28 Mart 2025 14:39

İzmir'de binlerce işçi ve emekçi hukuksuzluğa karşı iş bıraktı: Öğrenciler emekçilerin grevine katıldı

İzmir —DİSK, ülke genelinde aldığı kararla yarım gün iş bıraktı. Çağrı yapılan Cumhuriyet Meydanı'nda binler buluştu. Büyük buluşmaya KESK İzmir Şubeler Platformu, TMMOB, TTB İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, Birleşik Kamu İş'e bağlı Tüm Yerel-Sen, İzmir'deki üniversite öğrencileri, Emek Partisi ve çeşitli siyasi partiler, demokratik kitle örgütleri ve İzmirli yurttaşlar katıldı. Meydanda gerçekleştirilen basın açıklamasını DİSK, KESK, TMMOB, İzmir Tabip Odası ve İzmir Barosu adına DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu.

Milyonların alım gücünün hızla düştüğünü ve gelir dağılımı adaletsizliğinin hızla büyüdüğünü kaydederek sözlerine başlayan Sarı, "Halkın çok büyük bir bölümü 'asgari' ile yaşamaya mahkûm edilirken, küçük bir azınlık servetine servet katmaya devam ediyor. Gelirde ve vergide adaletsizlik ile beraber ülkede de adaletsizlik büyüyor. Hapishaneler, bir yıl önce seçim kazanan siyasetçilerle, işçilerin hakkını savunan sendikacılarla, gerçeklerin peşinde koşan gazetecilerle, itiraz eden yurttaşlarla dolduruluyor" dedi.

"Bu ortamda demokrasiden de cumhuriyetten de söz etmek mümkün değil"

Halk desteğini yitirenlerin, siyasi rakiplerine yönelik hukuk dışı bir operasyon süreci işlettiğini dile getiren Sarı, "Buna itiraz eden çocukları, gençleri, işçileri, emekçileri, kadınları, gazetecileri tutukluyor. Anayasal toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak, tutuklama gerekçesi olarak gösteriliyor. Grev hakkı, sendikalaşma hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ifade özgürlüğü, seçme ve seçilme hakkımıza da el uzatılıyor. Bu hakların olmadığı bir ortamda demokrasiden de cumhuriyetten de söz etmek mümkün değildir" diye konuştu.

"Halktan büyük bir güç yoktur"

Tehlikede olanın yalnızca tutuklanan siyasetçiler olmadığını kaydeden Sarı, "Tehlikede olan soframızdaki ekmektir, çocuklarımızın geleceğidir. Tehlikede olan demokrasidir, cumhuriyettir. Tehlikede olan, 85 milyon insanıyla bu ülkedir. Tek kişinin ağzından çıkan her sözün ferman kabul edildiği, kimsenin karşısına aday çıkamadığı, kimsenin hakkını hukukunu arayamadığı bir düzen hepimiz için büyük bir tehdittir. Demokrasiyi, cumhuriyeti, toplumsal barışı ve kardeşliği tehdit eden bu girişimleri püskürtmek hepimizin ortak görevidir. Kimse kendini çok güçlü sanmasın. İşçilerden, emekçilerden, emeklilerden, gençlerden, kadınlardan, kısacası halktan büyük bir güç yoktur" diye konuştu.

"Faşist tek adam rejimine geçit vermeyeceğiz"

Memiş Sarı'nın konuşması ardından mikrofon gençlere devredildi. Gençler adına konuşan İzmir Demokrasi Üniversitesi öğrencisi Baran Öztürk, "Günlerdir baskı ve yasaklara karşı mücadele ediyoruz. Demokratik hak ve özgürlüklerimizin gasbedilmesine karşı direniyoruz. Kurulmak istenilen faşist tek adam rejimine geçit vermeyeceğimizi haykırıyoruz. Ülkeyi koyu bir karanlığa hapsetmek isteyen Saray rejimine boyun eğmiyoruz. Teslim olmuyoruz, olmayacağız" dedi.

Ülke gençliğinin geleceğini göremediğini kaydeden Öztürk, "Gençlik kendini özgür hissetmiyor. En temel eğitim hakkı giderek parası olanın yararlanabileceği bir ayrıcalık haline getiriliyor. Barınamıyoruz, beslenemiyoruz. Asansörlerde ölüyor, yurtlarda asansör kazasına kurban ediliyoruz. Mezun olduğumuzda ise işsizliğin bizleri beklediğini biliyoruz. Üniversiteleri kayyım zihniyetiyle yönetiyor, tek tip insan yetiştirmenin merkezleri haline getirmek istiyorlar. Düşünmeyelim, sorgulamayalım, biat edelim. Kabul etmiyoruz. İtaat etmiyoruz. Koyu karanlığı parçalamak için direniyoruz. Özerk demokratik üniversite istiyoruz. Bilimsel, nitelikli eğitim istiyoruz. Haklarımızı ve geleceğimizi istiyoruz. Bizlerden sessizce boyun eğmemizi bekleyenlere karşı özgürlüğümüzü savunuyoruz. Bunun için boykottayız" ifadelerini kullandı.

"Üniversitede boykot, fabrikalarda iş yerlerinde grev"

Son olarak dünyayı emeğiyle var eden işçilerin, açlığa, sefalete mahkum edilen emekçilerin dünyayı değiştirecek gücüne inandıklarını kaydeden Öztürk, "Eşit ve özgür bir dünya için yolumuz işçi sınıfının yoludur diyoruz. Üniversitede boykot, fabrikada, işyerlerinde grev! Topyekün saldırılara karşı topyekün direniş. Bu kara bulutları dağıtacak olan budur. Çözüm sandıkta değil sokakta, birlikte, omuz omuza mücadelemizde. Şimdi hep birlikte el ele genel grev genel direnişi örelim" dedi.

KESK İzmir Şubeler Platformu Kültürpark'tan yürüdü

Kültürpark'ta yer alan 1 No'lu Hol önünde bir araya gelen KESK üyesi kamu emekçileri, burada gerçekleştirdikleri basın açıklaması akabinde kortejle DİSK'in çağrıda bulunduğu Cumhuriyet Meydanı'na yürüdü. Basın metnini okuyan Tüm Bel-Sen İzmir 1 No'lu Şube Üyesi Turgut Angün, "Hukuksuzluktan, sömürüden, baskı ve şiddet politikalarından beslenenlere karşı tek çıkış yolu; ülkemizin eşit, özgür, barıştan yana demokratik yarınları için dayanışmayı ve mücadeleyi yükseltmekten geçmektedir. Bunun için; işine, ekmeğine, hakkına ve hukukuna yani geleceğine sahip çıkan, düşüncesini ve kimliğini özgürce yaşamak isteyen bütün emekçileri ortak bir tavır almaya, birleşik güçlü bir direniş hattı yaratmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

Fotoğraf: Eda Aktaş/Evrensel

Üniversite öğrencileri gerçekleştirdikleri forum akabinde yürüdü

İzmir'de üniversite öğrencilerinin irade ve hak gasbına karşı yan yana gelişi sürüyor. Dokuz Eylül Üniversitesi, Ege Üniversitesi ve İzmir Demokrasi Üniversitesi öğrencileri Kültürpark'ta bir araya gelerek ortak forum gerçekleştirdiler. Ardından ise DİSK'in yarım günlük iş bırakma eylemine dahil olmak üzere toplanan KESK İzmir Şubeler Platformu ile birlikte Cumhuriyet Meydanı'na yürüdüler. Yürüyüşte sıklıkla, "İşçiler greve, öğrenciler boykota", "İşçi gençlik el ele, genel greve", "Birleşe birleşe kazanacağız" ve "Hükümet istifa" sloganları atıldı. (Evrensel)

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Tekellere risksiz kâr
Halka ayrı uluslararası şirketlere ayrı hukuk

Tekellere risksiz kâr

Türkiye’yi uluslararası sermayeye “kârlı ve güvenli bir liman” diye pazarlayan Erdoğan iktidarı tekellere yeni hukuki güvence verdi: Yasal değişiklikler olumsuz etkilerse vergi indiriminden kamu alım garantisine uzanan ve toplamı 1.1 trilyon lirayı bulan teşvikler verilecek, kârlılıkta risk sıfırlanacak. Geleceksizliğe, yoksullaşmaya ve siyasal baskılara karşı sokağa çıkanlara ise daha fazla gözaltı ve tutuklama vadediliyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
30 Mart 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et