Sen misin TİS’i soran
Yaklaşık 2 bin işinin çalıştığı ve üretiminin yüzde 80’ini Avrupa’ya ihraç eden, ISO 9000 belgesine sahip olan ilk rulman üreticisi, Ortadoğu Rulman Sanayi’nin (ORS) Polatlı’da bulunan fabrikasında çalışan işçiler, ücretlerinin yükselip yükselmeyeceğini merak ettikleri için işten atıldı.
Yıllardır ORS’de çalışan 6 işçi, MESS ile devam eden toplu sözleşme sürecini Fabrika Müdürü Feridun Özhan ve Türk Metal İşyeri Temsilcisi Barış Baloğlu’na sorunca kendilerini kapının önünde buldular. İşçiler, Türk Metal’in istediği yüzde 18’lik zamma karşı şirketin yüzde 4.8 önerdiği söylentilerini Müdür Feridun Özhan ile görüşerek, sürece ilişkin bilgi edinmek istedi. Özhan’ın, “Beş temsilci ile odama gelin görüşelim” cevabı işçileri umutlandırdı. İşçiler, müdürle görüşmelerini şöyle anlatıyor: “Aramızda 10 yıldır ORS’de çalışan arkadaşlar var ama müdürün sesini duyan yok. Tedirgin olarak odasına gittik. Biz, sıkıntılarımızı anlattık, açıklama yapılmadığını süreci merak ettiğimizi söyledik.”
‘OY VERDİYSENİZ BUNLARI ÇEKECEKSİNİZ’
İşçilerin sıkıntılarını dinleyen Müdür Özhan, “Bu hükümete oy verdiyseniz bu sıkıntıları da çekeceksiniz. Benim tuzum kuru” cevabını vermiş. Özhan, işçilere, şirket sahibi Ahmet Arslan’a talepleri ileteceğini ve merak etmemelerini söyleyince işçiler görüşmeden umutla ayrılmış. 16 Nisan sabahı işe gelen işçiler, turnike önünde işten atıldıklarını, gerekçesinin ise “Atölyelerde yasal olmayan eylem yapmak için arkadaşlarını yönlendirme” olduğunu öğrenmişler. Bunun üzerine Türk Metal İşyeri Temsilcisi Barış Baloğlu’na durumu anlatan işçiler, “Personel Müdürü alır da çıkarır da, istediğini yapar. Bizim yapabilecek bir şeyimiz yok” cevabını almış.
Tazminatlarını dahi alamayan işçiler, işten çıkarılmalarının diğer işçilere bir gözdağı olduğu görüşündeler. İşçiler, işten çıkarılma gerekçelerinde “eylem örgütleme” yazıldığı için işsizlik sigortasından da yararlanamıyor.
‘HAKKIMIZI HELAL ETMİYORUZ’
İşçiler, sendikaları Türk Metal’in arkalarında durmamasına da tepkililer. “Her kuruşumuz zehir zıkkım olsun. Sendikaya hakkımızı helal etmiyoruz. Onlar attırdı bizi işten. Onlar verdi isimlerimizi patronlara” diyen işçiler, sendika kendilerine sahip çıksa işten atılmayacaklarını söylüyorlar.
DENETİM VARSA ÖNLEM VAR
İşçiler, fabrikada insan yerine konulmadıklarını, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin sadece TSE denetimleri sırasında yapıldığını söylüyor.
Bir işçi yaşadığı iş kazasını şöyle anlatıyor: “Fabrikada tuzu 220 derecede eritip tavaya döküyoruz. Bu tuz tavaya döküldükten sonra donuyor. Bir gün erimiş tuz tavaya dökülürken elime döküldü. Bir anda elimin üzerinde dondu ve ellerim yandı. Elime merhem sürdüler, çalış dediler.” İşçiler çalışma koşullarından mutsuz, geleceğe dair umutsuz.
Fabrikada “Mavi yaka-Beyaz yaka” ayrıcalığı, işçileri huzursuz ediyor. Müdürler, ustabaşları ve işçiler farklı masalarda yemek yerken, servislerde de memurların koltuğuna işçiler oturamıyor. Bir işçi, “Başka yerlerde 16 saat çalışan arkadaşlarım var fakat bizden rahatlar. Biz 8 saat çalışıyoruz, üzerimizdeki baskı nedeniyle bazen çıldıracak gibi oluyoruz” diye özetliyor yaşadıklarını. İşçiler robot gibi yaşadıklarını söylerken, bir işçi de “ORS’de çalışıyoruz diye kız bile vermiyorlar” diyor.
Aldıkları ücretin yetmediğinden yakınan işçiler, patronların kendilerini bankalara köle ettiğini söylüyor. Bir işçi ise üzerlerindeki baskıyı şöyle anlatıyor: “Enseme öyle vurmuşlar ki, yaşam mücadelesinden kafamı kaldıramıyorum. Kaldırdığımda da kendimi kapı önünde buldum.”
İşçiler, tazminatlarını ve gasp edilen haklarını almak için dava açmaya hazırlanıyor.
KAZANILMIŞ HAKLARIMIZI DA KAYBETTİK
10 yıllık işçinin sosyal haklar, ikramiyeler ve çocuk yardımlarıyla birlikte bin 200 Lira aldığı fabrikada, iki yıllık işçiler bin 50 lira maaş alıyor. Sendikanın haklarını savunmadığını düşünen işçiler, kazanılmış olan hakları da kaybediyor. Daha önce 15 dakika çay molası yapan işçiler artık molaya çıkamıyor, telefon hakkını kullanamıyor.
Bazı bölümlerinde havalandırmanın dahi olmadığı fabrikada, yatırım yerine geçmediği için patron tarafından havalandırma taktırılmıyor. İşçiler, havalandırma olmadığı için bir arkadaşlarının ciğerinde leke oluştuğunu ve tedavi gördüğünü söylüyor. Fabrikaya yemekler dışarıdan gelirken, birçok işçi mide ağrısı şikayeti yaşıyor. Polatlı’nın küçük bir yer olduğunu, fabrika patronunun hastanelere dahi baskı yaptığını savunan işçiler, rapor dahi alamadıklarını söylüyor. İşçilerden biri yaşadığı bir olayı şöyle anlatıyor, “Bir gün hastaneye gittim. Çok rahatsızdım, doktordan rapor istedim. Bana ‘ölseniz dahi rapor vermem. Fabrika yönetimi baskı yapıyor. Sonra bizim başımız ağrıyor’ dedi. Ölsek kimsenin umurunda değil.” (Ankara/EVRENSEL)