1 Nisan 2025 14:10

Tutuklanan gençlerin aileleri: Çocuklarımızla gurur duyuyoruz

Gençleri tutuklayarak sindirmek isteyen saray rejiminin baskılarına rağmen ne gençler siniyor ne de aileleri geri çekiliyor. Tutuklanan yüzlerce gencin ailesi dayanışma ağı kurdu.

Tutuklanan gençlerin aileleri: Çocuklarımızla gurur duyuyoruz

Fotoğraf: Nisa Sude Demirel/Evrensel

Eylem Nazlıer
[email protected]


İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve ardından tutuklanmasıyla başlayan protesto eylemleri gençlerin kendi geleceklerine sahip çıkmasına dönüştü. Eylemler yaygınlaşıp, kitleselleşirken binlerce genç genç ve öğrenci polis müdahalesiyle gözaltına alındı, tutuklandı. Darp edilen, kötü muameleye maruz kalan gençlerden en az 301’i tutuklanarak bayramı cezaevinde karşılamak zorunda bırakıldı. Tutuklanan gençlerin aileleri, çocuklarının haklı olduğuna ve suçsuz olduklarına dikkat çekerek kurdukları dayanışma ağıyla çocuklarının serbest bırakılması için çağrıda bulunuyor “Biz çocuklarımızla gurur duyuyoruz. Çocuklarımızı derhal serbest bırakın.”

‘Baştan sona hukuksuzluk’

Protestolar sırasında tutuklananlar arasında İstanbul Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğrencisi 23 yaşındaki kızının da bulunduğunu belirten baba Avni Gündoğan, yaşanan hukuksuzlukları anlattı: “Çocuklarımızın evlerine baskın yapıldı. Pazartesi sabahı saat 5.30’da büyük bir terör operasyonu yapıyormuş gibi gözaltına aldılar. Gözaltına alınanlar, Saraçhane’de tutuklananlarla birlikte Vatan Emniyet’e götürüldü. Burada çocuklara su ve ekmek dışında hiçbir şey verilmedi. Ardından bizleri arayarak ‘Yarın saat 9’da Çağlayan Adliyesi’ne getireceğiz’ dediler.”

‘Önce serbest, sonra tutuklama’

Ancak avukatların da ailelerin de beklemediği bir gelişme yaşandı. Gündoğan, Çağlayan Adliyesi’ndeki bu süreci de şu sözlerle aktardı: “Saat 11 gibi adli kontrolle serbest bırakıldıklarına dair bir liste asıldı. Ancak çocuklar bir türlü serbest bırakılmadı. Bir saat sonra avukatlar birden yukarıya doğru koşmaya başladı. ‘Ne oluyor?​’ diye sorduğumuzda avukatlar: ‘Tutuklama talebiyle tekrar hakimliğe sevk edilmişler’ dediler.”

‘Eğitim haklarını engellediler’

Gündoğan, tutuklamaların tamamen hukuksuz olduğunu ve gençlerin anayasal haklarını kullandıkları için cezalandırıldıklarını dile getirerek “Tutuklanan gençler cezaevinde ciddi hak ihlallerine maruz kaldı. Eğitim hakları da engellendi. Bu çocukların çoğu öğrenci. Pazartesi günü sınavları var ama tutuklandılar. Ders notlarını cezaevine götürdük ama verilmedi. Gazeteye erişimleri yok. Haftada bir gün aile görüşü dışında dış dünyayla bağlantıları kesilmiş durumda” diye konuştu. Üstelik bazı gençlerin, tecavüz suçlularının ve uyuşturucu satıcılarının bulunduğu koğuşlara yerleştirildiğini duyduklarını anlatan Gündoğan, cezaevi koşullarıyla ilgili şikâyetlerin İstanbul Barosu Cezaevi Komisyonu tarafından da doğrulandığını da hatırlattı.

‘Gelecekleri için oradaydılar’

Gündoğan, gençlerin sadece Ekrem İmamoğlu için değil, asıl olarak kendi gelecekleri için mücadele ettiklerine işaret ederek “Bu sadece Ekrem İmamoğlu, CHP ya da belediye başkanlığı meselesi değil. Gençler bu ülkede kendi geleceklerini göremiyorlar. Mezun olsalar bile torpilleri olmadan iş bulamayacaklarını biliyorlar. İş bulsalar bile kazandıkları paranın hayallerini gerçekleştirmeye yetmeyeceğinin farkındalar. Bu yüzden alanlara çıktılar” dedi. Gündoğan, kızının eğitim hayatı boyunca başarılı bir öğrenci olduğunu anlatarak “Keman ve gitar çalıyor. Depremden üç gün sonra Hatay Defne’ye giderek bir ay boyunca orada insanlara yardım etti. Çamaşırhanelerin, tuvaletlerin kurulmasına katkı sağladı. Şimdi ise hiçbir suçu olmadığı halde cezaevinde” tepkisini gösterdi.

‘Dayanışma bekliyoruz’

Çocuklarının serbest bırakılmasını isteyen aileler, gençlerin eğitim haklarının engellenmemesi ve cezaevi koşullarının iyileştirilmesi için mücadele ettiklerini belirtiyor. Gündoğan, tüm toplumun da bu dayanışma içinde olması gerektiğine dikkati çekerek “Çocuklarımız halk iradesine, eğitim hakkına ve anayasal haklarına sahip çıktılar. Gelecekleri için oradaydılar. Aileler olarak çocuklarımızın serbest bırakılması için dayanışma ağları kurduk. Tüm toplumun da bu dayanışmaya katılmasını istiyoruz” çağrısını yaptı.

‘En temel haklar çiğnendi’

İzmir’de tutuklanan ve Menemen Cezaevi’ne konulan Ege Üniversitesinde okuyan gencin babası Yusuf Çakır, kendilerine yaşatılanın yalnızca hukuka değil, temel insan haklarına da aykırı olduğunu söyledi. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde protesto hakkının açıkça tanındığını hatırlatan Çakır “Herkes istediği yerde, izin almaksızın protesto yapabilir. Ancak bugün anayasal haklarımız çiğneniyor. Yaşananlar, ülkemizdeki yönetim biçiminin otoriterleştiğinin bir göstergesidir. Faşizm yalnızca insanları susturmaz, davranışlarını da değiştirmeye zorlar. Şu an çocuklarımıza yapılan da budur” diye konuştu.

‘Çocuklar aç bırakıldı’

Kamuoyu baskısının cezaevindeki koşulları bir nebze iyileştirdiğini, ancak hala çocuklarının cezaevlerinde ciddi sorunlar yaşandığının altını çizen Çakır “Salı günü gözaltına alınan altı genç, 24 saat boyunca aç bırakıldı. Sabah gözaltına alındılar, ertesi sabaha kadar yemek verilmedi. Emniyette aç kaldılar, adliyede aç kaldılar, tutuklandıktan sonra tekrar aç bırakıldılar” dedi.

‘Halen temiz kıyafet alamadılar’

Çakır, oğlunun halen temiz kıyafetlere ulaşamadığını ve cezaevi kantinlerinin kapalı olması nedeniyle temel ihtiyaçlarını da karşılayamadığı bilgisini vererek “Cezaevi yönetimi, kapalı görüş dışında eşya kabul etmiyor. Kapalı görüş ise ancak önümüzdeki hafta Perşembe günü yapılacak. Çocuklarımız hâlâ temiz kıyafetlerine ulaşamadı. Kantin kapalı olduğu için iç çamaşırı, hijyen malzemesi, diş fırçası ve diş macunu gibi temel ihtiyaçlarını bile alamıyorlar. Sigara içenler sigara bile bulamıyor. Milletvekilleri ziyarete gitti, bugün ya da yarın kantinin açılacağını söylediler. Ama halen büyük mağduriyetler yaşanıyor” diye konuştu.

‘Ben geleceğimi kurtarmaya gidiyorum’

Tutuklanan gençlerin büyük çoğunluğunun öğrenci olduğunu hatırlatan Çakır, bu sürecin onların eğitim hakkını da doğrudan gasp ettiğine vurgu yaparak ekliyor: “Bu çocukların suçu yok. Tek yaptıkları şey, geleceklerinin kötüye gittiğini görmek ve bunu protesto etmekti. Ama şimdi eğitim hakları ellerinden alınıyor. Anayasal olarak suçsuz sayılmaları gerekirken cezaevinde tutuluyorlar. Bu tamamen keyfi bir uygulama.” Çakır, oğlunun Ege Üniversitesi öğrencisi olduğunu ve aynı zamanda bir işte part-time çalıştığını belirterek, gençlerin taleplerinin yalnızca Ekrem İmamoğlu meselesiyle sınırlı olmadığını altını çizdi. İmamoğlu olayının zaten baskı altında olan gençler için bardağı taşıran son damla olduğuna işaret eden Çakır, oğlum annesinin ilk protestoya katıldığında ona ‘Neden gidiyorsun, başına bir şey gelir?​’ endişesine şu cevabı vermişti: “Anne, geleceğim gitti. Ben geleceğimi kurtarmaya çalışıyorum.’”

‘Anne-Baba Dayanışma Ağı büyümeli’

Çakır, tutuklanan gençlerin aileleri olarak bir dayanışma ağı kurduklarını ve bu yapının güçlenmesi gerektiğini belirterek “Bu artık yaşamın kendiliğinden oluşan bir dayanışma ağı. İçerideki çocuklarımızla, ailelerle dayanışmak zorundayız. Bu destek maddi olabilir, manevi olabilir, psikolojik olabilir. Avukat desteği olabilir. Ama bunu büyütmeliyiz.” Kendisinin de gençliğinde toplumsal mücadelenin içinde olduğunu ve bu yüzden de bugünün gençlerini iyi anlayabildiğini dile getiren Çakır “Geçmişte devrimciler, anne-babalarına ‘üzülmeyin’ derlerdi. Bugün roller değişti. Artık biz anne-babalar çocuklarımıza ‘Eğilme, dik dur. Annen, baban seninle gurur duyuyor’ diyoruz. Çünkü bu çocuklar haksızlığa, adaletsizliğe, geleceksizliğe karşı seslerini yükselttiler” ifadelerini kullanarak toplumun tüm kesimlerini gençlere sahip çıkmaya ve dayanışmaya çağırdı.

Evrensel'i Takip Et