30 Mart 2025 14:07

İşçiler örgütlenmenin önündeki engelleri birleşerek, direnerek aşabilir!

EMEP Denizli İl Başkanı Havva Meşe yazdı: "Her işkolundan işçiler örgütlenme özgürlüğünün ve iş güvencesinin önündeki engelleri birleşe birleşe, direne direne aşmalıdır."

İşçiler örgütlenmenin önündeki engelleri birleşerek, direnerek aşabilir!

Fotoğraf: Evrensel

Havva Meşe
EMEP Denizli İl Başkanı

Emek Partisi’nin sendikacı, akademisyen, hukukçularla görüşerek başlattığı ama bir parti faaliyetini aşmasını arzu ettiği “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” kampanyası iki ayı geride bıraktı. Denizli’de de iki ayı aşkın süredir sendikalı sendikasız işçilerle, sendikalarla görüşüyor, işçi duraklarında afiş ve bildirilerle kampanyayı yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Temel sorun sendikal özgürlükler ve iş güvencesi olsa da her ilin kendine özgü sorunları da var. Tekstil ağırlıklı Denizli’de tek bir tekstil fabrikasında sendikanın olmaması, Denizli’nin nüfusa oranla sendikasızlığın en yaygın illeri arasında bulunması nedeniyle Denizli için sendikasızlığın başkenti tanımlamasını kullanabiliriz. Buna karşın elbette girişimler oldu ama bu girişimler bir yığın hukuksuzlukla bertaraf edildi. Geçtiğimiz haftalarda KESK’e bağlı Tüm Bel-Sen, DİSK’e bağlı Genel-İş ve İletişim-İş Denizli’de panel düzenledi. Panelde gerek Denizli özelinde gerekse genel olarak örgütlenme özgürlüğünün önündeki engeller konuşuldu.

“İşçiler için de hak, hukuk ve adalet!”

Katılımcılarla görüştüğümüzde içerik ve nitelik anlamında olumlu geri dönüşler aldık. Panel öncesi iş yerleri ve işçi duraklarında bildiriler dağıtarak afişler asarak gerekse sosyal medyadan çağrılar yapmıştık. 50’den fazla katılım olan panelde birçok iş kolundan temsili işçiler vardı. “İftara davetliyiz”, “Mesaiye kaldım” gibi gerekçelerle katılamayanlardan geri dönüşler oldu. Katılanların üçte biri işçi, üçte biri kamu emekçisi, üçte biri de emekliydi. Sınırlı sayıda üniversite öğrencisi de vardı. Açılışta Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına, Eğitim Sen MYK üyelerine açılan soruşturmaya da değinildi. Halk hak, hukuk, adalet sloganlarıyla sokağa çıkarken sosyal demokrat belediyelerde emekçilere dönük haksızlıklar ve adaletsizlikler de eleştirildi. Gerek İzmir’de belediye işçileri ve kamu emekçilerinin yaşadıkları, gerekse Denizli Büyükşehir Belediyesi ve Merkezefendi Belediyesi’nin işçilere yönelik baskı, sürgün ve ücret politikalarına tepki gösterildi.

“Kampanyanın talepleri kamu emekçileri açısından da önemli!”

Tüm Bel-Sen MYK üyesi Bülent Türkmen, Eğitim Sen MYK’sına açılan soruşturma ile başladığı konuşmasında kamudaki grev yasağına ve genel hizmet işkolunda yaşadıkları sorunlara değindi. Tüm Bel-Sen’in “Grevsiz toplu sözleşme, toplu sözleşmesiz sendika olmaz” şiarı, meselenin özetiydi. Bu yasakları fiili mücadelelerle aştıklarını işyerlerindeki örgütlülük ve kamu emekçilerinin birleşik mücadelesiyle grev yasağını da aşabildiklerini yasal sınırlamanın üzerinde TİS’lere de imza atabildiklerini aktardı. Türkmen, “Taleplerimiz net” kampanyası hakkında, işçilere dönük bir kampanya gibi görünse de kamu emekçileri açısından da önemli olduğunu ve sahiplenilmesi gerektiğini vurguladı.

İletişim-İş Genel Başkanı Gürkan Emreoğlu kampanyayı başlık başlık ele alırken kendi işkolundan örnekler verdi. Baraj ve yetki itirazları üzerinde duran Emreoğlu, Telekom’daki yetki sürecine ilişkin yaşanan bir örneği şöyle aktardı; “Telekom’da yaşadığımız ilginç bir deneyim. Yetkisiz olduğu halde yetki alan bir sendika var. Ona karşı dava açılan bir süreç var. Sonra öteki sendika davadan çekiliyor ve sözleşme 18 ay sonra imzalanabiliyor!” Grev yasaklarına karşı Birleşik Metal-İş’in grev yasağını tanımayarak grevi devam ettirdiği ve iyi bir sözleşme imzaladığı örnekleri aktaran Emreoğlu yetki süreçlerine ilişkin kapalı oy açık sayım usulü ile iş yerinde referandum yapılması ve referanduma göre yetkinin işçilerle belirlenmesi önerisinde bulundu.

Pamukkale Üniversite’sinden Dr. Erkan Kıdak, akademisyenlerden mevzuata ilişkin bir sunum beklendiğini ancak mevzuatın sorunları aşmada yetersiz kaldığını ifade etti. ASKON Demir Çelik’te Türk Metal’in yetkiyi almasına karşın sendikalı işçilerin işten atıldığını ancak hiçbir hukuki süreç yaşanmadığını dile getiren Kıdak, “Filidea Tekstil’de de TEKSİF’e üye işçiler işten atıldı. Aylarca direniş oldu hiçbir sonuç alınamadı. ADM Elektrik Dağıtım devir sözleşmesinde işten atmayı yasaklayan madde olmasına rağmen kamudan devrolan sendikalı işçiler işten atıldı. EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan soru önergesi verdi o önergeye de cevap gelmedi. Pamukkale Üniversitesi’nde iktisadi işletmedeki işçiler greve çıktı. İşletme yönetimi grev kırıcılığı yaptı ancak bir yaptırım olmadı” sözleriyle Denizli’de yaşanan belli başlı sorunlara değindi. Kıdak, Şeker-İş’in açtığı dava sonucu yetki itirazlarına ilişkin AYM’nin hak ihlali kararı olmasına karşın bu hukuksuzluğun da devam ettiğini vurguladı.

“Engelleri birleşe birleşe, direne direne aşacağız!”

Özetle panelde önemli örnekler, dikkat çeken konuşmalar vardı. Açılışta İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla başlayan üniversite boykotları ve yürüyüşlere dikkat çekilirken “Her halk hareketin ODTÜ ne yapıyor diye bir dönüp bakarız. Ancak ODTÜ’deki direniş tarihsel bir sürecin ve örgütlü mücadelenin sonucudur. ODTÜ’de öğrenciler her hafta bir panel, söyleşi düzenler, her sorunlarında bir araya gelir tartışır ve eylem yaparlar” ifadeleri kullanılmıştı. Bu kampanyanın da başarıya ulaşması ne her ilde düzenlenecek bir panelle ne de meclise sunulacak bir yasa tasarısıyla sağlanabilir. Her iş yerinde işçiler talepler etrafında birleşik bir mücadeleye girişmeli, engelleri fiili olarak aşmalı ve pratik örnekler sergilemeli. Birleşik Metal-İş’in grev yasaklarını tanımayan tavrı, Antep’te tekstil işçilerinin kurultayla başlayan önceki yıllardan güç alarak 20’den fazla fabrikada birleşerek yürüttükleri süreçler olumlu örnekler. Ancak bu örnekler buralarla sınırlı kalmamalı her işkolundan işçiler örgütlenme özgürlüğünün ve iş güvencesinin önündeki engelleri birleşe birleşe, direne direne aşmalıdır.

Evrensel'i Takip Et