoğlu, Ergenekon davası kapsamında Silivri'de tutukluyken 12 Kasım 2011'de hayatını kaybetti. Ölümün kalp krizi nedeniyle gerçekleştiği açıklandı. 2014 yılının Mart ayında özel yetkili mahkemelerin kapatılması ve uzun tutukluluk süresinin on yıldan beş yıla indirilmesinin ardından Ergenekon davasında tahliyeler başladı.

Bu sırada cezaevi önünde büyük gösteriler de düzenlendi hatta bazı ekipler, bu bölgede çadır kurup 2011 ile 2014 yılları arasında nöbet tuttu. En büyük eylem ise 8 Nisan 2013'te, Ergenekon ana davasının karar duruşması günüydü.

Generaller Silivri’deydi: Balyoz Davası

Aynı dönemde diğer dikkat çeken bir dava ise “Balyoz davası” idi. Mart 2003’te 1. Ordu karargâhında düzenlenen plan seminerinde “Türkiye hükûmetini devirmek amacıyla Çetin Doğan liderliğinde hazırlandığı” iddia edilen bir askeri darbe planı olduğu savunuldu. Ocak 2010’da Taraf gazetesinin bir haberi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı ve soruşturma sonucu açılan davaya Haziran 2010'da İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başlandı. Mahkeme, Çetin Doğan, Özden Örnek ve İbrahim Fırtına'nın da aralarında bulunduğu 365 sanıktan 325'ini ağırlaştırılmış müebbet hapis verdi. Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) dava ile ilgili hak ihlali kararı verdi, mahkeme, tahliyelere hükmetti.

Hatta öyle ki, Ağustos 2024’te Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki sınır ötesi operasyonların sorumluluğu Balyoz Davası’nda yargılanarak beraat eden Levent Ergün’e verildi. Levent Ergün 2011’de tutuklanmış, 2014’te beraat etmişti.

13 yıldır devam eden dava: KCK

“KCK İstanbul Ana davası” da Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde görülen davalardan biriydi.

İstanbul’daki BDP il ve ilçe yöneticileri ile Büşra Ersanlı, Ragıp Zarakolu, Ayşe Berktay gibi bilinen isimlerin yargılandığı davanın Mart 2012 tarihli iddianamesine göre, 193 kişi hakkında dava açılmış bulunuyordu. Davanın iddianamesi 2 bin 401 sayfadan oluşuyordu. İstanbul KCK ana davasının iddianamesinde “Siyaset Akademileri”ne özel önem verilirken 13 yıldır davalar hala devam ediyor.

Hrant Dink Davası: Önce ‘Ergenekon’, sonra ‘FETÖ’

Agos gazetesi genel yayın yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de 17 yaşındaki Ogün Samast tarafından öldürülmesi sonrası tutuklanan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire başkanı Ramazan Akyürek Silivri’deydi. Hrant Dink cinayetine ilişkin yargı süreci 14 yıl süren bir sürecin ardından 26 Mart 2021'deki 131. duruşmada karar açıklamasıyla sonuçlandırılmıştı. Ancak, hem avukatlar hem siyasiler cinayet davasındaki hukuki süreci, “Hrant Dink'in ölümünü aydınlatma ve adaleti sağlama noktasında hayati eksiklikler” gösterdiğini söylemişti. Hrant’ın avukatları; davada sorumluluğun, hukuki değil siyasi motivasyonlarla, önce Ergenekon olarak adlandırılan gruplara, daha sonra ise ‘FETÖ’ olarak bilinenlere yönlendirildiğini söylemişti.

Gazeteciler “gedikli” oldu

Silivri; tutuklanan gazetecilerin gönderildiği ana merkezlerden biriydi. 2012’de Oda TV Davası kapsamında Soner Yalçın, DW Türkçe’den Deniz Yücel, hayatını kaybeden MİT elemanı haberi nedeniyle Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç, Ferhat Çelik, Aydın Keser; son olarak “Bilirkişi soruşturması” nedeniyle Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş Silivri’de kaldı.

Cumhuriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'le birlikte Kadri Gürsel ve Murat Sabuncu da Silivri’de yatanlar arasındaydı. Gazetecilerin tutuklanma gerekçesi MİT tırları haberiydi. Ardından Ekim 2016’da Cumhuriyet gazetesine başlatılan operasyon kapsamında aralarında Ahmet Şık, Kadri Gürsel, Musa Kart, Akın Atalay ve Aydın Engin'in de bulunduğu kişiler Silivri’de bulunan Marmara Cezaevinde yattı.

15 Temmuz sonrası…

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, Gülen yapılanmasıyla bağlantılı davalar kapsamında tutuklanan kişilerin bazıları yine bu cezaevine gönderildi. Gazeteci-yazar Ahmet Altan 4 yıl 7 ay, akademisyen Mehmet Altan 2 yıl Silivri'deydi. Eski Zaman gazetesi yazarları Ali Bulaç ve Şahin Alpay ile Mümtaz'er Türköne de bu cezaevinde kaldı. Eski İstanbul emniyet müdürü Hüseyin Çapkın ve eski İstanbul valisi Hüseyin Avni de belirli dönemlerde Silivri cezaevinde tutuklu bulundu. Darbe girişiminden sonra tutuklanıp, cezaevine gönderilen askerlerden yarbay İsmail Çakmak, cezaevindeki ilk günlerinde intihar etti.

Özel: CHP iktidarında Silivri kapatılacak

Cezaevi, Türkiye'de bir dönemin önemli tartışma başlıklarından birine dönüşürken "Silivri soğuktur" göndermesi de yıllar içinde sosyal medyanın da etkisiyle yaygınlaştı. İktidara muhalefet edenlerin bu cezaevine yollanabileceğini ima eden bu espri, dönem dönem siyasetçilerin açıklamalarına da konu oldu. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ise 1 Şubat'ta yaptığı açıklamada "CHP iktidarında Silivri'yi kapatacaklarını" söyledi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ucuz yumurta kuyruğu ile polis barikatı arasında

Ucuz yumurta kuyruğu ile polis barikatı arasında

‘Ucuz et’, ‘ucuz ekmek’ten sonra şimdi de ucuz yumurta kuyruğu. Başkentin ortasında çekilen bu fotoğrafın bir yanı Saray iktidarının yoksullaştıran ekonomi politikalarının sonuçlarını özetliyor; diğer yanı da günlerdir yoksulluk, düşük ücret, işsizlik ve geleceksizliğe karşı duydukları öfke ve demokrasi talebiyle sokağa dökülen milyonların alındığı cendereyi!

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan'ın koltuğuna talip olan İmamoğlu'na yapılan operasyona tepki için sokağa çıkanlara yönelik gözaltı ve tutuklamalar sürüyor.

Evrensel'i Takip Et