Medarı Maişet Motorları yola çıktı

Fatih Polat
fpolat@evrensel.net

AKP’nin Maltepe’de düzenlenen mitinglerini izlemek için, daha önce Eyüp İskelesi’nden AKP seçmenleriyle birlikte, tekneyle yol aldığım zamanlar olmuştu.

30 yıl boyunca, Eyüp’te belediye yönetimini elinde bulunduran AKP, ilçenin ismini de Eyüpsultan olarak değiştirdi. Muhafazakar bir çağrışımı olsa da, Eyüp, muhafazakarlığın domine ettiği bir ilçe değildi. Ancak AKP’nin yönettiği yıllar boyunca muhafazakarlığın hakim kimlik olması için çok çaba harcandı. Tüm bunlara rağmen AKP, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde Eyüp’ü kaybetti ve CHP, 30 yıl aradan sonra belediyeyi kazandı. Elbette, CHP’li olmayan kesimlerden gelen oy destekleriyle de birlikte.

Bugün ise üzerinde ‘Milletin seçtiğini millet değiştirir’ yazılı pankartların asılı olduğu tekneler bu kez, Erdoğan iktidarının baskılarına karşı yola çıkıyor. İmamoğlu’na özgürlük ile birlikte birçok başka talep de iktidara karşı açığa çıkan güçlü itirazın gerekçeleri arasında.

Medarı Maişet Motoru, Sait Faik’in ilk roman denemesidir ve Yeni Mecmua’da tefrika edildiği sırada (1940-41) sakıncalı bulunup roman olarak yayımcı bulmakta zorlanmıştır. Sait Faik’in annesinin maddi desteğiyle Ahmet İhsan Basımevi’nden 1944’te yayımlanmış ancak dağıtılmaya başlanmışken bakanlar kurulu kararıyla toplatılmış, kimi paragrafları çıkarılarak Birtakım İnsanlar adıyla 1952 yılında okurla buluşmuştur.

Arapça kökenli “maişet” kelimesi “geçim”, yine Arapçadan Türkçeye geçmiş “medar” ise “sebep, vasıta, vesile” manalarına gelmektedir ve “medarı maişet” ise kabaca “geçim vasıtası” anlamına gelmektedir. “Medarı Maişet Motoru”, “Geçim sağlayacak motor” diye düşünülebilir. Kitapta, Sait Faik’in yaşadığı Burgazada’da oturan memur emeklisi Ali Rıza Efendi’nin ailesiyle birlikte çektiği geçim sıkıntısı ve hayata tutunma çabası anlatılır. Ali Rıza Efendi’nin evlat edindiği Hikmet’in çalıştığı balıkçı motorunun adı “Medarı Maişet”tir.

Bugün de geçim sıkıntısı derdindeki pek çok emekli, kadın, emekçi ve geleceğini görmekte zorlanan genç, bir ‘Medarı Maişet’ motoruyla Maltepe’ye doğru yol alıyor.

Neşeli bir yolculuk…

Ama sadece dertleriyle değil. Teknenin üst kısmında müzik eşliğinde oynayan, dans eden, tempo tutan bir kitle de var. Yani, saldırıya uğramış, gözaltına alınmış, tutuklanmış ve köşeye sıkışmış olanların savunma hali değil, öz güvenli, neşeli bir yolculuk bu aynı zamanda.

Maltepe’ye geldiğimizde basın için ayrılan platformdan bakınca, CHP ve diğer siyasi partiler ile Türk bayraklarına ek olarak Belediye İş’in pankartı da gözümüze çarpıyor.

Sahanın farklı bir noktasında görev yapan sevgili Eylem Nazlıer, KESK’in “Darbeye hayır, halk iradesi engellenemez”, Öğretmen Sendikasının “Öğretmen için güvence, akademi için özgürlük, atama için adalet”, TMMOB ve İstanbul Tabip Odasının “Demokrasiye ve halk iradesine sahip çıkıyoruz” talepleriyle alana yürüdüğünü yazmış. Maltepe geniş bir alan olduğundan basın platformundan tüm pankartları görebilmek mümkün olmuyor.

Miting alanının, basın platformuna yakın kısmından bir ara HaberTürk kamerasını gören kitleden, protesto sesleri yükseldi: “HaberTürk, baksana burada çok anne var…” Alandakiler, günlerdir süren protestolara ekranlarını kapatan kanallara tepkilerini böylelikle dile getirmiş oldu.

Dilek Kaya İmamoğlu’nun konuşmasında yer verdiği “Annelerin ahına yenileceksiniz” vurgusu da alanın hislerine tercüman oldu.

İktidarın, uzun tatil ilanı ve arife gününde insanların İstanbul’u erkenden boşaltacağı ve mitinge katılımın zayıf kalacağı beklentisinin boşa çıktığı net olarak söylenebilir. Yazımızı yetiştirmek için saat 14.00’e doğru alanın dışına çıktığımızda, neredeyse alandaki kadar bir kitle de dışarıdaydı ve insanlar kalabalıklar halinde gelmeye devam ediyordu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, Saraçhane’de dile getirdiği ve Maltepe’de de tekrar ettiği ‘Korkuyu evde bıraktık. Artık meydanlardayız’ sözünü, günlerdir ülkenin dört bir yanında alanlara çıkanlar takip edecektir. Öyle görünüyor ki bu sözlerin gerisine düşen de kaybeder.

‘Çocuklarımızın geleceği için geldik’

Dönüşte yine teknedeyiz. Karşımda oturan iki kadınla sohbet ediyorum.

Asgari ücretle çalışan bir emekçi olduğunu söyleyen Özlem, “Sultan Süleyman’a kalmadı dünya, O’na da kalmaz” diyor. Yanında oturan Aynur da ilk kez bu kadar büyük kitle gördüğünü belirterek, bu kitlenin Erdoğan’ı götürebileceğine inandığını söylüyor. Her ikisi de çocuklarının geleceği ve ekonomik sıkıntılar nedeniyle mitinge katıldıklarını belirtiyor.

Biz sohbete devam ederken, Medarı Maişet Motoru da yoluna devam ediyor…