28 Mart 2025 03:55

İktidar, ABD’nin İran politikalarına tarihte hiç olmadığı kadar yakınlaştı

Fidan’ın ziyaretini gazetemize değerlendiren Siyaset Bilimci Prof. Dr. Cangül Örnek, temasların Erdoğan-Trump görüşmesinin “ön görüşmesi” mahiyetinde olduğunu söyledi.

İktidar, ABD’nin İran politikalarına tarihte hiç olmadığı kadar yakınlaştı

Fotoğraf: Celal Güneş/AA

Dilan Temiz
dtemiz@evrensel.net


Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ABD’ye yaptığı iki günlük ziyaretinde ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile görüştü. Rubio, bir yandan Türkiye’de protestolara yönelik baskı konusunda “endişe”sini dile getirirken diğer yandan ise “İran’a karşı birlikte çalışıyoruz” mesajı verdi.

Fidan’ın ziyaretini gazetemize değerlendiren Siyaset Bilimci Prof. Dr. Cangül Örnek, temasların Erdoğan-Trump görüşmesinin “ön görüşmesi” mahiyetinde olduğunu söyledi.

 “İran konusunda AKP yönetimindeki Türkiye ile ABD’nin politikaları tarihte hiç olmadığı kadar yakınlaşmış bulunuyor” yorumunda bulunan Örnek, “Ancak Türkiye, ABD’nin ve İsrail’in İran politikasına yakın durmakla birlikte bu politikanın bölgenin genelinde Kürt aktörlere açabileceği alanı hesaba katıyordur” diye de ekledi. 

Fotoğraf: Şerif Karataş/Evrensel

Hakan Fidan ABD Dışişleri Bakanı Rubio ile Washington’da görüştü. Görüşmeden sonra Rubio’dan İran karşıtı mesaj geldi: “İran’ın istikrarı bozucu faaliyetlerine karşı Suriye’nin desteklenmesine kadar önemli konularda birlikte çalışıyoruz.” Bu mesaj nasıl yorumlanabilir?

İran konusunda AKP yönetimindeki Türkiye ile ABD’nin politikaları tarihte hiç olmadığı kadar yakınlaşmış bulunuyor. Türkiye, bölgedeki İran varlığını ve İran’ın desteklediği direniş eksenini açıktan düşman ilan etti. Bu politikasıyla hem ABD hem de İsrail için bölgedeki önemli ortaklardan biri. Keza Suriye’de de aralarında uzlaşmazlıklar var ancak duruma daha yukarıdan bakacak olursak bunlar ortak anlayış çerçevesini bozmayan sorunlar. Bilindiği gibi, buradaki en büyük pürüz, Suriye’de şu anda Kürtlerin tuttuğu pozisyon. Türkiye bu sorunu Şam aracılığıyla ve zamana yayarak ele almaya ikna olmuş görünüyor. Karşılığı ise muhtemelen içerideki “süreç”in ABD’nin de desteğiyle örgütlenmesi.

Benzer bir sorunun, İran’a yönelik saldırgan politikalar görüşülürken gündemde olup olmadığını henüz bilmiyoruz. Ancak Türkiye’nin, ABD’nin ve İsrail’in İran politikasına yakın durmakla birlikte bu politikanın bölgenin genelinde Kürt aktörlere açabileceği alanı hesaba katıyordur.

"Suriye’de ABD yaptırımı kalkarsa Türkiye sermayesinin işi kolaylaşacak"

Suriye konusunda başka pazarlıkların da sürdüğünü görüyoruz. Bu pazarlığın bir boyutu HTŞ’ye ve Suriye devletine yönelik ABD yaptırımlarının kaldırılmasıyla ilgili. AKP iktidarı burada hem kendi önünü açmaya hem de HTŞ ile ABD arasında bir ara buluculuk rolü oynamaya çalışıyor. ABD yaptırımları kalktığı oranda Suriye’de özellikle Türkiye sermayesinin iş yapması kolaylaşacak. ABD ise yaptırımları kaldırma sürecini ağırdan alarak Suriye’deki HTŞ iktidarı ve Türkiye gibi aktörler üzerinde baskı kurmaya ve böylece onları istediği noktada tutmaya çalışıyor.

"Trump Türkiye’ye yaptırımları kaldırmak niyetinde"

Bu temasların maksadı nedir? Rubio’nun görüşmede ayrıca, “Karşılıklı ticarette son dönemde kaydedilen ilerlemeleri not ettiği ve ileride daha büyük bir ekonomik ortaklığı teşvik ettiği” kaydedildi. F35’ler ve CAATSA bu görüşmelerde nasıl yer tuttu?

Bu temaslar Erdoğan-Trump görüşmesinin ön hazırlığı mahiyetinde. “Daha büyük bir ekonomik ortaklığın teşvik edilmesi”nin Çin ile ilgili bir boyutu olup olmayacağını önümüzdeki yıllar gösterecek. Ancak Trump yönetimi, daha önce Rusya’dan alınan ve hangarlara kilitlenen S-400’ler nedeniyle Türkiye’ye uyguladığı yaptırımları kaldırmak niyetinde. Zaten bu süreç Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine “evet” demesiyle başlamıştı. F35’ler ve CAATSA görüşmeleri bu bağlamda gündeme geliyor. Eğer ABD, Türkiye’ye yönelik savunma sanayi yaptırımları kozunu biraz daha elinde tutmayı düşünmezse bu başlıkta hızla yol alabilirler.

"ABD yönetiminin gerçekten rahatsız olduğunu gösteren bir emare yok"

Rubio, aynı zamanda Türkiye’de son dönemde yaşanan tutuklamalar ve protestolarla ilgili endişelerini de dile getirdiğini belirtti. Türkiye’de olanlar bu ilişkileri etkiler mi?

Yeni ABD yönetimi, iş birliği yaptığı ülkeleri bu tür açıklamalarla rahatsız etmeyi seviyor. Bir yandan da pazarlık masasına ellerinde karşı tarafı rahatsız edecek bir söylemle oturmak onlar açısından bir avantaj.

Bunun dışında şu aşamada ABD yönetiminin tutuklamalardan gerçek anlamda rahatsız olduğunu gösteren bir emare yok. Bu durum Türkiye’deki halk direnişi için kötü bir şey değil. Tersine direnişin bağımsızlığını, herhangi bir dış güçten destek almaksızın yoluna devam etmesini kolaylaştırıyor.

Rubio, Fidan ile yaptığı ilk görüşmede, “Ukrayna’da barış için Türkiye’nin desteğini talep ettiğini” açıklamıştı, Ukrayna meselesinde bu açıklama nereye oturuyor?

Somut olarak Türkiye’den beklentiler nelerdir bilmiyoruz. Ama Türkiye’nin Avrupalı NATO üyelerinden farklı olarak Trump’ın Ukrayna’yı masaya zorla oturtma girişiminden rahatsız olmadığını biliyoruz. AKP iktidarı ve özellikle Erdoğan savaşın sonlandırılması sürecinde kendilerine daha fazla rol verilmesini, ön plana çıkmayı arzuluyordur. 

Biden yönetiminin Rusya yaptırımları gibi konularda ise Trump yönetimi bir süre sonra politikalarını değiştirebilir. Türkiye de bunun bir an önce gerçekleşmesini ister.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Tekellere risksiz kâr
Halka ayrı uluslararası şirketlere ayrı hukuk

Tekellere risksiz kâr

Türkiye’yi uluslararası sermayeye “kârlı ve güvenli bir liman” diye pazarlayan Erdoğan iktidarı tekellere yeni hukuki güvence verdi: Yasal değişiklikler olumsuz etkilerse vergi indiriminden kamu alım garantisine uzanan ve toplamı 1.1 trilyon lirayı bulan teşvikler verilecek, kârlılıkta risk sıfırlanacak. Geleceksizliğe, yoksullaşmaya ve siyasal baskılara karşı sokağa çıkanlara ise daha fazla gözaltı ve tutuklama vadediliyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
30 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et