Emekli ikramiyesi ve doğum teşviki meclisten geçti | ‘Kadınlara sunulan teşvik değil güvencesizlik’
Meclisten geçerek yasalaşan kanun teklifine göre kadınlara doğum teşviki verilecek. Teklif raporuna göre doğum oranları azalırken bu azalışın sebebi ise “zaman ve para miktarının az olması” deniyor.

Fotoğraf: Pexels
Emekli bayram ikramiyesinin 4 bin liraya yükseltilmesi ile doğum yardımına ilişkin düzenlemeleri de içeren kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı. Yasalaşan kanunda doğum oranlarının düştüğü vurgulanırken 12. Kalkınma Planında doğurganlık seviyesinin nüfusun yenilenme yönelik önlemlerin alınması gerektiği belirtilerek, Aile Yılı içerisinde doğum yardımlarının artırılması kararlaştırıldı. Raporda yoksulluk ve geçinememe halinin yaygınlaşması da itiraf edilmiş oldu.
Doğurganlık hızı düştü
Halihazırda uygulanmakta olan doğum yardımı sisteminin değiştirileceğinin belirtildiği kanunda, doğum yardımı tutarlarının artırılması, ailelerin mali yükünün hafifletilmesi ve doğurganlık oranını yükseltmek amacıyla çocuk sayısıyla orantılı teşvik edici destek sağlanmasına ilişkin düzenleme yapıldı.
Toplam doğurganlık hızının 2001 yılında 2,38 çocuk iken, 2023 yılında 1,51 çocuk olacak şekilde azaldığının vurgulandığı kanunda, doğurganlık oranının nüfusun yenilenme düzeyi olan 2,10 un altında kaldığı ifade ediliyor. Bu durumun ana sebebinin evlilik yaşının ilerlemesi olduğu belirtilen raporda, çocuk başına harcanan zaman ile para miktarının artması ve maddi yetersizliklerin bulunduğu söyleniyor.
Bu nedenle 2015 yılından itibaren uygulanmaya başlanan birinci çocuk için 300 TL, ikinci çocuk için 400 TL ve sonraki çocuklar için 600 TL olan doğum yardımı uygulaması kapsamında ödenen miktarın yıllar içinde doğum oranlarını yükseltmediği tespiti yapılıyor. Bu nedenle de kanunda 2024 yılında 211 milyon TL olarak gerçekleşen doğum yardımı ödemelerinin 2025 yılında 22,8 milyar TL seviyesine çıkarılmasına karar verildi. Kanunda belirtildiğine göre bu tutar, muhtaçlık şartı aranmaksızın Sosyal Yardımlaşma Ve Dayanışma Teşvik Fonu’ndan karşılanacak. Ayrıca ödemenin nasıl ve kimlere yapılacağı, şartlarının ne olacağı ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki dudağı arasında.
Emekli maaşına sadece bin lira zam
Aynı zamanda, “5510 sayılı Kanun’un ek 18. maddesi uyarınca gelir ve aylık ödemesi yapılanlara Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı’nda 3 bin TL tutarında ödenen bayram ikramiyesinin 4 bin TL’ye yükseltilmesi”ne karar verildi. Açlık sınırının 22 bin lira olduğu günlerde TÜİK'in açıkladığı verilere yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olan yaşlıların oranı yüzde 23,3 oldu. Bir gazetecinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bayram ikramiyesinin yalnızca bin lira artırılmasına ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, “Sen beni dolduruşa mı getirmeye çalışıyorsun! 3 bin liradan 4 bin liraya çıktı, daha ne olacak!” demişti.
'Teşvik değil eşitlikçi kamu politikalarına ihtiyaç var'
İktidar 2025 yılını aile yılı ilan etmeden önce doğum oranlarının “alarm vermeye başladığını” ifade ederek doğum hızını artırmak için politika tartışmalarına başlamıştı. Ancak TBMM Genel Kurulunda kabul edilmeden önce de gündeme getirilen doğum teşviki işçi ve emekçi kadınlar tarafından yeterli bulunmamıştı. Birleşik Metal-İş Sendikası Kadın Komisyonu, 23 Temmuz 2024 tarihinde “Doğum teşviki değil, eşitlikçi politikalar istiyoruz’ diyerek yan yana gelmişti ve yasal doğum izinlerinin uzatılması, 7/24 açık, nitelikli ve ücretsiz kreşler, emzirme odaları, kadınlar için güvenceli işler talep etmişti.
‘İhtiyaç doğum teşviki değil eşit koşulların yaratılması’
Bu doğum teşviğinin bu yılın “Aile Yılı” ilan edilmesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu söyleyen İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezinden Avukat Diren Cevahir, “Nüfusun yaşlanması ve doğum oranlarının düşmesi, kadınları eve hapsetmek, aileye bağımlı kılmak ve çalışma yaşamından uzaklaştırmak için bir bahane olarak kullanılıyor. ‘En az üç çocuk’ tartışmaları hâlâ hafızalardaki yerini koruyor. Kadınlara yıllardır en az üç çocuk doğurmaları öğütlenirken, bugün bütçe açığının bu denli büyük olduğu bir dönemde doğum teşviki için kaynak ayrılabiliyorsa, emekçilere ve öğrencilere de bütçe ayrılabilir demektir. Mevcut çocukların sağlıklı beslenmesi ve iyi bir yaşam sürmesi için politikalar geliştirilmesi gerekirken, iktidar yalnızca nüfus artışına odaklanıyor. Oysa kadınların daha fazla doğurmaya değil, eşit koşullarda, eşit işe eşit ücretle çalışmaya ihtiyacı var. Kadınların ihtiyacı olan şey, doğum teşviki değil; evde, işyerinde, sokakta, hayatın her alanında eşit haklara sahip olabilmek. Daha fazla doğum, kadınların daha da görünmez olması, toplumsal yaşamdan ve iş gücünden uzaklaştırılması anlamına gelir. Aynı zamanda bu, daha fazla ucuz iş gücü, daha kalabalık bir nüfus ve daha büyük bir yoksulluk demektir” şeklinde konuştu.
‘Doğuma değil çocukların sağlıklı beslenmesine bütçe ayırın’
Teşviğin hangi şartlarda nasıl verileceğinin siyasi iradeye bırakılmasının düşündürücü olduğunu söyleyen Cevahir, “Doğuma değil, çocukların sağlıklı beslenmesine ve eğitimine bütçe ayrılmalı. Mevcut çocuklara sahip çıkmak yerine, yeni doğumları teşvik etmek, nüfusu artırmaya yönelik bilinçli bir tercih. Oysa ülkenin nüfusu zaten fazlasıyla kalabalık ve her geçen gün artıyor; bu da daha fazla yoksulluk anlamına geliyor” dedi.
Cevahir, “Kadınların görünmeyen emeğinin daha da artmasına ve toplumsal hayattan iyice silinmesine yol açacak bu teşvik politikası, kadınları birer “kuluçka makinesi” olarak gören zihniyetin bir yansıması. Kadınlar erkeklerle eşit haklara sahip bireylerdir ve ‘Doğum teşviki değil, eşitlikçi politikalar istiyoruz’ talepleri son derece haklıdır. Kadınlar insanca yaşamak, çalışma yaşamında var olmak, emek üretmek ve emeklerinin karşılığını almak istiyorlar” ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi)
Evrensel'i Takip Et