İzmir Barosu: Ne meslektaşlarımızı ne halkımızı bu kör karanlıkta bırakmayacağız
5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla Bayraklı Adliyesi önünde açıklama yapan İzmir Barosu, “Ne meslektaşlarımızı ne halkımızı bu kör karanlıkta bırakmayacağız” dedi.

Fotoğraf: Aliye Ceylan/AA
İzmir — İzmir Barosu 5 Nisan Avukatlar günü kapsamında basın açıklaması gerçekleştirdi. Bayraklı Adliyesi C kapısı önünde gerçekleştirilen açıklamada basın metnini İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz okudu.
Hukukun fiilen ortadan kaldırıldığı, demokrasinin lağvedildiği günlerden geçildiğini belirten Yılmaz, "Demokratik, anayasal haklarını kullandıkları için pırıl pırıl 301 gencimizin cezaevine atıldığı, en ufak bir muhalif sesin bile şiddetle, yargı sopasıyla cezalandırıldığı, korkudan nefes bile alamayacak bir toplum yaratılmaya çalışıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Milletvekili bir avukat meslektaşımızın, Can Atalay'ın Anayasa Mahkemesi kararına rağmen cezaevinde adeta esir tutulduğu, anayasa mahkemesi kararlarının tanınmadığı bir ortaçağ karanlığını yaşıyoruz. Tahir Elçi'lerin herkesin gözü önünde katledilip tüm sanıkların beraat ettirildiği, Ebru Timtik'lerin adil yargılanma için başlattığı ölüm orucunda yaşamını yitirdiği, Selçuk Kozağaçlı'ların, Selahattin Demirtaş'ların hukuk garabeti davalar ile cezaevlerine atıldığı bir ülkede yaşıyoruz" dedi.
"Avukatsız bir yargı hayali ile yaşayanların iktidarında avukatlık yapıyoruz"
Yılmaz, Türkiye tarihinde ilk kez bir baronun, İstanbul Barosu yönetiminin hukuki hiçbir dayanağı bulunmayan, salt savunmaya gözdağı vermek amaçlı açılmış bir davaname ile görevden alındığı, görevlerini yaptıkları için haklarında jet hızıyla ceza soruşturması açıldığına dikkat çekti.
Yılmaz, "Açık bir cezaevine döndürülen, hukukun hiçbir kırıntısının kalmadığı, en demokratik taleplerin bile şiddet ve hapishane ile bastırılmaya çalışıldığı, kayyım uygulamalarının vaka-i adiyeden sayıldığı, 35 senelik diplomaların bir gecede iptal edildiği, siyasi rakiplerin şafak operasyonlarıyla hapse atıldığı; tüm bunlara karşı ses çıkaranların ise terörist ilan edilerek soruşturma/tutuklama sopası ile ses çıkaramaz hale getirilmek istendiği bir ülkede, hiç kimsenin can ve mal güvenliğinin dahi kalmadığı bir coğrafyada avukatlık yapıyoruz. Meslektaşlarımıza karşı ekonomik ve fiziksel şiddetin sistematik hale getirildiği, baro tarafından hak ihlallerinin tespiti için görevlendirilen meslektaşlarımızın avukat oldukları bilinmesine rağmen gözaltına alındığı şartlarda; imkan bulsalar tüm savunma makamını külliyen ortadan kaldırarak avukatsız bir yargı hayali ile yaşayanların iktidarında avukatlık yapıyoruz" dedi.
"Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz"
"Mesleğimizin yaşadığı pratik sorunların büyük bir kısmının egemenlerin sömürü ve baskı politikaları ile birebir ilintili olduğunu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmıyor ve buna karşı mücadeleyi büyütüyoruz" diyen Yılmaz, şunları söyledi; "Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletinde yaşayamamanın, mesleğimizin de anlamının değiştirilmesi tehlikesine işaret ettiğini biliyoruz. Bu nedenle her demokrasi talebinin arkasında duruyor ne meslektaşlarımızı ne de halkımızı bu kör karanlıkta yalnız bırakmamak için çabalıyoruz. 5 Nisan Avukatlar Günü'nü gerçekten kutlayacağımız özgürlük ve demokrasi dolu günlerin geleceğine olan sarsılmaz inancımızla, tüm meslektaşlarımızın gününü kutluyor ve bir kez daha haykırıyoruz: Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz."
“Bugün yalnızca konuşmuyoruz, hak talep ediyoruz”
Stajyer avukatlar adına konuşma yapan Av. Sıla Çelik ise mesleğe başlarken yaşadıkları sorunlara dikkat çekerek, “Stajyer avukatlık, yasada bir mesleğe hazırlık süreci olarak tanımlansa da fiiliyatta adliye stajı yalnızca imza atmaya, avukat yanında ise sigortasız, ücretsiz, sorumluluk almayan ama iş yükünü sırtlanan bir emek sömürüsü rejimine dönüşmüş durumda" dedi. Pek çok arkadaşının angarya işlere maruz kaldığını dile getiren Çelik, "Sabah akşam dava dosyası hazırlayan, duruşmalara katılan, icra işlemleri yürüten stajyerler; emeğinin karşılığını alamıyor, yine birçoğu mobbinge uğruyor. Aldıkları tecrübe ise çoğu zaman bir başka avukatın kâr hanesine yazılıyor" dedi.
Son olarak taleplerini dile getiren Çelik, "Staj amacına uygun ve nitelikli hale getirilmelidir, hukuk fakültesi sayısı azaltılmalı ve nitelikli eğitim verilmelidir, işçi avukatların sigortasız düşük ücretli güvencesiz çalıştırılmasına karşı barolar aktif denetim yapmalıdır” diye belirtti. (Evrensel)
Evrensel'i Takip Et