‘Fakülteler arası dayanışma toplulukları kurduk’
"Unutmamalıyız ki mücadelemizi büyüterek devam ettirmek; tutuklanan, işkenceye ve tacize maruz kalan sıra arkadaşlarımıza boynumuzun borcudur."

Fotoğraf: Evrensel
İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesinden Cem
18 Mart Salı akşamı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploması, İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu tarafından hukuksuzca iptal edildi. Ardından, 19 Mart Çarşamba günü İmamoğlu ve 100'den fazla kişi şafak operasyonuyla gözaltına alındı. Hükümetin yaptığı bu sivil darbeye sessiz kalmayan İstanbul Üniversitesi öğrencileri, düzenledikleri eylemde önlerine kurulan polis barikatını aşarak ülke çapında gerçekleştirilen eylemlerin fitilini ateşledi.
Bu olağandışı gelişmeler sonucunda, ODTÜ öğrencileri topladıkları forumda akademik boykot kararı aldı ve ülke genelindeki üniversitelere de boykot çağrısında bulundu. Yıllardır atanmış rektörlerin öğrenciler üzerinde kurduğu baskılarla sindiği düşünülen öğrenciler, bu çağrıya kulak vererek diğer üniversiteler gibi fakülte bazlı örgütlenerek forumlar gerçekleştirdi ve boykot komiteleri kurdu. Biz de İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencileri olarak hızlı bir şekilde örgütlenerek forumumuzu gerçekleştirdik ve demokratik bir seçimle boykot komitelerinde bulunacak temsilcilerimizi seçtik. Seçilen temsilcilerimiz ve boykot sürecinde yardımcı olmak isteyen diğer sıra arkadaşlarımızın öneri ve destekleriyle boykot sürecini nasıl örgütleyeceğimizi planladık.
Boykotun asıl amacı, kampüs içerisinde sıra arkadaşlarımızla iletişimimizi kuvvetlendirmek ve karar alma mekanizmasını güçlendirmekti. Bu doğrultuda müzik etkinlikleri, pankart hazırlama atölyeleri ve bize destek veren hocalarımızla açık dersler gerçekleştirdik. Boykotun ilk gününde amfiler boş, kampüs doluydu. 24 Mart Pazartesi günü ilk forumumuzda demokratik bir karar alma süreci ile temsilcilerimizi belirledik, pankartımızı hazırladık ve İstanbul Üniversitesi kortejine dahil olarak diğer üniversitelerle ortak gerçekleştirilen kitlesel Beşiktaş eylemine katıldık.
Boykotun ikinci gününde yine amfileri boş bırakıp kampüsü canlı tuttuk. Sabah forumumuzu topladık, ardından Turan Emeksiz Anıtı önünde taleplerimizi içeren bildiriyi okuyup bir günlük iş bırakma kararıyla bize destek veren Eğitim Sen’li hocalarımızın Beyazıt Ana Kapı’daki basın açıklamasına katıldık. Ek bir parantez açmak isterim ki, o gün basın açıklamasını yapan Levent Dölek hocamız anayasal hakkını kullandığı için tutuklandı.
Üçüncü günümüzde ise yüksek katılımla bir müzik etkinliği gerçekleştirdik. Müzik etkinliğimizi düzenlerken, anayasal haklarına dayanarak eylemlere katıldıkları için tutuklanan sıra arkadaşlarımıza destek olduğumuzu belirten pankartlar hazırladık. Sonrasında, eğitimi amfinin dışına taşıyarak bahçemizde haklı mücadelemize ortak olan hocamızla “İran’da Toplum ve Siyaset” konu başlıklı açık dersimizi yaptık. Dersimiz bittikten sonra keyifli bir bilgi yarışması düzenledik, ardından sesimizi duyurmak için diğer fakültelerden gelen arkadaşlarımızla Beyazıt Meydanı’na sloganlar eşliğinde yürüdük. Basın açıklamamızın devamında, kalabalık dağılırken alanda kalan arkadaşlarımız polis tarafından ablukaya alındı. Maskelerini indirmedikleri takdirde ablukadan çıkartılmayacakları söylendi. Sıra arkadaşlarımız, onlarca polis kamerası tarafından çekilirken fişlenme korkusuyla bu talebi yerine getirmek istemedi. Bir süre ablukada kalan bazı arkadaşlarımızın maskeleri zorla çıkartılarak yüzleri kayıt altına alındı. Bu fişlemeler sonucunda bazı arkadaşlarımız şafak operasyonuyla gözaltına alındı.
Fakat yapılan zorbalıklar bizi yıldırmak yerine daha da güçlendirdi. Boykotun dördüncü gününde etkinliklerimizi sürdürmeye devam ettik. Bu kapsamda ikinci açık dersimizde, yürüttüğümüz boykotun dünya genelindeki tarihsel sürecini inceledik. Devamında basketbol ve müzik etkinlikleriyle diğer fakültelerdeki arkadaşlarımızla etkileşimde bulunurken seçilmiş temsilcilerimiz de taleplerimizi iletmek için atanmış rektörle görüşmeye gittiler. Ancak aldığımız geri dönüşlere göre rektörlük kendi öğrencilerini muhatap almadı. Rektörün müsait olmadığı söylendi ve temsilcilerimiz genel sekreterle görüştü. Taleplerimiz demokratik ÖTK’nin yerine getirilmesi, fakülteler arası geçiş kısıtlamasının kaldırılması, boykota katılan öğrencilerin akademik hayatlarının güvenceye alınması, CİTÖK’ün etkinleştirilmesi ve siyasi bir karar olan diploma iptali kararının geri çekilmesi oldu. Bu haklı taleplerimize maalesef olumlu yanıtlar alamadık.
Bu boykot sürecinde dayanışma açısından önemli kazanımlar elde ettik. Ayrıca, öğrencilerin inisiyatifiyle her fakültenin boykot komitelerinden seçilen temsilciler sayesinde fakülteler arası bir öğrenci topluluğu platformu oluşturuldu. YÖK’ün öğrencilere tanıdığı ancak mevcut atanmış rektör tarafından yıllardır ertelenen ÖTK seçimleri yüzünden fiili bir ÖTK’miz bulunmuyordu. Biz de buna alternatif bağımsız bir öğrenci hareketi olarak çalışmalarımızı sürdürmeye ve güçlendirmeye çabalıyoruz.
Yazının sonlarına gelirken unutmamalıyız ki mücadelemizi büyüterek devam ettirmek; tutuklanan, işkenceye ve tacize maruz kalan sıra arkadaşlarımıza boynumuzun borcudur.
Evrensel'i Takip Et