26 Mart 2025 15:34

Özgür Özel, Erdoğan'a Şehzadebaşı Camii'nde yanıt verdi: 'Ölümü de mezarı da göze aldım… Turp murp yok!'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "eylemlerde zarar gördü" denilen Şehzadebaşı Camii'ndeki mezarlığı ziyaret etti, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt verdi. Ayrıca "Yeni turp murp yok" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "eylemlerde zarar gördü" denilen Şehzadebaşı Camii'ndeki mezarlığı ziyaret etti, basına konuşup Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yanıt verdi. Özel, "İki mezar taşı devrilmiş. Ertesi sabah Vali gelmeden onarılmış. Şahit Ali Yerlikaya" dedi. Erdoğan'ın "Ey Özgür Özel! Senin de kabrini birileri gelip ya kazar ya yıkar" sözlerine ise "Ben zaten bu vakitten sonra ölümü de göze almışım, mezarı da göze almışım. O mezar benim canımdan çok sevdiğim Manisalılara emanet. Eğer öyle gevelediğin şey, bana ölümle tehditse, vız gelir tırıs gider" yanıtını verdi. Erdoğan'ın "Henüz heybede duran büyük turplar ortaya dökülmedi" sözlerine ise "Yeni turp murp yok. Külliyen yalan" cevabını verdi.

Erdoğan hakaret yağdırmıştı

Erdoğan partisinin bugünkü Meclis grup toplantısında, polisin gazlı coplu müdahalesi sırasında Şehzadebaşı Camii'nin bahçesine sığınan yurttaşlara devrilen mezar taşları üzerinden hakaret yağdırmıştı. Erdoğan, "Bu marjinal grupları toplayıp Şehzadebaşı Camii'nin yanındaki kabristanı adeta yerle bir ediyorlar. Bu eserleri bu ahlaksızlar, bu edep yoksunu namussuzlar gelip yıkıyorlar. Yargımızla da bu işin üzerine gidiyoruz. Bu eylemlere katılanları, bu yüzü maskeli teröristleri de tespit edip onların da üzerine gideceğiz" demişti.

Erdoğan ayrıca operasyonlar için "Bunlar henüz heybede duran büyük turplar ortaya dökülmeden, CHP'nin içinden gelen belge ve bilgiler ışığında elde edilen suçlar. Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığında, bunların yakınlarının suratlarına bakacak yüzleri kalmayacak" ifadelerini kullanmıştı.

"Geçmişten bildiğimiz koca bir iftirayla karşı karşıyayız"

Özgür Özel, mezarlıktaki incelemesi sonrası yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

"Bir darbe girişimi yaşandı, püskürtüldü. Kayyım riski ortadan kalktı. Biz bu caminin önünde zabıtayla tedbir aldık. Polisin zabıtaya gaz sıktığı görüntüler bile var. Geçmişten bildiğimiz koca bir iftirayla karşı karşıyayız. Gezi olayları yaşandı, bitti. Üzerinden binlerce cuma geçti. Erdoğan'ın 'Başörtülü kardeşimize üstü çıplak elli kişi saldırdı, görüntüleri ben izledim' dedi. Görüntüler yıllarca çıkmadı. Sonra o gazeteciler özür dilediler, 'Görüntüler yoktu, yalan söyledik' diye. Biz dün akşam son eylemimizi yaptık. Bugün burada iftar sofraları kurulacak. Tayyip Bey, şimdi artık o kalabalık gelmiyor ya, fırsat bu fırsat. Kadir gecesinin arefesinde yalana sarıldı. Ben de sizinle birlikte hakikate geldim. Hepiniz çektiniz."

"Mimar Sinan'ın eseri bana emanettir"

"Burası Şehzade Camii. Mimar Sinan'ın en önemli erken dönem eserlerinden bir tanesi. Ustalıktan önce son eseri Manisa'daki Muradiye Camii bize emanettir. Önüne Mimar Sinan'ın büstünün yapılıp her yıl orada onun anılması için büyük bir mücadeleye destek verdim. Başkent olmayan bir yerde Mimar Sinan'ın eserinin olduğu tek camidir, bana emanettir. Şimdi diyor ki, sen Mimar Sinan'ın bu erken dönem eserinin bahçesinde bulunan mezarları tahrip ettirdin. Ey Özgür Özel, bunu nasıl yaparsın! Bir gün gelir senin de mezarını kazarlar, senin de mezarını yıkarlar…"

"İki mezar taşı devrilmiş, ertesi sabah onarılmış"

"Polis hızla biber gazı sıkarak kovalamaya başlayınca gençleri, oradan bunun üstüne atlayıp kaçanlar olmuş belli sayıda. İki mezar taşı devrilmiş. Ertesi sabah Vali gelmeden onarılmış. Şahit Ali Yerlikaya, şahit sizsiniz, o da gelmiş benim gördüğümü görmüş. Arkadaş diyor ki 'Buranın kapsamlı bir restorana ihtiyacı var'. Bununla ilgili İBB Miras olarak görev talebimiz var. Burada duran bu taşların her birinin onarılması, her birinin sağlamlaştırılması, güzelleştirilmesi lazım. Bıraksınlar kapsamlı restorasyon yapalım, yetki Kültür Bakanlığında, vermiyor."

"Bu yalana eyvallah etmek mümkün değil"

"Bunlara, bu yalana eyvallah etmek mümkün değil. Bu iftiraya susmak mümkün değil. Sayın Erdoğan, gerçekten bu mübarek günde kötü bir şey söylemek istemem ama bundan büyük günah var mı? İşte burada duruyor hepsi ayakta."

"Bu lafın onda birini herhangi bir CHP'li söyleyecek…"

"Ben yollamışım da yıkmışlar da yarın öbür gün benim de mezarım kazılacakmış da biri de yıkacakmış. Ya benim mezarımın olacağı yer belli. Altı kuşaktır belli. Üsküp'ten göçmüş babaannem, Manisa'nın altı kuşak yerlisi dedem, altı kuşak defterdarlar Manisa'da. Sen çıkmışsın, 'Bir gün öleceksin', elbette öleceğim. Soyum belli, sopum belli, yatacağım mezar belli. 'Birileri gelip orayı yıkacak' diyor. Sen bu kini mi ekiyorsun ileriye? Bayramda telefon açtık, hastanızı sorduk. Savaşa ara verilir, cenazeler alınır, inancına göre defnedilir, güvenli bir yere, mezarlara konulur, savaşa sonra devam olunur ya. Sen şimdi yedi günün sonunda sağ salim burada kimsenin başına bir şey gelmeden… Buradan siyaset çıkar mı ya? Buradan husumet çıkar mı ya? Ülkenin ana muhalefet liderinin ya da birinci partisinin genel başkanını, daha hayattayız, öldürdü. Mezara koydu, mezarımı tahrip etmeyle ilgili 'İntikamı senden böyle alırız'… Ayıptır ya. Bu lafın onda birini herhangi bir CHP'li söyleyecek, Tayyip Erdoğan'ın mezarı falan, 'Vay ölüm tehdidi, Cumhurbaşkanımızı ölümle tehdit ettiler' derler. Ben zaten bu vakitten sonra ölümü de göze almışım, mezarı da göze almışım ama o mezar benim canımdan çok sevdiğim Manisalılara emanet, komşularımın mezarı nasıl bana emanetse."

"Bu yalanla mı iktidarını sürdüreceksin"

"Yoksa bu yalana ne gerek var Tayyip Bey? Sayın Erdoğan, sen buradan mı iktidarını sürdüreceksin? Bu yalanla mı? Bu yalan senin iktidarını sürdürmeni sağlar mı? İyilikle sürer iktidar, icraatla sürer, dürüstlükle sürer, cesaretle sürer. Korkaklıkla olmaz.  Prompteri bıraktın, saçmaladın da saçmaladın. Eğer öyle gevelediğin şey, çok kızgın bana, ölümle tehditse, vız gelir tırıs gider. Sende miligram kadar sende vicdan kalmamış."

"Böyle bir kanıt olmadığına Ağrı Dağı'nın gerçek olduğu kadar eminim"

"(Heybedeki büyük turp) Bu ortaya çıksın kabul ediyorum. Çıkmadığında da aynısını iade ediyorum. Erdoğan kamuoyunu ikna edemeyince yalanı ve iftirayı büyütmeyi tercih eder. Kamuoyu Ekrem İmamoğlu'nun siyasi bir operasyona kurban gittiğini inanıyor. Muhalefetten kimseti ikna edemediği gibi kendi tarafının da dörtte biri bize hak veriyor. Bu kadar herkes merakla bakarken siz Ekrem Bey'le ilgili halen turp mu sakladınız? Bu süreçlerle ilgili elinizde kanıt var da koymadınız öyle mi? Böyle bir kanıt olmadığına Ağrı Dağı'nın gerçek olduğu kadar eminim. En büyük yalanı atıyor. Bu vakitten sonra onun çıkarıp çıkaracağı turp Gezi olayları sonrası 'Cuma günü göreceksiniz' dediği kanıt kadar gerçektir. O işin tadı kaçtı, bunu söyledin, ortaya döktün, millet darbe girişimini püskürttü. Yeni turp murp yok. Bundan sonra eğer çıkacak bir kanıt ailemin yüzüne baktırmayacak hale getirecekse ben kabul ediyorum. Bugün hafta saymaya başlıyorum. Hafta soracağım hani turpun büyüğü diye." (Politika Servisi)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Başarmak mümkün

Başarmak mümkün

Alana çıkan milyonlar, ‘Diktayı piyasalar götürür’ liberal kadercilik yanılgısına teslim olmuyor. Elinde piyasa etkilerini kontrol etmeyi sağlayacak araçları olan ve günlerdir kullanılan o araçlar ile ülke halkı, soyan iktidar karşısında kaderini eline alıyor. İktidarın askerileşmiş birikim modelinin devamı için uyguladığı şiddeti de ortaya koyduğu anayasa oyununu da bozacak olan araçlar alandan neşet ediyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
30 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et