Eğitim Sen’e yönelik baskı ve soruşturmaya tepki: Mücadele etmeyi sürdüreceğiz
Eğitim Sen hakkında, öğrenci boykotuna destek gerekçesiyle açılan soruşturmaya karşı birçok ilde yapılan eylemlerde baskılara boyun eğilmeyeceği belirtilerek "Mücadele etmeyi sürdüreceğiz" denildi.

Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/ Evrensel
Eğitim Sen’in üniversitelerde süren boykotlarla ilgili 25 Mart’ta bir günlük iş bırakma kararı sonrası Eğitim Sen hakkında açılan soruşturma sonrası MYK üyelerine verilen ev hapsi kararı birçok ilde yapılan açıklamalarla protesto edildi. Açıklamarlarda sendikal özgürlüklerin engellendiği belirtilerek, baskılara boyun eğilmeyeceği ve mücadele etmeye devam edileceği vurgulandı.
Eğitim Sen ODTÜ Temsilciliği: Adı konmamış olağanüstü hal içindeyiz
Fotoğraf: Evrensel
Ankara- Eğitim Sen Ankara 5 No'lu Üniversiteler ODTÜ Şubesi, Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptali sonrası başlayan sürece ve Eğitim Sen'e yönelik baskılara karşı basın açıklaması yaptı.ODTÜ Fizik bölümü önünde gerçekleştirilen açıklamada, ODTÜ'ye yönelik günlerdir süren polis ablukasına ve öğrencilere yönelik gözaltılara da tepki gösterildi.
Fizik Bölümü'nde yapılan açıklamada, ülkede adı konmamış "olağanüstü hal" döneminin olduğu ifade edilerek, "Tüm devlet kurumlarının tek elde toplandığı, iktidarın ihtiyaçlarına göre pozisyon aldığı, kurumsal özerkliklerin askıya alındığı ya da yok edildiği 'yeni' bir düzenle karşı karşıyayız. Yargının ve üniversitelerin siyasal ve toplumsal muhalefetin üzerinde sopa ve kendi çıkarları doğrultusunda bir araç olarak kullandığı bir dönemden geçiyoruz. AKP hükümetinin siyasi baskıları yıllar içinde üniversiteyi üniversite yapan kurumsal özerklik, bilimsel özgürlük ve kamusal bütçe gibi hayati ilkeleri ortadan kaldırmıştır. Yükseköğretim kurumları, geçen 23 yılda, ideolojik yayılma ve kadrolaşmanın bir cephesi haline getirilmiştir. OHAL KHK'leri ile bir gecede binlerce kamu emekçisinin haksız ve hukuka aykırı olarak ihraç edilmesi, istifaya zorlama, disiplin cezaları vb. yollarla devam eden tasfiye süreçleriyle üniversitelerin içleri boşaltılmıştır. İstanbul Üniversitesi yönetiminin saray rejimi tarafından sipariş edildiği ayan beyan ortada olan son kararı da bu süreçten bağımsız değildir. Bugün İstanbul Üniversitesi'nde yaşanan yatay geçiş ve diploma krizinin sadece Ekrem İmamoğlu ile sınırlı olmadığının, yaşadığımız güvencesizliğin ve hukuksuzluğun bütün toplumu tehdit ettiğinin farkındayız." denildi.
"Siyasal iktidarı darbe girişimine son vermeye çağırıyoruz"
Demokrasi ve hukuk olmadan, temel insan haklarına saygı göstermeden huzur ve refah içinde bir toplum olamayacağımızın ifade edildiği açıklama devamında, "Ülkemizin geleceği için hukuk, demokrasi ve adalet tüm kural ve kurumlarıyla bir an önce işler hale getirilmelidir. Bizler eğitim ve bilim emekçileri olarak, siyasal iktidarın bu darbe girişimine son vermesi gerektiğini bir kez daha ifade ediyoruz. Eğitim Sen Merkez Yürütme Kurulunın 25 Marttaki hizmet üretmeme kararının hatırlatıldığı açıklamada, kararın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturmaya da tepki gösterildi.
"Meşru olmayan yapılan operasyonlardır"
"Soruşturma ve ardından gelen cezalar hukuki dayanaktan yoksun, gerçekleri çarpıtan, sendikamızı hedef gösteren bir tutumdur ve kabul edilemez" denilen açıklamada İstanbul Üniversitesi işyeri temsilcisi Levent Dölek'in tutuklanmasına dikkat çekildi.
Açıklamada, "ODTÜ'de ise günlerdir süren abluka ve polis şiddeti sonucunda dün 30'u aşkın öğrencimiz gözaltına alınmıştır.Basın açıklaması yapmak gibi en basit eylemlere bile gözaltı ile karşılık veren iktidara karşı mücadele meşrudur. Meşru olmayan yapılan bu operasyonlardır" denilerek gözaltına alınanların serbest bırakılması istendi.(Evrensel)
Eğitim Sen Kocaeli 2 No'lu Şube: "Mücadele etmeyi sürdüreceğiz"
Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/ Evrensel
Kocaeli- Eğitim Sen Kocaeli 2 No'lu Şubenin çağrısıyla Gebze Eski Çarşı Çeşme Önünden Kent Meydanına yürüyüş gerçekleştirildi.
Kent Meydanında basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen Kocaeli 2 No'lu Şube Başkanı Sinan Kaya, "Sadece kendi haklarımız için değil; çocukların, öğrencilerin, toplumun geleceği için mücadele etmeyi sürdüreceğiz" dedi. Yürüyüş ve sonrasında gerçekleştirilen basın açıklamasına Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri ile Gebze Sendikalar Birliği üyeleri de destek verdi.
"Sendikal faaliyetler engelleniyor"
Eğitim Sen MYK üyelerine verilen ev hapsi kararını da protesto eden Eğitim Sen Kocaeli 2 No'lu Şube Başkanı Sinan Kaya, "İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yetkisiz olmasına rağmen sendikamızı ve sendikal faaliyetlerimizi hedef alan 'suç işlemeye alenen tahrik etme' gerekçesiyle açmış olduğu soruşturma hukuki dayanaktan yoksun, gerçekleri çarpıtan ve sendikamızı hedef gösteren bir tutumdur ve kabul edilemez. Tıpkı diğer tutuklamalar gibi, MYK üyelerimize verilen bu cezalar da hukukun, sendikal hak ve özgürlüklerin askıya alındığının somut göstergesidir. MYK üyelerimize verilen bu cezalar doğrudan doğruya Eğitim Sen'in sendikal faaliyetlerini engelleme amacı taşımaktadır" dedi.
"Bakan önce MESEM'lerde can veren çocukların hesabını versin"
Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere göre kamu emekçilerinin iş bırakma hakkı olduğunu belirten Kaya, "Üstüne bir de Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin devlet televizyonunda verdiği demeçte yıllardır ayaklar altına almaktan çekinmediği insan haklarına yönelik sendikamıza ders vermeye kalkmış; yine yasaya göre yetki alanı dışında olan konuları kendine vazife etmiştir. Bakan Tekin'in Encümen-i Muallimin'den, TÖS ve TÖB-DER'den gelen 100 yılı aşan insan hakları ve demokratik toplum mücadelemizden haberi olmadığı gibi, aldığı talimatlarla haddini aşarak bizlere yaptırım tehditleri savurmaktadır. İfade etmekten çekinmiyoruz; bu tehditler bizlere vız gelir! Sayın Bakan ilk önce eğitimden koparılarak gönderildiği MESEM'lerde can veren çocukların hesabını vermelidir" diye konuştu.
"Birlikte kazanacağız"
"Eğitim-Sen olarak öğrencilerin ve üniversitede görev yapan üyelerimizin sesine kulak vermek, taleplerini sahiplenmek sendikamızın tarihsel sorumluluğunun ve mücadeleci çizgisinin bir gereğidir" diyen Kaya, "Öğrencilerin demokratik tepkilerine sahip çıkmak, onları yalnız bırakmamak kamusal ve özgür bir eğitimi savunan sendikamız açısından bir zorunluluktur. Siyasi iktidar, üniversite öğrencilerinin taleplerini görmezden gelmekle yetinmemekte; onlara destek olan herkesi kriminalize etmeye çalışmaktadır. Böylece hem gençliğin muhalif enerjisini bastırmayı hem de sendikal hareketi itibarsızlaştırmayı ve sindirmeyi hedeflemektedir. Burada sorulması gereken soru nettir: Öğrencilerin adalet talebi mi suçtur, yoksa bu talebi bastırmaya çalışan baskı rejimi mi? Eğitim Sen'in desteği, bir suça ortaklık değil; üniversite gençliği başta olmak üzere, üniversitelerden yükselen çığlığa kayıtsız kalmamadır. Üniversite gençliği ve üniversitelerde görev yapan öğretim elemanları haklı mücadelelerinde yalnız değildir. Türkiye'nin dört bir yanında üniversitelerde yaşanan boykot, bu karanlık rejime karşı halkın vicdanını temsil etmektedir ve biz o vicdanın yanındayız. Baskı, tehdit, şiddet ve sömürüye karşı birlikte mücadele edecek, birlikte kazanacağız! Sadece kendi haklarımız için değil; çocukların, öğrencilerin, toplumun geleceği için mücadele etmeyi sürdüreceğiz" dedi. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et