EMEP, üretici köylülerle yarın Meclis'te toplantı düzenleyecek

Türkiye’nin dört bir yanından gelen üretici köylüler, artan maliyetler, düşük ürün fiyatları, ithalat politikaları ve tarımı bitiren uygulamalara karşı seslerini Meclis’e taşıyor. Rize’den Antep’e, Ordu’dan Polatlı’ya kadar farklı bölgelerden gelen üreticiler, sorunlarını ve taleplerini dile getirmek üzere Ankara’da buluşuyor. 

Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sedat Başkavak ve EMEP Milletvekilleri İskender Bayhan ve Sevda Karaca 7 Nisan Pazartesi günü TBMM'de Türkiye'nin farklı bölgelerinden üretici köylülerle bir toplantı düzenleyecek. 

Tarımda kazanan tekeller, kaybeden üretici 

Emek Partisi yaptığı açıklamada, "Girdi maliyetlerinin artmasına, tarımın şirketlerin denetimine girmesine, köylünün toprağından koparılmasına karşı; toprağına, suyuna ve geleceğine sahip çıkan üretici köylülerle birlikte Meclis’teyiz! Emek Partisi olarak, üretici köylülerin sorunlarını ve taleplerini doğrudan dile getireceği bir basın toplantı düzenliyoruz" diyerek çağrı yaptı.

FAO verilerine göre, dünya genelinde çiftçinin satış fiyatından aldığı pay 1910’da yüzde 40 iken 1997’de yüzde 7’ye düştü. 2001-2022 arasında tarım ve gıda şirketleri yüksek kârlar elde ederken, üretici köylüler zararına üretim yapmak zorunda kaldı. Küçük üretici; düşük alım fiyatları, yüksek girdi maliyetleri ve yetersiz destekler altında eziliyor. 

EMEP açıklamasında, "Tarım politikaları, 'ya şirketleş ya da yok ol' anlayışıyla köylüyü şirketlere bağımlı hale getiriyor. Desteklemeler, teşvikler ve hibeler doğrudan büyük sermaye gruplarına aktarılıyor. Üretici ise borç yükü altında tarımı terk ediyor; köyler boşalıyor, şehirlerde işsizlik büyüyor. İktidarın ithalat politikaları nedeniyle tarım ürünlerinde fiyat baskısı yaşanıyor. Üretici zararına satış yaparken, tüketici yüksek fiyatlarla karşı karşıya. Artan ithalat, yerli üretimi baskılayarak üretici köylüyü tarımdan uzaklaştırıyor" dedi. 

Açıklamaya şöyle devam edildi: 

"Rize ve Artvin'den çay üreticileri, Çaykur’un kota uygulamaları ve özel fabrikaların düşük fiyat dayatmasına karşı çay üreticileri su kaynaklarını ve geçimlerini savunmak için geliyor. 

Ordu'dan fındık üreticileri, Ferrero gibi tekellerin fiyat dayatmasına karşı çıkıyor; sözleşmeli köleliğe hayır diyor.
 
Suluova'dan besiciler, aüt fiyatlarının maliyetin altında kalması nedeniyle hayvanlar kesime gönderiliyor. Üretici kazanmıyor, ülke ithalata mahkûm ediliyor. 

Amasya'dan hububat üreticileri, buğday ve arpa üreticileri düşük alım fiyatlarına, yüksek ithalata ve enflasyonun altında ezilen desteklemelere karşı ses yükseltiyor. 

Merzifon'dan ayçiçeği üreticileri, Ukrayna’dan ithalatla baskılanan fiyatlar, üreticinin maliyetini bile karşılamıyor. Gümrük vergileri indirilirken köylü emeğinin karşılığını alamıyor. 

Polatlı'dan mısır ve soğan üreticileri, “Soğan tarlada 3 TL, markette 15 TL!” diyerek isyan eden üreticiler, hasat zamanında yapılan ithalat kararlarına tepki gösteriyor.
 
Bursa'dan zeytin üreticileri, artan maliyetler karşısında düşen fiyatlar zeytin üreticisini zorluyor. Üreticiler, korunmayan zeytinlikleri ve desteklenmeyen emeği gündeme taşıyor. 

Malatya'dan kayısı üreticileri, deprem sonrası artan işçilik ve girdi maliyetleri karşısında yerinde sayan fiyatlara tepki gösteren üreticiler, tüccarın belirlediği fiyat sistemini sorguluyor. 

Tunceli'den küçükbaş hayvan yetiştiricileri, yayla göçleri, yem maliyetleri ve sabit kalan süt ve peynir fiyatları nedeniyle geçimlerini sürdüremeyen yetiştiriciler çözüm arıyor. 

Afyon'dan köylüler, mera alanlarının betonlaşmasına ve küçük aile çiftçiliğinin bitirilmesine karşı çıkan köylüler, “Tarımı hor gören, yarınını zor görür” diyerek Meclis’te olacak. 

Balıkesir'den arıcılar, balın değerinin düşmesine ve artan nakliye masraflarına karşı arıcılar, üretimin sürdürülebilirliği için destek bekliyor. 

Gaziantep (Nizip)'ten fıstık üreticileri ise düşen fiyatlar, artan bakım ve işçilik maliyetlerine karşı fıstık üreticileri, taşlı arazilerdeki ağır emeğin karşılığını istiyor." (Haber Merkezi)