8 Nisan 2025 13:13

Ankara'da gözaltına alınan kadınlar Bakan Tunç'un inkar ettiği çıplak aramayı anlattı

"Şefleri olan kadın ‘30 yıldır çıplak arama yapıyoruz, bu bir rutin’ dedi. Üzerime hepsi dizleriyle bastı. ‘Nefes alamıyorum’ demeye çalıştım. ‘Geber’ diyerek daha çok burnumu ve ağzımı kapattılar."

Ankara'da gözaltına alınan kadınlar Bakan Tunç'un inkar ettiği çıplak aramayı anlattı

Yılmaz Tunç | Fotoğraf: AA

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un “Ülkemizde yok” dediği çıplak arama dayatmasına maruz kalan kadınlar, Ankara Emniyet Müdürlüğünde yaşadıklarını Mezopotamya Ajansına (MA) anlattı.

İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik 19 Mart’ta gerçekleştirilen operasyonda Ekrem İmamoğlu dahil çok sayıda kişi gözaltına alınıp tutuklandı. Buna karşı düzenlenen protesto eylemlerinde de çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar, emniyette çıplak arama dayatması ve işkenceye maruz bırakıldıklarını anlattı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise dün yaptığı açıklamada "Ülkemizde kesinlikle çıplak arama diye bir durum söz konusu değildir, olamaz. Buna izin veremeyiz" diyerek büyük tepkiye neden olan çıplak arama dayatmasını inkar etti. 

Ancak MA'nın haberine göre, Ankara’da 22 Mart’ta gözaltına alınan 7 kadın çıplak arama dayatmasına maruz bırakıldı. Güvenlik endişesiyle isimlerinin haberde yer almamasını isteyen 3 kadın yaşadıklarını ajansa anlattı.

Polis: 30 yıldır çıplak arama yapıyoruz

22 Mart sabahı evinin basıldığını ve ters kelepçeyi kabul etmediği için darbedildiğini anlatan A.B, Emniyet aracında ve TEM Şube’de boynunun zorla eğilmek istendiğini, direndiği için ise şiddet gördüğünü belirtti. A.B, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

“Avukat görüşme odasına önce arkadaşım girdi. Daha sonra oradan ‘Çıplak arama yapamazsınız’ diye bir ses geldi. Biz de ‘İşkence yapıyorsunuz’ diyerek polislerle tartışmaya başladık. Kapıya yöneldim, kollarımdan tuttular. Daha sonra polislerden birisi gülerek geldi ve ‘Bu işkence değil. İstersen ben sana anlatayım işkencenin ne olduğunu’ dedi. Arkadaşım ağlayarak çıktı. Daha sonra ben içeri girdim. Bana ‘Burası dışarıya benzemez. Soyun, üstüne bakacağız’ dediler. Ben çıplak aramayı kabul etmedim. ‘Sadece kaba arama yapabilirsiniz’ dedim. Ayaktaydım, montumu çıkardım. Polis gözlüğümü çıkardı. Daha sonra şefleri olan kadın ‘Ben 30 yıldır buradayım, 30 yıldır çıplak arama yapıyoruz. Bu bir rutin’ dedi. Ben de çıplak aramayı kabul etmedim."

"Geber diyerek burnumu ve ağzımı kapattı"

"Daha sonra içlerinden ikisi beni boynumdan tutarak yere attı. Üzerime hepsi dizleriyle bastı. Şef olanın elinde eldiven vardı. Bir diziyle suratıma ve çeneme bastırıyordu. Başım yan tarafa dönüktü. Sürekli zaten saçlarım yüzüme geliyordu, hiçbir şey göremiyordum. Bağırdığım için de ağzımı kapatıyorlardı. Eli burnuma da denk geldiği için nefes alamamaya başladım. ‘Nefes alamıyorum’ demeye çalıştım. O da anladığında ‘Geber, geber’ diyerek daha çok burnumu ve ağzımı kapattı. Bir süre bu şekilde devam etti. Daha sonra çıplak arama bitti.”

"Direnene işkence var, direnme kabul et"

Polislerin “iyi polis, kötü polis” oynadığını ifade eden ve gözaltına alındığı andan itibaren şiddet gördüğünü anlatan S.G. ise yaşadıklarını şöyle dile getirdi:

“Avukat görüşme odasına alınıp çıplak aramaya maruz bırakıldığımız sırada iyi polisi oynayan polis, ‘Biz iyiyiz, bir şey yapmıyoruz’ deyip şefleri olan kadın polisi gösterdi ve ‘Ama ona karşı çıkarsan hiç iyi şeyler olmaz. O yüzden çıplak aramayı kabul et’ demişti. Etmediğim anda zaten direkt saldırmaya başladılar. İkisinin gücünün yetmeyeceğini ve ikna olmayacağımı anladıkları anda iki, üç polis daha getirdiler. Şefleri dedikleri kadın polis boğazımı sıkarak diğeri dışarıya sesimi duyurmayım diye ağzımı ve burnumu kapattı ve diğer üçü de üstüme çullanmış şekilde saldırıyorlardı. Ben çığlık atarken diğer gözaltına alınan arkadaşlardan biri korkmuş. Polisler ona ‘Sen hiç işkence görmedin mi ki şaşırıyorsun' dedi. Benden sonra çıplak aramaya maruz bırakmak istedikleri kadın arkadaşa, ‘Direnenlere işkence var, bak direnen arkadaşına hoş şeyler olmadı. Direnme kabul et' diyorlardı.” 

"Tepki almamak için yokmuş gibi davranıyorlar"

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un, “Türkiye’de çıplak arama yok” sözlerini hatırlatan S.G, “Sana şiddet uygulayabilir, sana işkence uygulayabilir, seni çıplak aramaya maruz bırakabilir, her türlü insanlık dışı davranışta bulunabilir… Mesele bunu yapması değil, mesele bunun duyulması. Kamuoyu bunun vicdanen uygun olmadığını söylediğinde onların tepkisini almamak için yokmuş gibi davranıyorlar. Bu inkar etme politikası ondan. Yoksa kendileri de farkında. Ankara Üniversitesinde bize portakal gazı sıkan polis de farkında. Bu emri verenler de farkında. Çok bilinçli bir şekilde kamuoyundan tepki almamak ve bunun üzerinden başka bir eylemselliğin örülmemesinin önüne geçmek için yapıyorlar. Sorun onların şiddet uygulanması değil, birilerinin bunu teşhir etmesi. İnkar etmeye devam edecekler. Ama biz o gerçekliğin farkındayız” dedi.

"Yerde tekmelediler, dayanacak gücüm kalmayınca üstümü çıkardılar"

Gözaltına alındıktan sonra götürüldükleri doktor muayenesinde vücudundaki darp izlerini göstermesine rağmen bunun sisteme geçirilmediğini ifade eden F.A. da şunları kaydetti:

“Başta boynumu eğdiler, yüzüme vurdular, saçımı çektiler, bacaklarımı tekmelediler, karnıma bir kadın yumruk attı… Emniyetten sonra dışarıda tekrar ters kelepçe yapmak istediler. Kabul etmediğim için yine şiddet uyguladılar. Beni yere yatırdılar ve yine kolumu büktüler. Kolumda şu an hâlâ büyük bir ezik var. Kafamı duvara yaslayarak ters kelepçe yapmaya çalıştılar. Kafamda da bir morluk var. Gözaltında çıplak arama yapmak istediler. Benden önceki arkadaşlarımdan çıplak aramanın olduğunu biliyordum. Üstümü çıkarmamı söylediler, ben de çıkarmadım. Çıkartmak için üstüme geldiklerinde ittirdim. Bana vurma pozisyonu aldıklarında yere kapandım. Cenin pozisyonu aldım. Yerde tekmelediler. Dayanacak gücüm kalmayınca üstümü çıkardılar. Çıplak bir şekilde kaldım.” (Haber Merkezi)

Evrensel'i Takip Et