Hiçbir güç, direnenlerin ruhunu kıramaz!
Nepotizm, kayırmacılık ve liyakatsizlik gibi adaletsizliklerle karşılaşan gençler, bir çıkış yolu arayarak direniş bayrağını yükselttiler.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Fransızca Mütercim Tercümanlık Öğrencisi
Bilkent Üniversitesi
Bugünün üniversite öğrencileri, Uzun yıllar süren bir AKP iktidarıyla büyüdüler ve ne yazık ki başka bir siyasi dönemi hiç deneyimlemediler. Bu gençler, her geçen gün otoriterleşen bir düzenin içinde, baskıcı politikaların gölgesinde yetişiyorlar.
Otoriterleşmeye karşı atılan ilk adım, Gezi direnişiyle oldu. 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’nin tek başına iktidar olma gücünü kaybetmesinin ardından, iktidarın korunabilmesi için çok daha da baskıcı politikalar uygulanmaya başlandı. Her geçen gün dünyada örneklerini sıkça gördüğümüz, popülist sağ siyasetin izlediği yolu takip etti: Muhaliflere karşı sürekli bir korku atmosferi yaratarak toplumu kutuplaştırmak, yargıyı adeta bir silah gibi kullanmak ve en nihayetinde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle faşizme giden adımları atmak.
Bugünün gençliği işte tam bu noktada direnişe geçti. Nepotizm, kayırmacılık ve liyakatsizlik gibi adaletsizliklerle karşılaşan gençler, bir çıkış yolu arayarak direniş bayrağını yükselttiler. Bu cesur tavırlarını, umutlarını kaybetmeden sürdüren her bir sıra arkadaşımı selamlıyorum.
İşkenceyle yapılan gözaltılar sadece bir cezalandırma değil, aynı zamanda toplumu sindirip korkutmak amacıyla verilen bir gözdağı. Burjuva devlet aygıtları tarih boyunca isyancılara ve muhaliflere karşı hep zor kullanmıştır. Ancak, bugün devletin niteliği iyice faşizme yaklaştı ve bu tür uygulamalar ne yazık ki artık bizi şaşırtmıyor.
Yine de ODTÜ eylemcilerinin dediği gibi, "Hiçbir biber gazı, umutsuzluğun gözyaşları kadar acı veremez." Selam olsun tüm direnenlere!
Evrensel'i Takip Et