26 Mart 2025 04:35

Bir yıllık zammı üç günde harcadılar

İktidar, İBB operasyonları sonrası artan döviz kurunu baskılamak için Merkez Bankası rezervlerinden üç günde 26 milyar dolar harcadı. Bu kamu işçilerinin 1 yıllık zammına denk.

Bir yıllık zammı üç günde harcadılar

Fotoğraf: Evrensel 

Andaç Aydın Arıduru
andacaydinariduru@gmail.com


İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınıp tutuklanması sonrası yapılan eylemler, milyonların tek adam rejiminin baskılarına karşı tepkisine dönüşürken, Erdoğan Şimşek programının hedefleri doğrultusunda ücret zamlarına yüzde 30 üst sınırı çizen AKP iktidarı bu süreçte döviz kurunu baskılamak için Merkez Bankası rezervlerinden 26 milyar dolarlık satış yaptı. Bu miktar, sözleşme sürecinde olan kamu işçilerinin ücretlerine yansıtılmış olsaydı, işçilerin ücretlerine yüzde 100 zam yapılabilirdi.

Tek adam rejiminin baskıları, milyonlarca yurttaşı sokağa çıkarırken, bu gelişmeler piyasaya, döviz kurunun yükselmesi, yükselen kurun baskılanması, hisse senetlerine müdahaleler şeklinde yansıdı. Hesaplamalara göre 19 Mart’tan başlayarak üç günde kura yapılan müdahalenin büyüklüğü 26 milyar doları buldu. Üç günde yapılan bu harcamanın boyutunun artacağı tahmin ediliyor. Ücretleri yoksulluk sınırının yarısında olan, sözleşme görüşmeleri devam eden kamu işçileri ise bu harcamaya tepkili.

İşçilerin ücretleri eridikçe eridi

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından yayımlanan verilere göre 2002 yılında kamuda ortalama ücret 1012 TL’ydi. Bu ücret aynı dönemde 184.3 TL olan asgari ücretin yüzde 549.10’una (yaklaşık 5.5 katı) tekabül ediyordu. Bugün ise ortalama ücretler 43 bin 660 TL seviyesine yükseldi. 22 bin 194 TL olan asgari ücretin yüzde 197.5’i (iki katından az) seviyesine denk geliyor. Yani kamu işçilerinin ücretleri AKP’li yıllarda asgari ücretin 5 katından 2 katına inerek asgari ücrete yaklaştı. Kamu işçilerinin ortalama ücretleri 2002’de en düşük memur maaşının yüzde 258.16’sı (2.5 katından fazla) kadardı. 2025’e gelinene kadar ise bu oran işçilerin aleyhinde değişti. Günümüzde en düşük memur maaşı, ortalama kamu işçisi ücretlerinin yüzde 100.14’üne denk geliyor.

TÜİK verilerine göre 2002 yılında 100 TL’lik mal sepetinin değeri 2025 şubat ayı itibarıyla 4 bin 37 TL. Son 23 yılda yüzde 4000 civarındaki resmi enflasyon karşısında kamu işçilerinin ücretleri de aynı seviyede arttırıldı. Resmi enflasyon verileriyle dahi hesaplandığında kamu işçilerine refah payı verilmedi.

Kamu işçilerinin ortalama ücretleri Birleşik Metal-İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından açıklanan 79 bin 165 bin TL’lik yoksulluk sınırının yarısını ancak aşıyor. Kamuda 43 bin 660 TL’lik ortalama ücret yoksulluk sınırının 35 bin 505 TL altında kalıyor. 

Eğer kamu işçilerinin ortalama ücretlerine 1 Ocak itibarıyla yüzde 100 oranında zam yapılmış olsaydı net ücretler 87 bin 321 TL seviyesine çıkacaktı.

Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı verilerine göre belediye işçileri hariç kamuda çalışan işçi sayısı 584 bin 580. Yüzde 100 zam yapıldığı takdirde ortalama ücretlerin tamamının (kesinti ve primler dahil) değeri yıllık 25.48 milyar doları buluyor. Yani İBB Başkanı İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından başlayan eylemlerin ardından sadece üç günde kaybedilen 26 milyar dolara ulaşmıyor.

‘Bize vermediklerini sermaye kaçmasın diye harcadılar’

Kamu işçilerinin, görüşmeleri süren kamu çerçeve protokolü (KÇP) sürecinde ücret zamlarından sosyal haklara kadar birçok talebi var. Bu yıl imzalanacak KÇP için Hak-İş ve Türk-İş tarafından uzlaşmayla hazırlanan taslakta taleplerinin baskılandığını ifade eden kamu işçileri, üç günde harcanan 26 milyar dolarlık miktarı hatırlatarak konfederasyonlara “Taslaktan geri adım atmayın” çağrısı yapıyor.

Harb-İş üyesi bir savunma sanayi işçisi, “Açıklanan taslak yapılan anketleri yansıtmadı ve ücret taleplerimizi Çalışma Bakanlığına baskılayarak götürdü sendikacılar. Şimdiden ben ve birçok arkadaşımız KÇP görüşmelerinde hükümetin kendi eliyle çıkardığı bu krizin bahane edileceğini görebiliyoruz. Bize vermeye yanaşmadıkları parayı üç günde yabancı sermaye kaçmasın diye harcamışlar. Hem siyasi karışıklığı hem ekonomik dalgalanmayı bahane edecekler. Sendikacılara ‘Aman çıkmayalım, marjinal oluruz’ deme fırsatı bırakmadan mücadele etmeliyiz” ifadelerini kullandı.

Başka bir savunma sanayi işçisi ise şunları söyledi: “Bu süreçte hem sendikacılar hem hükümet bahane yaratacak, bu belli. Ortaya çıkan rakamlar gösteriyor ki işçiye verilebilecek kaynak varmış. Mehmet Şimşek zam yok mesajı verirken birikiyormuş. Yine kendilerine akıttılar senin benim alın terimi. Hangi aracılar hangi borsacılar bu arada para kazandı? Bugün demokrasi hakkımıza sahip çıkacağız ki gelecekte toplu sözleşme hakkımıza sahip çıkabilelim. Ben tüm sendikaları göreve çağırıyorum. Ne pazarlıklarda ne anlaşmazlıklarda korkup boyun eğin. Bize hükümetin bahaneleriyle gelmeyin.”

Yol-İş üyesi bir kara yolları işçisi de “Daha kaç 26 milyar dolar harcarlar bilmiyoruz. Bizi bahane edeceklerse ekonomideki kötü gidişatı biz de ‘İşçiler mi sebep oldu yoksa sizin koltuk sevdanız mı?​’ demeliyiz. Kamu işçileri AKP döneminde bir kez olsun kazanımlı TİS yapamadı. Bir dönem daha sefalet sözleşmesini kabul etmeyeceğiz” dedi.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ucuz yumurta kuyruğu ile polis barikatı arasında

Ucuz yumurta kuyruğu ile polis barikatı arasında

‘Ucuz et’, ‘ucuz ekmek’ten sonra şimdi de ucuz yumurta kuyruğu. Başkentin ortasında çekilen bu fotoğrafın bir yanı Saray iktidarının yoksullaştıran ekonomi politikalarının sonuçlarını özetliyor; diğer yanı da günlerdir yoksulluk, düşük ücret, işsizlik ve geleceksizliğe karşı duydukları öfke ve demokrasi talebiyle sokağa dökülen milyonların alındığı cendereyi!

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Erdoğan: Büyük turplar heybede, henüz ortalığa saçılmadı

Evrensel'i Takip Et